'Vakıfların en hassas noktası insanlık onurunu rencide etmemesi'

Adana Vakıflar Bölge Müdürü Murat Saraçoğlu, insanlık onurunu rencide etmeden, yürekten severek ve cömertçe bağış yapılmasının, vakıfların en hassas noktası olduğunu söyledi.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 11 Mayıs 2012 11:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Adana Müftülüğü ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü işbirliğiyle 'Vakıf Bilinci ve Balkan Vakıfları' konulu konferans düzenlendi.

Müftülük konferans salonunda din görevlilerine yönelik gerçekleştirilen konferansta konuşan Murat Saraçoğlu, vakıfların, insanlığa hizmeti, cömertliği, paylaşmayı, koruma ve yaşatmayı, duyguların en ince ürünü olan sanat ve kültürle birleştirerek sunduğunu kaydetti. İnsanlık onurunu rencide etmeden, yürekten, severek ve cömertçe bağış yapılmasının, vakıfların en hassas noktası olduğunu dile getiren Saraçoğlu, ?İşte ecdadımız bu anlayışla birçok vakıf kurarak topluma hizmet etmiş ve hayırlara vesile olmuştur.? dedi. Vakfı, Allah rızasının kazanılması için Allah adına bir malın bağışlanması olarak tanımlayan Saraçoğlu, ?Vakfın temelinde, Allah'ın rızasını kazanmak ve insanlığa hizmet etmek vardır. Vakıf fikriyatı, bana göre coğrafyayı vatan yapma gayretinin de bir mahsulüdür. Vakıf eserleri bizim kültür miraslarımızdır. Eğer 'bu topraklar bizim' diyorsak, bunun bir belgesi gereklidir. İşte, Anadolu'nun her tarafında rastladığımız o güzelim şaheserler, bu toprakların bizlere ait olduğunun tapu senetleridir.? diye konuştu.

Müftü Yardımcısı Mustafa Ünverdi, 'Zaman ve Mekan' adlı çalışma üzerinden slaytlar eşliğinde bir sunum yaptı. Ünverdi, konuşmasında şunları söyledi: ?Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'daki hakimiyeti yaklaşık 500 yıl sürmüştür. Bu uzun dönem boyunca Müslüman-Türk kültürüne ait önemli eserler inşa edilmiş, bölgenin gayrimüslim halkları da bu zengin kültürden faydalanmıştır. Osmanlı imar çalışmalarına büyük önem vermiş; yollar, köprüler, camiler, medreseler inşa etmiş, ardında sayısız eser bırakmıştır. Ancak kültür mirası, mimari eserlerle sınırlı değildir; Balkan topraklarında yerleşen Müslüman gruplar, beraberlerinde halk ve tasavvuf edebiyatını, çeşitli sanat kollarını, yeme-içme kültürünü, daha doğrusu Müslüman medeniyetin bütün unsurlarını bu bölgeye taşımış, yaygınlaştırmış ve günümüze kadar yaşamasını sağlamışlardır.?

Vakıfların, Balkanlar'da Osmanlı şehirciliğinin doğup gelişmesinde ve insanlar arasında çok sıcak münasebetlerin kurulmasında mühim roller oynadığını dile getiren Ünverdi, vakıf eserlerinin, her türlü baskı ve saldırıya karşı şehrin korunmasına da katkı sağladığını anlattı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber