Arınç: Bana emeklilik yolu görünüyor
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Genel seçimlerde hangi işleme tabi tutulacağımı hepiniz biliyorsunuz. Bana emeklilik yolu gözüküyor. Bu AK Parti'yi 10 dönem daha iktidar yapacak kadromuz var. Hiç endişeniz olmasın" dedi.
Arınç, memleketi Manisa'da partisinin 4. Olağan İl Kongresine katıldı. Atatürk Spor Salonu'nda yapılan kongreye Arınç'ın yanı sıra AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi, AK Parti Manisa Milletvekilleri Recai Berber, Selçuk Özdağ, Uğur Aydemir, Muzaffer Yurttaş, ilçe ve belde belediye başkanları ve çok sayıda partili katıldı. Tek liste ile gidilen seçimlerde mevcut Başkan Murat Baybatur ile yola devam eden AK Parti Manisa İl Teşkilatı, Başbakan Yardımcısı Arınç'ı coşkuyla karşıladı. İl Başkanı Baybatur'un açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, 5 Manisa milletvekili adına konuşmasını yaptı. AK Parti'nin demokrasiyi içine sindirmiş bir parti olduğunu ve Türkiye'nin AK Parti ile birlikte normalleşme sürecine girdiğini dile getiren Tanrıverdi, artık Türkiye'de üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünün hakim olduğunu söyledi. Tanrıverdi, tutuklu milletvekillerinin durumuna ilişkin tartışmalar yaşandığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
''Kimse yargıdan birilerini kaçırmaya çalışmasın. Hele hele Anayasanın 14. maddesi gereği tutuklanmışları, 14. maddeden yargılandıkları bilindiği halde listelerinden aday gösteren, milletvekili yapılarak kurtarılmalarını hedefleyenler, kesinlikle yargı önünden bunları kaçırmayı düşünmesinler. Bu noktada özellikle anamuhalefet partisi TBMM'de yemin etmemişti. Milletvekili seçilenler milletin kürsüsüne seçildikleri halde andını içmediler. Gerekçeleri neydi, 'Silivri'deki tutuklular çıkarılsın'. Ne kadar dayandılar, 14 gün. Sonra geldiler milletin kürsüsünden kuzu kuzu yeminlerini yaptılar. Bu AK Parti'nin kararlılığıyla olmuştur. İleri demokrasiyle Türkiye'yi buluşturma hedefinden kaynaklanmıştır.''
"YEREL SEÇİMLERİN ÖNE ALINMASI DİYE BİR DÜŞÜNCEMİZ SÖZ KONUSU DEĞİL"
Tanrıverdi, Mahalli idareler seçimlerinin 2014 yılının Mart ayında yenileneceğini, bu seçimlere Manisa'nın yapılacak yasal düzenlemeyle büyük şehir olarak gireceğini söyledi. Bir önceki mahalli idareler seçimi öncesinde, Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla birlikte ''kış koşullarında seçim yapılmaması'' yönünde görüşler ortaya konulduğunu hatırlatan Tanrıverdi, şu ifadeleri kullandı:
''AK Parti ile birlikte Türkiye'de artık seçimler zamanında yapılıyor. Yerel seçimler de anayasa gereği 5 yılda bir yapılıyor. Dolayısıyla 5 yıldan önceye almaya doğrusu kimse yetkili değildir ancak anayasa değişikliği yapılırsa o zaman öne almak mümkündür. Bu çerçevede kimi muhalefet partileri, kimi sivil toplum kuruluşları, 29 Mart 2009 seçimlerinde rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopteri düştüğünde 'kışın seçim yapılmamalı, bu şartlar böylesi sorunlar ortaya çıkarıyor, hiç değilse sonbaharda seçimler yapılmalı' ifadelerinde bulunmuşlardı. Bu noktada bu olumsuzlukları dikkate alarak, mecliste grubu bulunan partiler teklif getirirlerse bilsinler ki Ak Parti bu noktada kesinlikle seçimden kaçmaz, 'böyle bir düşünceniz varsa gelin birlikte yapalım' der. Bunun dışında AK Parti olarak gündemimizde yerel seçimlerin öne alınması diye bir düşünce söz konusu değildir.''
"TÜRKİYE, İLK DEFA BAYRAMI BAYRAM TADINDA OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ KUTLUYOR"
Tanrıverdi'nin konuşmasının ardından coşkulu bir şekilde kürsüye çıkan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, tüm vatandaşların 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutladı. Bayramın bu yıl ilk kez farklı kutlamalarla tüm vatandaşların coşku yaşadıkları bir bayram olarak kutlandığını ifade eden Arınç, ''Bu yıl ilk defa farklı kutlamalarla halkımızın ve gençlerimizin her alanda büyük coşku yaşadıkları, daha sivil, gençliğe yönelik, sporu ön plana çıkaran bir bayram yaşadık. Bazıları için bu şaşırtıcı olabilir. Eski alışkanlıklarını terk etmedikleri, terk etmeye niyetleri olmadığı için bu kutlamalardan haz almamış olabilirler ama Türkiye ilk defa bayramı bayram tadında, olması gerektiği şekilde kutluyor. Bu hükümetimizin başarısının bir örneğidir. 19 Mayıs da 23 Nisan da 29 Ekim de bizimdir, bizim en büyük iftihar kaynaklarımızdır. Hem milli bayramlarımızı hem dini bayramlarımızı her zamankinden coşkulu, halkın katılımıyla yapmak hükümet olarak görevimizdir. İlk defa yapılan kutlamalar Türkiye'de büyük anlayışla sevgiyle karşılandı. İnşallah bundan sonra yapılacak kutlamalar da aynı şekilde cereyan edecektir" dedi.
ARINÇ'TAN, UZUN KONUŞAN TANRIVERDİ'YE GÖNDERME
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi'nin kürsüde yaptığı uzun konuşmaya espirili karışık göndermede bulunan Arınç, geçmişte yaşadığı bir olaydan örnek verdi. Arınç, "Aslında söylenmesi gereken pek çok şeyi de söylediler. Doğrudur bir kongrede zamanın çok da fazla geçmemesi lazım. Bütün milletvekili arkadaşlarım adına da konuştuklarını ifade ettiler. Ben herkesin hoşgörüsüne sığınarak aklıma gelen bir hatırayı sözlerimin başında ifade etmek istiyorum. Biraz da gülmemiz lazım. Birazda Manisa'nın eski günlerine dönmemiz lazım. Manisa'da biz gençken Ramazanları dört gözle beklerdik. Her akşam teravih namazını Manisa'nın başka bir camisinde kılardık. Namazdan sonrada çay içmek bizim vazgeçilmez tutkularımızdandı. Tabi bu camileri dolaşırken bazı camilerdeki hocalarında adları namları konuşulur olmuştu. Onlara jet imam diyorlardı. Bir teravih namazını 17 dakikada kıldırdı diye anlatıyorlardı. Aslında bu işin 40 dakika falan olması lazım. Teravih namazının jet hızıyla kılınması dinen de doğru değil. Ama genciz hoşumuza gidiyor. Yatıp kalkıyoruz bir an evvel kahveye gidiyoruz. Bunlardan biriside Halil abi bizim Çatal Camisiydi. Bizim Süleyman hoca nam salmıştı. Camideki insanlar dışarıda yollara kadar taşmaya başlamıştı. Bu işten hoşlanmayan birisi vardı. Ömer Faruk Çelik'in babası. Bir il kongresinde bunlardan niye bahsediyorsun diyebilirsiniz. İki sebebi var. Bir Manisa'dayım bunu hatırlamamız lazım. İkincisi de Tanrıverdi'nin de hepimizin de bundan kıssadan hisse çıkarmamız lazım. İbrahim Çelik hoca mihraba geçti. İki rekatlık sabah namazını iki saatte kıldırırdı. Teravih bitti. Arkaya dönüp dua edecekleri zaman hoca baktı bine yakın cemaatten sadece üç kişi kalmış. Birisi de Süleyman hoca. Hocam nereye gitti bu cemaat. Cevap şöyle sabah namazı için abdest tazelemeye gittiler. Benim başıma da bu geldi. Ekranın arkası doluydu, şuralarda hiç boşluk yoktu. Kabına sığamayan gençler vardı. Bende Murat Baybatur'a dönüp de nerde bunlar desem herhalde yatsı için abdest tazelemeye gittiler der. Varsa nefes almaya çıkanlar onları çağıralım? dedi.
MANİSA'DAKİ MHP'Lİ BELEDİYEYİ ELEŞTİRDİ
MHP'li Manisa Belediyesi'ni de eleştiren Arınç, şöyle konuştu:
"Kazanırsınız kaybedersiniz. Kaybettiğiniz zaman halka kızmazsınız. Kendinizde kusur kabahat ararsınız. Ama ben bir şeyi hatırlatmıştım Manisalılara. Manisa'ya huzursuzluk gelmesin Manisa'ya kavga gelmesin dedim. Manisa'ya hizmetten mahrum olmak yakışmaz iyi düşünelim iyi akıl edelim dedim. 50 senedir yapılamayanları yaptık. AK Parti'nin hizmetleri devam etsin ama Manisa'ya kavga gelmesin demiştim. Görüyorum ve üzülüyorum ki Manisa'ya huzursuzluk ve kavga gelmiştir. Bu bazen belediye binasını basmaktan bazen kendi yandaşlarını dükkanında tokatlamaktan başka hesaplarla birbirlerini hesabını görmekten geçiyordu. Bu Manisa'ya yakışmaz Manisa huzur kentidir. Manisa dürüst namuslu çalışkan insanların şehridir. Manisa hizmete muhtaç bir şehirdir. Ama bizi kötüleyenler Manisa'ya hizmet, Manisa'ya dostluk Manisa'ya arkadaşlık getiremediler. Manisa'da ne belediye ne belediyenin partisi ne de onun taraftarları kendi içinde barışık değil ki Manisa'ya huzur gelsin. O dönemi başarıyla geçmiş bir dönem kabul ediyoruz.?
"TEPE TAKLAK OLUP GİTTİLER"
Kendisinin bu dönem Bursa'dan milletvekili olması hakkındaki eleştirilere de yanıt veren Arınç, "Geçtiğimiz seçimlerde ben Bursa'dan aday gösterildiğim zaman beni çok üzen beni çok yaralayan bir şeyler sölediler. Dedilerki 'bu adam Manisa'da çok başarısız oldu. Mahalli seçimleri kaybetti, referandumda da hayır oyları üç beş fazla çıktı. Onun için aldılar bunu Bursa'ya gönderdiler.' Bu terbiyesizliktir, söylenecek bir şey değildi. Ama bunu yapanlar bunu konuşanlar o zamanki bulundakları konumda değiller. Tepe taklak olup gittiler. Seçimde şunu yaşadık. Ben siyasetçiyim ben görev insanıyım. Bursa'yı değil Diyarbakır'ı gösterseler hiç tereddüt etmez vazifemi yapmak için giderim. 19 yaşımda başladım bu işe 35 yıldır bunun içerisindeyim. Manisa'da yüzde 3,5 oy alırkende ben siyasetin içerisindeydim. Yüzde 7 aldığımızda da siyasetteydim. Oyumu 2 oy arttırdık diye sevinen de bendim. Çok şükür gittik çalıştık Bursa'da. Dediler ki biz burada birinci parti olacağız. En çok milletvekilini biz çıkaracağız. Bursa'da da onların arkadaşları var. MHP'den kastediyorum. Onlar da dediler ki 'bu başarısız adam' geldi Bursa'da tepe taklak olacak bunlar.' Ama biz nelere sabretmedik ki hayatımız hep çilelerle geçti bizim. Ben Manisa'dan gittim. Manisa'da benim can kardeşlerim müthiş bir çalışma yaptınız. Manisa'da yüzde 47 aldık, 5 milletvekili çıktı. Bu muhteşem bir başarıdır. Manisa'da Ak Parti'yi temsil eden koskocaman bir teşkilatımız var. Peki Bursa ne yaptı? Bursa'ya gittim. Bursa'da Ak Parti'nin oyları 300 bin arttı. 11 milletvekili çıkardık. Bizler hayırlı bereketli insanlarız. Kim gelebilecek ben varım diyen bir parti görüyor musunuz, ben iktidar olacağım diyen bir genel başkan görüyor musunuz, yüzde 10'nu geçtiği zaman sevinçten gözyaşı dökenler var. Yüzde 25'i bulup şükredenler var. Biz yüzde 50'lilerin üzerini konuşuyoruz. Neyle konuşuyoruz. Bu milletin oylarına güvenerek. Milleti seviyoruz millette bizi seviyor" dedi.
"MUHAFAZAKAR DEMOKRASİYİ, BU ÜLKE ÇOK SEVDİ"
Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
"Bizim partimizin insanlar tarafından sevilmesinin birkaç sebebi var. Bir kimliğimiz milletin hoşuna gitti. Biz muhafazakar demokrat bir partiyiz. Sol dediğin zaman kırk tane parti var. Sağda da 40 parti olabilir. Biz böyle değiliz. Biz muhafazakar bir partiyiz ve demokrat bir partiyiz. Millet bunun neresini sevdi. Muhafazakar olmak milletin ortak değerlerine sahip çıkmak demek. Milletin ortak değerlerinde inanç, ahlak, aile değerleri, kültürümüz, birbirimizi sevmek var. Muhafazakar olmak gerici olmak değil. Muhafazakar olmak değerlere bağlı olmak demek. Ayrımcılık yapmamak, herkesin inançına saygı göstermek, aleviydi sünniydi, Kürttü,Türktü ihtilaflarını kenara atıp biz kardeşiz diyebilmek. Bizim için aile çok önemlidir, nikah bizim için çok önemlidir. İnsanların evlatlarıyla çocuklarıyla huzur içinde yaşaması çok önemlidir. Bunlar bizim muhafazakar düşüncemizin birer ürünüdür. Bizler demokratız. Demokrasiye inanıyoruz. Ayrımcılık olmayacak. İnsanı insan olarak yaratıldığından dolayı seviyoruz. 'Siz sağcımısınız?' diye soranlara geçti o günler biz muhafazakar demokratız. 'Sosyal demokrat mısınız? diyenlere geçti o günler şimdi Türkiye'de muhafazakar kimlik var. Kimsenin hangi kıyafeti giyeceğine biz karar vermiyoruz. Başını açık tutan bir kadına ne kadar saygı gösteriyorsak başını kendi iradesiyle örtmüş bir kadına en az onun kadar saygı göstermek bizim inancımızdır. Muhafazakar demokrasiyi bu ülke sevdi. Çünkü yıllarca yalanlarla birbirlerine taş attılar. Sen sağcısın ben solcuyum. O taş atılanlardan birisi de bendim. Elimize taşı sopayı aldığımız çok günler oldu. bizde okullardan yurtlardan atıldık. Abilerimiz dostlarımız bizi bu yanlıştan çekip çıkardılar. Biz anladıkki bizi birbirimize kırdıranlar Türkiye'ye en büyük ihaneti yapanlardır. Şimdi yok bunlar."
"BANA EMEKLİLİK YOLU GÖZÜKÜYOR"
Önümüzdeki milletvekili seçimleri için de konuşan Arınç, emeklilik sinyali verdi. Arınç, "Genel seçimlerde benim ve Hüseyin beyin hangi işleme tabi tutulacağını hepiniz biliyorsunuz. Onun işi garanti de bana emeklilik yolu gözüküyor. Bu AK Parti'yi 10 dönem daha iktidar yapacak kadromuz var. Hiç endişeniz olmasın. Ben unumu eledim eleğimi astım artık" dedi.
MEMUR ZAMMI
Gündemde olan memur zammı hakkında da konuşan Arınç, "12 Eylül 2010 referandumunda sizlerin oylarıyla yüzde 58'le Türkiye'de anayasa değişiklikleri kabul edildi. Bu anayasa değişikliği memur sendikaları bakımınından da önemli bir gelişme ortaya koydu. Eskiden kamuda çalışan memurlar toplu görüşme yaparlardı hükümetin verdiğine razı olurlardı. Biz toplu sözleşme esasını getirdik. Kamu sendikalarıyla hükümet pazarlık yapabilecek. Uyuşamazlarsa işçilerde olduğu gibi uyuşmazlık komisyonu meseleyi çözelcek. Çıkardığımız kanun batı ülkelerinde ne vrasa onun aynısıdır. İşçi sendikaları sadece grev ve lokavt dışında prosedür olarak aynısıdır. Şu anda da çalışma sosyal güvenlik bakanımız ve onun tarafıyla memursen ve yanındakilerin karşı karşıya pazarlık ettiği bir noktadayız. Adı üstünde bir pazarlıktır. Hükümet bir teklif yapmıştır sendikalarda teklifini yapmıştır. İyi bir pazarlık sonunda memurlarımız memnun edecek bir zam oranını yakalarız diye düşünüyorum. Yalnız dikkat çekmek istediğim bir nokta var. Türkiye 10 senedir istikrarlı bir ekonomiyle başarı kazanıyor. Parayı iyi yönetemezseniz altında kalırsınız. On sene içinde dünyada 4 yıldan beri devam eden bir global ekonomik kriz var. Bu kriz amarikadan başladı, hindistana kadar uzandı, Avrupayı içersine aldı komşumuz Yunanistanı perişan etti. Biz kendi tedbirlerimizi aldık. Bunlardan çok fazla etkilenmemeye çalıştık. Ama 2007-2008-2009 kadar bunun ekonomide derin izlerini gördük. Şimdi memurlar şuna dikkat etsin. Bu ülkede siyasi istikrar var, ekonomik istikrar da var. İkisi birbirini tamamlar. Siyasi istikrar olmazsa ekonomik istikrarda olmaz. Parayı yönetiyorsunuz. elinizdeki imkanlara bakmaksınız. Adaletli dağıtmazsanız Yunanistan gibi olursunuz. Eksi 20'lere imza işçi sendikaları var, maaşları dondurulmuş eksi 10'larda imza atan Yunanistan'da kamu memurları var; hiç onlara benzemiyoruz. Biz Yunanistan gibi olmadık diye övünüyoruz. Türkiye böyle değil. Bu ülkede pazarlık masasına oturan memurlarımız var. Onları seviyoruz, onları üzmek istemeyiz. Pazarlık masasına oturan işçiler var. Pazarlık masasına oturabilen emeklilerimiz, çiftçilerimiz var. Hükümete düşen elindeki imkanları adaletli olarak verebilmektir. Bugün en iyi pazarlığı yapacaksınız. Uyuşamazsak komisyona gidecek. Komisyon her şeye bakacak. Her sene enflasyon farkını biz memurumuza ödüyoruz. Para havuza doluyor havuzdan birilerini cebine dolmuyor. Milletin cebine gidiyor" ifadelerini kullandı.