Hükümetin1000 günü bir raporla değerlendirildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 13 Ağustos 2005 16:49, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ankara Ticaret Odası (ATO) 59. Hükümetin 1000 gününü değerlendiren bir rapor hazırladı.

''59. Hükümetin Bin Günü'' adını taşıyan rapor, borçlardan, işsizliğe, karşılıksız çeklere kadar çok sayıda parametreyi mercek altına aldı.

Yazılı bir basın açıklaması ile duyurulan raporda, bütçe disiplini, faiz dışı fazla, enflasyon gibi konularda alınan mesafelere rağmen ekonomideki kırılganlık derinlemesine devam ettiği ileri sürüldü. Kırılganlığın en önemli nedeni olarak, aşırı borç yükü, dış ticaret açığı, cari açık, sıcak para gibi konular gösterildi.

Rapora göre, vatandaşın uykusunu kaçıran konuların başında ise işsizlik geliyor.

ATO'nun raporuna göre, 2002 yılında 130.2 milyar dolar olan dış borç, 2005 yılı Mart ayı itibariyle 160 milyar dolara çıkarken, 2002 yılı sonunda 91.7 milyar dolar olan iç borç stoku ise, 2005 yılında 175 milyar dolara yükselmiş durumda.

Raporda, bu rakamların, hükümetin göreve geldiği günden bu yana iç ve dış borç stoku 113 milyar dolar artışa işaret ettiği kaydedildi.

ATO'nun raporunda, kişi başına düşen borç miktarının da 2002 yılında 3 bin 214 dolardan 4 bin 647 dolara çıktığı iddia edildi.

Raporda 2002-2004 yılları arasında yüzde 16'lık büyümeye karşılık istihdam artışı yaratılamadığına, bu dönemde Türkiye ekonomisinin çözüm bekleyen en önemli sorunu olarak işsizliğin, oransal olarak yüzde 10 seviyesine sabitlendiğine, adeta kronikleştiğine vurgu yapıldı.

DIŞ TİCARET AÇIĞI REKORA DOYMUYOR

Rapora göre, 2001 yılında 10 milyar dolar olan dış ticaret açığı, 2002'de yüzde 54, 2003'te yüzde 43, 2004'te ise yüzde 56 artarak 34.4 milyar dolara yükseldi.
ATO'nun raporuna göre, 2005 yılının ilk altı ayında da durum değişmedi ve 2004 yılının aynı döneminde 16.2 milyar dolar olan dış ticaret açığı, bu yıl 20.8 milyar dolarla yeni bir rekora ulaştı.

Dış ticaret açığının kontrol altına alınmaması halinde Türkiye ekonomisinin kalp atışlarının düzenli olmasının mümkün olmadığı savına yer verilen raporda, önceki bir çok krizin nedenini oluşturan dış ticaret açığında son iki yıldır çalan tehlike çanlarının, istikrarlı ekonomi önünde derin çatlaklara neden olduğu iddiasında bulunuldu.

CARİ AÇIK FAY HATTINDA

Rapora göre, 2004 yılı rakamlarına göre cari işlemler açığı, hem mutlak değer hem de milli gelire oranıyla ekonomideki bir başka fay hattını oluşturuyor.
2002 yılında 1.5 milyar dolar düzeyinde olan cari açık, 2003 yılında 8 milyar dolara, 2004 yılında ise 15.5 milyar dolara yükselmiş durumda. Cari açığın milli gelire oranı da yüzde 5.2'ye ulaşmış bulunuyor.

Ekonominin yavaşlama beklentisine dönük cari açıkta azalma beklentisi ise hayal olmaktan öteye gidemiyor. Hız kesen büyümeye rağmen cari açığın azalmayıp, arttığı kaydedilen raporda, şöyle denildi:

''Bu yıl için öngörülen 15.4 milyar dolarlık cari açık hedefi, yılın ilk altı ayında 13.7 milyar doları şimdiden buldu. Yıl sonunda 23 milyar dolara yaklaşarak yeni bir rekora imza atacak. Yıl sonunda cari açık milli gelirin yüzde 7.5'ine ulaşacak. Cari açık bu görüntüsüyle, 2005 yılında Türkiye ekonomisinin en önemli kırılganlık noktasını oluşturuyor.'' Türkiye'ye son yıllarda ve özellikle 2003 yılından bu yana yurtdışından önemli miktarda spekülatif finansal kaynak geldiği görüşüne yer verilen raporda, Haziran sonu itibariyle yabancıların sıcak para hacminin 40.3 milyar doları bulduğu ileri sürüldü.

Bütçede yatırımlara ayrılan kaynakların düştüğü iddiasına yer verilen raporda, 2004 yılında milli gelirin sadece yüzde 1.8'ini yatırıma ayırabilen Türkiye'nin yüzde 2.4 olan 2001 yılı rakamının bile gerisinde yatırım yaptığı savunuldu.

Rapora göre, 2001 yılında 8 milyon 369 bin olan vergi mükellefi sayısı, 2005 yılı Temmuz sonu itibariyle 7 milyon 950 bine geriledi.
ATO'nun rapora göre, protestolu senetler ve karşılıksız çeklerdeki artışlar esnaf ve tüccarın durumunu ortaya koymak açısından önemli bir gösterge. 2002 yılında 498 bin 748 adet olan protestolu senetler, 2004 yılı sonu itibariyle 589 bin 892 adete çıktı.

Geçen yılın ilk altı ayında 632 trilyon 733 milyar lira olan protestolu senetler tutarı, bu yılın ilk altı ayında 1 katrilyon 148 trilyon liraya yükseldi.
2002 yılında 748 bin 493 adet olan karşılıksız çek sayısı da 2004 yılı sonunda 964 bin 611 adete yükseldi. Bu yıl karşılıksız çeklerin tutarı 515 trilyon liradan yüzde 80 artarak 926 trilyon liraya, sayısal olarak da 350 binden 380 bine yükselmiş durumda.

ATO BAŞKANI AYGÜN

Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Sinan Aygün, bütçe disiplini, faiz dışı fazla, enflasyon gibi konularda alınan mesafelere rağmen ekonomideki kırılganlığın derinleştiğini ileri sürerek, ''kırılganlık kronik hale geldi. Bin günde 1001 gece masalları dinledik, bir arpa boyu yol alamadık. Krizin tohumları yine yeşillendi. Araba devrilir mi diye her an yüreğimiz ağızımızda'' dedi.

Aygün, şunları söyledi:

''Kimse kimseyi kandırmasın. Dış ticaret açığı, cari açık, kur riski, kredi kartları, protestolu senetler, karşılıksız çekler, aşırı borçlanma, aşırı vergi, piyasalardaki durgunluk kabus gibi üzerimizde. Bir tek enflasyondaki düşüşe bakarak ekonominin iyiye gittiğini söylemek gerçekçi değildir. Karşılıksız çekler senetler havada uçuşuyor. Cirolar her geçen gün düşüyor. Sadece bu yılın ilk üç ayında vergi mükelleflerinin sayısında 106 bin azalma oldu. Cari açık C4 patlayıcı gibi kucağımızda. Kısa vadeli borçlar ise tam bir kıskaç. Hükümetin gözlüğü ne kadar pembeyse, ekonomi de o kadar gri. Millet artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyor. Şiir dinlemek değil, şiir okumak istiyoruz.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber