İşte 'İşsiz Aile Reisleri' Raporu...

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 07 Ağustos 2005 14:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) hazırladığı "İşsiz Reisler Raporu", bu yılın ilk çeyreğinde Türkiye'de 1 milyonu aşan hane halkı reisinin işsiz olduğunu ortaya koydu. Rapora göre, Türkiye'nin büyüdüğü ama büyümenin kağıt üstünde kaldığı, işsizlik sorununu çözemeyen Türkiye'nin, ailelerin yetişkin bireylerinin dışında, temel direkleri olan reislerinin bile işsizliğe kurban verdiği belirtildi.

ATO tarafından hazırlanan rapora göre, 2004 yılında yaşanan yüzde 9.9'luk ekonomik büyüme istihdamda bir iyileşme oluşturmadı. Aynı yıl, toplam işsiz sayısı 2 milyon 498 bin kişiyi bulurken, işsizlik oranı da yüzde 10.3 olarak gerçekleşti. 2005 yılının birinci döneminde ise, Türkiye yüzde 5.3 büyümesine rağmen, aynı dönemde işsiz sayısı 2 milyon 750 bine, işsizlik oranı da yüzde 11.7'ye ulaştı. Raporda, bu rakamın 1 milyon 51 binini, yani yüzde 38'ini aile reislerinin oluşturduğu belirtilirken, her 100 işsizden 38'inin evini geçindirmekle yükümlü hane halkı reisi olduğuna dikkat çekildi. Rekor büyümenin yaşandığı 2004 yılı sonunda ise bu rakamın 847 bin, oranın da yüzde 35 olduğu anımsatıldı.

Raporda işsiz aile reislerinin profiline de yer verilirken, işsiz reislerin yüzde 96'sının erkek, yüzde 4'ünün kadın olduğu ve yüzde 70'inin, yani büyük çoğunluğunun kentlerde yaşadığı ifade edildi. Bunların yüzde 84'ünün ise en verimli olacakları 25-49 yaş arasında olduklarına işaret edildi. Rapora göre, işsiz aile reislerinin yüzde 70'i ilkokul mezunu ya da daha düşük eğitim seviyesinde. Yine yüzde 70'i ,1-11 aydır, yüzde 30'u ise 1 yıldan fazladır iş arıyor. Yüzde 99'u daha önce bir işi olup işsiz kalmış kişiler. Sadece yüzde 1'i ilk kez işgücü piyasasına girecek işsiz reisler. İşsiz kalmadan önce reislerin yüzde 27'si ticaret sektöründe, yüzde 31'i inşaat ve bayındırlık işlerinde, yüzde 18'i imalat sanayiinde, yüzde 11'i hizmet sektöründe, yüzde 10'u tarım sektöründe çalışmış. Yüzde 89'la en büyük çoğunluk olan grup ise ücretli ve yevmiyeli olarak çalışmış.

GEÇİCİ İŞ, KALICI İŞSİZLİK

İşler geçici olunca, işsizliğin de kalıcı hale geldiğinin vurgulandığı rapora göre, işsiz reislerin işsiz kalmalarının altında geçici işlerde çalışmaları yatıyor. Geçici işlerde çalışırken, işsiz kalan reislerin oranı yüzde 49 iken, yüzde 20'si işten çıkarma, yüzde 10'u ise iflaslar nedeniyle işsiz kalmış. Her 100 işsiz reisten 38'i nitelik gerektirmeyen işlerle hizmet ve satış işlerinde, yüzde 26'sı sanatkarlık ve ilgili işlerde, yüzde 21'i tesis ve makine operatörlüğü ve montajcılık grubunda iş arıyor. Rapora göre bu özellikler, işsiz kalan hane halkı reisinin genel profilini yansıtıyor ve Türk işgücü piyasasının genel görünümünden farklı bir yapı ortaya çıkartmıyor.

İşgücü piyasasının acil çözüm bulunması gereken en önemli probleminin çalışanların yarısının herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmaması olduğunun belirtildiği açıklamada, bu kişilerin hiçbir şekilde bir sosyal güvencesi olmadığı için işten çıkartılmasında hiçbir yasa söz konusu olmadığı, tazminatsız olarak hemen işten çıkartıldıkları ve işsizlik sigortasından da yararlanamadıkları kaydedildi.

Rapora göre, işsiz reislerin yüzde 76'sının hanesinde hiç çalışan yok. İşsiz geçirilen günlerde de evdeki eşyalar satılarak gıda ihtiyaçları sağlanmaya çalışılıyor. Kış aylarında bir de soğukla boğuşuluyor. Soğuk kışın iliklere işliyor, aşevlerinde sağlıkları elveriyorsa kuyruğa giriyor. Akrabaları, arkadaşları ve komşularının yardımıyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. İşsiz reislerin sadece yüzde 24'ünün hanesinde bazı aile fertleri çalışıyor, ama sayıları yok denecek kadar az. Çalışan aile bireylerinin de eğitimlerinin oldukça düşük olduğunun belirtildiği rapora göre, yüzde 6'sı okur yazar bile değil, yüzde 6'sı sadece okuma ve yazma biliyor, yüzde 41'i ise ilkokul mezunu. Yani yarıdan çoğu ilkokul ve altı eğitimde. İçlerinde sadece yüzde 6'sı yüksek öğrenim görmüş okumuş çocuklar. Aile bireylerinin çalıştıkları sektörler ise yüzde 36 ile en çok imalat sanayiinde. İmalat sanayiini, yüzde 25 ile hizmet sektörü, yüzde 23 ile ticaret sektörü takip ediyor. Yüzde 70 olan büyük çoğunluk, ücretli, yüzde 13'ü de yevmiyeli çalışıyor.

Çalışanların yüzde 63'ü hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı değil ve bu nedenle işsiz kalma korkusu yaşıyor. Yüzde 43'ü, 4 kişiden az çalışanı olan mikro işletmelerde, sadece yüzde 21'i iş güvenliğinin yüksek olduğu 50 ve üzerinde çalışanı olan işletmelerde çalışıyor.

Rapora göre hane halkı reisi işsiz olan hanelerde toplam çocuk sayısı 2 milyon 320 bin. Hane halkı reisinin işsiz olduğu hanelerin yüzde 12'sinde hiç çocuk yok. Yüzde 20'sinde bir çocuk, yüzde 32'sinde 2 çocuk, yüzde 19'unda 3 çocuk var. 4 ve üzerinde çocuk sahibi olanların oranı da yüzde 17. Ortalama çocuk sayısı 2, hane halkı büyüklüğü ise 4 kişi olarak ortaya çıkıyor.
Kanunlara göre ilk öğrenimin 8 yıl zorunlu olduğu göz önünde tutulursa, toplam çocukların yüzde 42'sini oluşturan 6-14 yaş aralığındaki çocukların ilk öğretimde olması gerektiği, ancak bu yaştaki çocukların yüzde 87'si okula devam ediyor. Yüzde 13'ü ise ya yoksulluk nedeniyle ya da ailesinin geçimini yüklenmek zorunda kaldığı için okula devam edemiyor.

"İŞSİZLİK ACI, İŞSİZ REİSLİK ÇOK ACI"


Rapor hakkında değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Aygün, sosyal güvencenin yok denecek kadar az olduğu Türkiye'de işsiz kalmanın bitkisel yaşam anlamına geldiğini belirterek, "İşsizlik acı, işsiz reislik çok acı" dedi. Ailesini parçalanmadan bütünlük içerisinde tutma gayreti içerisinde yaşam mücadelesi veren hane halkı reislerinin bir de işsiz kalmaları halinde ailenin temel direğinin yıkıldığına dikkat çeken Aygün, bu dramdan en çok çocukların etkilendiğini ifade etti. Aygün şunları kaydetti:

"4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 1 milyar 802 milyon lira, bir kişinin açlık sınırı ise 682 milyon lira. Hiç çalışanı olmayan bir hanenin bu rakamları bulması nasıl mümkün olacak? Bu insanlar ne yapacaklar? İlköğretime başlayacak bir çocuğa yapılması gereken asgari harcama tutarı 450 liseler için ise 600 milyon lira. İşsiz olan, hanede de hiç çalışanı olmayan reisler yiyecek, içecek, yakacak, barınma ihtiyaçlarını karşılayamazken çocuklarının eğitim masraflarını nasıl karşılayacaklar? Eğitilmeyen çocukların yarını nasıl olacak? Türkiye her yıl 1 milyon kişiye iş bulmak durumunda. İş bulunmadığı gibi işsizler ordusu her geçen gün büyüyor. Eğer bu insanlar bir şekilde yaşamlarını devam ettiriyorlarsa bunu ülkenin sosyal yapısına, akrabalık bağlarının yüksek olmasına borçlular. Bu önemli ilişki özellikle zor dönemde haneleri ayakta tutuyor. Akrabalık, komşuluk ve hemşehrilik bağları hala çok yüksek. Hemen hemen her ilde bulunan hemşehrilik dernekleri bunun en güzel örneği. Bu bağlar bu güne kadar sosyal patlamalara sibop vazifesi gördü. Peki bundan sonra? Sokakta gece yarılarına kadar çalışan küçücük çocuklar, sokakta yatıp kalkan insanlar, illegal yollardan geçimini temin edenler, kapkaççılar, tinerciler ne ifade ediyor? Ekonomik veriler ne ifade ediyor? Enflasyonun düşmesi ne ifade ediyor? Büyüyorsak bu işsizlikteki artış neden? Öyle anlaşılıyor ki, işsizlik hormonlu büyümenin büyüsünü bozdu."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber