Erkek çocuklarda altını ıslatma problemi daha sık görülüyor

Yozgat Devlet Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Veli Kurt, çocukların sıkça görülen altını ıslatma probleminin, erkek çocuklarda kızlara göre daha fazla olduğunu söyledi.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 29 Temmuz 2012 14:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Çocuklarda görülen altını ıslatma sorunu nedeniyle ailelere dikkat etmesi gereken hususlar hakkında önerilerde bulunan Dr. Kurt, küçüklükten beri kesintisiz gece ıslatması olan çocukların tedavisinde, çocuğun işeme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi ve doğru işeme alışkanlıkları kazanmasının önemli olduğunu belirtti.

Anne ve babanın, çocuğuna altını ıslatmadan dolayı sert tepki göstermesinin yanlış bir davranış olduğunu ve çocuk üzerinde olumsuzlukları da beraberinde getireceğine dikkat çeken Dr. Kurt, "Anne ve babanın bu işlemi çocuktan çok sert bir biçimde istemesi, çocukta korku, hiddet ve endişe uyandırır, bu konuda daha sonra ortaya çıkabilecek inatlaşmaların nedeni olabilir. Gece mesane fonksiyonlarının kazanılmasında hassas bir dönem olan hayatın 2 ile 4'üncü yılları arasında, kısa ve uzun süreli kaygıya yol açan faktörlerin devreye girmesiyle çocukta sonradan alt ıslatma oluşabilir. Aileden ayrılma, anne veya babadan birinin ölmesi, bir kardeşin doğumu, yeni bir eve taşınma, aile geçimsizliği, çocuğa kötü muamele alt ıslatmayı kolaylaştıran en sık faktörlerdendir. Ruhsal nedene bağlanan alt ıslatmanın en açık örneği, kardeş kıskançlığına bağlı olanıdır. Tuvalet eğitimini çoktan tamamlamış bir çocuk, kardeş doğumundan kısa bir süre sonra gündüz ve gece altını ıslatmaya başlar. Bu davranış, bebek gibi sevilme ve ilgi çekme amacına yönelik bir geriye dönüş davranışıdır. Çoğunlukla kısa sürüp düzelen bu durum, çocuğun gerçekten itildiği ve sevgiden mahrum kaldığı durumlarda devam edebilir. Küçüklükten beri kesintisiz gece ıslatması olan çocukların tedavisinde çocuğun işeme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi ve doğru işeme alışkanlıkları kazanmasını sağlamak önemlidir. Bunun yanında, ruhsal yönden sıkıntı oluşturabilecek durumlarda çocuğun azarlanmadan, korkutulmadan en kısa sürede değerlendirilmesi için uzman bir hekimden yardım alınması gerekir." dedi.

Altını ıslatma sorununun, mesane kontrolünün kazanılmış olması gereken bir yaşta istemsiz olarak idrar kaçırılmasından kaynaklandığını söyleyen Dr. Kurt, ?Altını ıslatma çocuk için utanç, aile için ise tepkiye neden oluyor. Yüzlerce yıldır bilinen ve çocukluk döneminde sık görülen bir sorundur. Çocuklarda alerjik hastalıkların yanında en sık görülen kronik problemdir. Özellikle gece ıslatmasının yüzde 97-98'inde altta herhangi bir hastalık bulunmaz. Ortaya çıkış nedenleri arasında genetik, organik, psikososyal ve gelişimsel faktörler, uyku-uyanıklık sistemini kontrol eden merkezler ile mesane çalışması arasındaki düzensizlikler ve hormonal faktörler sorumlu tutulmaktadır. Gece ıslatmasından çok gündüz ıslatmasında altta daha çok başka organik nedenler aranmalıdır. Gündüz ıslatması olan bir çocukta altta yatan bir mesane bozukluğu olasılığı akla gelmelidir.?diye konuştu.

Altını ıslatma sorununun, erkeklerde, kız çocuklarına göre biraz daha fazla olduğunu ifade eden Dr. Kurt, şöyle devam etti: "Genel olarak erkeklerde kız çocuklarına göre altını ıslatma sorunu 1,5 kat daha fazla görülmektedir. Görülme sıklığı beş yaşındaki çocuklarda yüzde 15-20, yedi yaşındaki çocuklarda yüzde 10, on yaşındaki çocuklarda yüzde 5, on iki ve on dört yaş arası çocuklarda yüzde 2-3 olup kendiliğinden düzelme oranı da 14- 16 yaş civarında olmaktadır. Bu çocuklarda her yıl yüzde 15'i kendiliğinden düzelir. Yaş ilerledikçe kendiliğinden iyileşme oranları azaldığından, çocuklara güvenle bu durumun düzeleceğini söylemek yetersiz kalacaktır. Birçoğu iyileşecektir ancak bir kısmı eğer hiçbir şey yapılmazsa düzelmeyeceklerdir. Gece ıslatması, başta genetik faktörler ve stres olmak üzere farklı nedenlerden oluşan bir durumdur. Anne ve babadan birisi bu sorunu yaşamışsa, çocuklarda yüzde 45 oranında görülme riski vardır. Çok erken yaşlarda tuvalet eğitimine başlamak çocuğun kızgınlığına, çok geç yaşta başlama çocuğun kendine güveninin azalmasına neden olabilir. Ailelerin de bu konunun farkında olması gerekir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber