Teziç: Laik cumhuriyete kutsal kitapla meydan okunmaz

Haber Giriş : 22 Haziran 2005 18:17, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, bir velinin başörtüsü nedeniyle Erzurum Atatürk Üniversitesi'ndeki diploma törenine alınmamasına ilişkin, "Ailelerin çocuklarının diploma törenine gelmelerinin de bir adabı vardır. Oraya çocuğunun mürüvvetini görmeye gelen kendine de çeki düzen vermek zorundadır" dedi.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Baltalimanı Tesisleri'nde gerçekleştirilen YÖK Genel Kurulu toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtlayan Teziç, "Bu çalışma niye şimdi yapıldı?" sorusu üzerine, şöyle dedi:

"Daha önceden şunun için yapılmadı; öğrencileri sınav öncesi bir tedirginliğe sokmak istemedik. Bunu ben defalarca dile getirdim. Sınav öncesi tartışmalar başlamıştı, gelecek dönemde sınavın değiştirilmesi konusunda. Bunun öğrencilerde tedirginlik yaratacağını, gündeme getirilmemesini, sınav sonrasında yapılmasının isabetli olacağını söylemiştim. Biz, kararımızı aldık. Kamuoyunda aldığımız kararlar tabii değerlendirilecektir, tartışılacaktır." Teziç, Erzurum Atatürk Üniversitesi'ndeki mezuniyet töreninde bir velinin başörtüsü nedeniyle üniversiteye sokulmamasına ilişkin görüşünün sorulması üzerine de, şu yanıtı verdi:

"Ben görüşümü açıkladım. Ailelerin çocuklarının diploma törenine gelmelerinin de bir adabı vardır. Bir defa onu söyleyeyim. Oraya çocuğunun mürüvvetini görmeye gelen, kendine de çeki düzen vermek zorundadır. Ne bileyim, babalar o gün çocuklarını da mutlu edecek bir kıyafet biçimiyle kravatlı, ceketli, düzgün bir biçimde gelmeyi arzu ederler. Bu, bizim geleneğimizde de vardır. Annelerimizin de kendi giysileri, tercih ettikleri giysi biçimiyle oraya, bir diploma törenine yaraşır biçimde gelmelerinde isabet vardır. Başı bir başörtüsüyle örtülebilir, tercihine göre. Bu konu velilerin tercihine bağlı kuşkusuz. Ama öğrencilerimizin gene kendilerinden beklenen giysi biçimiyle gelmelerinde isabet var." Üniversite rektörünün kendisine, olaydan haberdar olmadığını, "Eğer orada olsaydım, olayın bu hale gelmesini önlerdim" dediğini aktaran Teziç, "Konunun sanırım bu çerçevede değerlendirilmesi gerekiyor. Velilerin evlatlarını orada izlemelerine, törene katılmalarına kimse de müdahale etmemeli, etmiyorlar da" dedi.

"TÜRKİYE'Yİ RAHATSIZ EDEN TABLO"

Teziç, olayın ertesi günü Türkiye'de herkesi rahatsız eden bir tablonun ortaya çıktığını belirterek, "Birkaç genç kızımız, ellerinde İslam'ın kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'le Çankaya'ya yürüyerek protestoda bulundu. Ellerinde onu taşıyarak, gidip bunu Cumhurbaşkanı'na vermek istediler. Şunu hemen belirteyim, laik cumhuriyete kutsal kitapla meydan okunmaz arkadaşlar. Buna çok dikkat etmek lazım. Hepimizi üzdü. kutsal kitabın bu şekilde kullanılması doğru bir davranış değil. O hanım kızlarımın cumhuriyetin kendilerine tanıdığı özgür ortamda baskı altında kalmadan, özgür ortamda sokakta yürüyerek tepkilerini dile getiriyorlarsa, o tepkiyi dile getirme de bir yükseköğrenim öğrencisine yaraşır biçimde olması gerekir." Teziç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile bu konuyla ilgili olarak görüşüp görüşmediği yönündeki soru üzerine de şunları söyledi:

"Benim Sayın Cumhurbaşkanı ile sık sık görüşmelerim olur her konuda. Çünkü açılacak, yeni açılmak istenen üniversiteler var. Bununla ilgili nelerin yapılmakta olduğu konusunda bilgi verme ihtiyacını duyuyorum. Çünkü ayın 26'sında Sayın Bakanı da davet ettim. Yükseköğretim Kurulu'nda bir toplantı yapacağız ve bu çerçevede kendisinden edinmek istediğimiz bazı bilgiler var. Bunları karşılıklı oturarak görüşeceğiz. Ben bu konularda da sık sık, Sayın Cumhurbaşkanı'na her konuda bilgiler veriyorum." Teziç, bu konudaki bir başka soruyu da, "Sayın Cumhurbaşkanım zaten bu karşılıklı bilgi verme aşamasında yönlendirici bir tutum ve tavır içine hiçbir zaman girmiyor, dinliyor. O kadar" diyerek yanıtladı.

MESLEK LİSELERİ

"Meslek liseleri konusunda hükümet ile YÖK arasında görüş ayrılığı olduğunun anlaşıldığını" belirten bir gazetecinin, "Hükümet meslek liselerinin problemini çözmek için yine bir kanun teşebbüsünde bulunursa YÖK olarak tavrınız ne olacak?" şeklindeki sorusu üzerine Teziç, şunları kaydetti:

"Bakın, ister meslek liseleri, ister genel liseler olsun, bu konu Sayın Bakan'ın da sık sık belirttiği gibi Yükseköğretim Kurulu'nun münhasır yetkisinde, Anayasa'nın ilgili maddesi uyarınca. O bakımdan böyle bir yasal düzenlemeye gidilmesinin hukuki temeli söz konusu değil. Şunu da söyleyeyim, katsayılar kanun konusu olacak konular değildir. Yine bizim Anayasa Mahkememizin kararı uyarınca, idareye taalluk eden teknik meseleler, idari kararlarla ya da düzenlemelerle yapılır. Yükseköğretim Kurulu da bu alanda düzenlemelerini kendisi yapar. Bir üniversiteye, yüksekokula nasıl öğrenci alınacağı konusu, akademik özerkliğin bir parçasıdır."

"KARAR, YÖK'ÜN YETKİ ALANINDA"

Teziç, "Milli Eğitim Bakanı ile bu alanlar konusunda görüşmeniz oldu mu? Anlaşabildiniz mi? Bir çatışma olursa..." şeklindeki soru üzerine de, "Hayır, çatışma olmaz. Görüşürüz" dedi.

Bir gazetecinin, "Siz, meslek liseleri konusunda bir tavır koydunuz" sözleri üzerine Teziç, "Arkadaşlar, masaya oturmadan, nelerle karşılaşacağımızı bilmeden bir varsayım üzerine tartışma yaratmam doğru olmaz. Görüşeceğiz bakalım neler çıkacak" dedi.

"Şu aşamadan sonra süreç nasıl gelişecek?" sorusu üzerine de Teziç, şunları kaydetti:

"Milli Eğitim Bakanlığı ile bizim hep teknik düzeyde görüşmelerimiz devam ediyor. Bu aşamalarda ortaya çıkan sorunlar varsa bize iletiliyor. Biz de kendi görüşümüzü onlarla paylaşarak çözmeye çalışıyoruz. Bu süreç devam ediyor zaten. Teknik düzeyde bunlar devam ediyor. Bunlarda kesinti olmaz arkadaşlar. Bunlar hep görüşülür. Eğitim dinamik bir alandır. Sorunları tüketilmez, sorunları hep ortaya çıkar. Yeni uygulamalardan yeni sorun çıkar, onlar da görüşülerek aşılmaya çalışılır." "Bu aldığınız karar nihai karar mı? 26 Haziran'daki toplantıda bu değişebilir mi?" sorusu üzerine de Teziç, "Yükseköğretim Kurulu'nun bugün almış olduğu karar, kendi yetki alanına dahil bir karardır. Bunun, Milli Eğitim Bakanı ile oturup müzakere edilerek tekrar değerlendirilmesi söz konusu değildir. Ama sohbet ortamında her zaman konuşuruz" yanıtını verdi.

Basın toplantısına, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan ve YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Aybar Ertepınar da katıldı.

milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber