Türkiye'de sezaryen doğumlar yüzde 45'e çıktı

Kaynak : Bugün
Haber Giriş : 27 Mayıs 2012 08:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türkiye'de sezaryen doğumlar yüzde 45'e çıktı. Bazı özel hastanelerde bu oran yüzde 70'i buldu.

Bakanlık harekete geçti. Erdoğan ?sinsi plan uygulanıyor? dedi.

Sezaryenle doğum oranın yüzde 45'e ulaşması Sağlık Bakanlığını harakete geçirdi. Sezaryen oranlarını yükselen özel hastanelere yaptırım uygulanacağını belirten Bakan Akdağ, hekimlerin de eğitimden geçirileceğini söyledi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sezaryenle doğumlara karşı olduğunu açıklamasının ardından Sağlık Bakanı Recep Akdağ'dan da önemli bir açıklama geldi. Akdağ, gereksiz yere sezaryen oranlarını yükseltmiş olan özel hastanelere yaptırım geleceğini söyledi.

VATANDAŞA ÇAĞRI

Balıkesir'de Sağlıkta Dönüşüm Programı Değerlendirme Toplantısı'na katılan Akdağ, bazı özel hastanelerde sezaryenle doğum oranının yüzde 70'e kadar çıktığını kaydetti. Bakanlık olarak 3 yıldır bu konuyla ilgili yoğun bir çalışma yürüttüklerini belirten Akdağ, ?Şunu açıkça ifade ediyorum gereksiz ihtiyaç olmadığı halde sezaryen oranı çok yüksek olan uzman hekimleri bu durumdaki eksiklerini doğum tecrübesi eksiklerini tamamlamak üzere eğitime alacağız. Bunun ilk uygulamasına haziran ayında başlıyoruz. Ayrıca gereksiz yere sezaryen oranlarının çok yükseltmiş olan hastanelerle ilgili, özel hastanelerle ilgili yaptırımlarımız olacak. Bunu da önümüzdeki aylardan itibaren bütün Türkiye'de yaşayacağız? dedi.

Bu konuda vatandaşlara da önemli görev düştüğüne dikkati çeken Akdağ, şunları kaydetti: ?Vatandaşımız kendisi sezaryenle doğum yapma isteği bir yana, sezaryen teklif edilse bile bunun gerekçesini tam olarak sorgulamalıdır vemutlaka bilgilendirilmiş, ?rıza formu' dediğimiz yani ?Benim rızam var bu sezaryene' formlarını dikkatlice okumalıdır. O formlarda görecektir ki sezaryen çok da masum bir tıbbi işlem değildir. Sezaryen sonuçta hamile bir kadının karnının, daha sonra da rahminin yarılması ve çocuğun oradan çıkarılmasıdır. Bunun doğal bir yol olmadığı açıktır.?

HEKİMLER DE KARŞI ÇIKTI

Kürtaj ve sezaryene hekimler de karşı. Özellikle sezaryenin çoğu zaman gereksiz yere yapıldığını ifade eden hekimler, hem annenin hem bebeğin ciddi risklerle karşı karşıya bırakıldığını kaydetti. Hamilelere normal doğumu önerdi. İşte uzmanlardan, sezaryen ve kürtaja ilişkin değerlendirmeler:

BAZI AMELİYATLAR GEREKSİZ YAPILIYOR

* Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Tacettin İnandı: Bazı durumlarda sezaryen zorunlu olabilir. Ama son günlerde sezaryenin önemli derecede arttığını görüyoruz. Bu, uygulanan sağlık politikalarının bir sonucudur. Sağlık işleri paraya dayandı ve sadece sezaryen değil başka ameliyatlar da gereksiz yere yapılıyor. Mesela apandisit, guatr, safra kesesi ameliyatları kimi zaman gereksiz yere yapılıyor. Performansa dayalı olduğu için ne kadar çok ameliyat gösterirseniz o kadar fazla para kazanacaksınız. Oysaki 100 hastadan sadece 1-2 kişide sezaryen doğum gerekli oluyor. Öte yandan hekim olarak kürtaj yapan biri için 'cinayet işledi' şeklinde bir yargıda bulunamayız. Kürtaj çoğu zaman zorunluluktan doğar. Yasaklanması daha tehlikeli sonuçlar doğurur.

HERKESE ETİK DEĞİL

* Kadın Sağlıkçılar Dayanışma Derneği Başkanı Gülhan Cengiz: Son zamanlarda durum normal doğum lehine gelişmeye başladı. 1990'lı yıllardan itibaren sezaryende müthiş bir artış oldu. Bu artışın sebebi olarak da genelde doktorlar gösteriliyordu. Ancak bunun ötesinde hastalarda da müthiş bir sezaryen isteği var. Normal doğum taraftarı olan bir hekim olarak birçok hastamı bu nedenle kaybettim. Yani burada sezaryen meraklısı sadece doktorlar değil hastalar da bunu istiyor. İstenen her hastaya sezaryen yapılması etik değil. Eskiden sezaryen oranları yüzde 15-20 iken bugün bir takım hastanelerde yüzde 80-90'lara kadar çıktı. Özellikle özel günlerde hastaların isteği inanılmaz derecede artıyor. Gelişmiş ülkeler bu konuyu biraz daha sıkı tutuyor. Çünkü sezaryen bir risktir. Normal doğum fizyolojik bir olay olduğu için gerekmediği sürece sezaryen tercih edilmemeli.

CİDDİ RİSKLER DOĞURABİLİR

* Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Cansun Demir: Sezaryen bir doğum yöntemidir. Bu doğum yöntemi anne ya da bebeğin hayatını kurtarmak için yapıldığı durumlar vardır. İsteğe bağlı sezaryene karşı durmayı anlayabiliriz. Bana göre sezaryen isteyen SGK kapsamında değil de kendi parasıyla yaptırsın. Sezaryen olan kişi diğer doğumların da sezaryen yapılmasına neden olabilir. Öte yandan rahmin delinmesi, aşırı kanamayla anne ve bebeğin ölümü gibi riskler doğurabilir. Buna benzer ciddi riskler söz konusu. Bizim de istediğimiz tüm doğumların normal olması. Diğer konu kürtaj. Kürtaj Türkiye'de aile planlaması yasasıyla belirlendi. Bu yasaya göre yapılıyor. Yasal bir dayanağı olan bir şey için cinayettir demek doğru değil. Kaldı ki Türkiye'de bugün hekimlere karşı ciddi bir saldırı söz konusu. Bu açıklama şiddeti teşvik eder. "Neden sezaryen yaptınız?" diye hekime yönelik şiddeti körükleyebilir.

ÖRTÜLÜ DOĞUM KONTROL YÖNTEMİ

Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi AK Parti Milletvekili Muhammed Murtaza Yetiş: Sezaryenle doğumlarda 3 çocuktan fazlası annenin hayatı riske girer. 1970'li yıllarda 'Anne sütünü kullanmayın, yerine hazır mama kullanın' deniyordu. Bununla çocuklarımız anne sütünden uzaklaştırılmaya çalışıldığı gibi şimdi de sezaryenin zendirilmesiyle ölçülebilir bir doğum kontrol yöntemi geliştirilmeye çalışılıyor.

585 BİN SEZARYEN 69 BİN KÜRTAJ

Türkiye'de 2011 yılında yaklaşık 1 milyon 300 bin bebek doğdu. Türkiye Jinekoloji Derneği'nden alınan bilgiye göre bu bebeklerin yüzde 45'i yani 585 bini sezaryenle dünyaya geldi. Özel hastanelerdeki sezaryen oranının yüzde 70'i bulduğu vurgulandı. Ayrıca Türkiye'de 2009 yılında 60 bin 140, 2010'da 58 bin 186 ve 2011'de 69 bin 364 kürtaj vakası yaşandı. Ayrıca ABD'de 2009 yılında yapılan bir araştırmaya göre, sağlıklı ve güvenli olmayan koşullarda yapılan kürtajlar nedeniyle yılda 70 bin kadın ölüyor. Bu nedenle birçok ülkede kürtaj yasak. Kürtajın yasak olduğu ülkeler arasında Brezilya, Kolombiya, Şili, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Guatemala, Haiti, Honduras, Meksika, Nikaragua, Panama, Paraguay, Venezuella, Angola, Benin, Orta Afrika, Cumhuriyeti, Çad, Fildişi Sahili, Kongo, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Gabon, Gine Bissau, Kenya, Lesotho, Madagaskar, Mali, Moritanya, Mauritius, Nijer, Nijerya, Senegal, Somali, Tanzanya, Togo, Uganda, Afganistan, Mısır, İran, Lübnan, Libya, Umman, Sudan, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen, Bengladeş, Endonezya, Rusya, Papua Yeni Gine, Filipinler, Sri Lanka, İrlanda ve Malta bulunuyor.

BM: ANNE VE BEBEĞİ TEHDİT EDİYOR

Birleşmiş Milletler (BM), özellikle gelişmekte olan ülkelerde sezaryenle doğum yapmada bir artış olduğuna dikkat çekerek bunun anne ve bebek sağlığını tehdit ettiği uyarısında bulunuldu. BM araştırma ekibi, Latin Amerika ülkeleri olan Arjantin, Brezilya, Küba, Ekvator, Meksika, Nikaragua, Paraguay ve Peru'da bir çalışma yaptı. Araştırmada, sezaryenle doğumun en çok yapıldığı hastanelerde erken doğum, doğumdan sonraki bebek ölümleri, anne ölümleri ve antibiyotik kullanımı oranlarında artışlar olduğu tespit edildi.

NESRULLAH SONAY

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber