Paşalara dava

Haber Giriş : 08 Eylül 2005 14:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bugünlerde, 78'liler Derneği'nin öncülüğünde 48 sivil toplum örgütü, 12 Eylül 1980 ihtilalini gerçekleştiren komutanlar Kenan Evren, Tahsin Şahinkaya, Nejat Tümer ve Nurettin Ersin'e karşı dava açacaklarmış.

Günaydın... 25 yıl sonra ortaya çıkanlar, burunlarının önündekini görmemezlikten gelip, eski defterleri karıştırmakla meşguller.

"1997 Şubat'ta postmodern darbe yaptık, bu darbe süreci hala devam ediyor" diyenlere niye dava açılmıyor da, zaman aşımına uğramış bir darbenin sorumluları yargıya götürülmek isteniyor.

Hükümet de suçluydu

O darbede sivil hükümetin kabahati yok muydu? Darbenin olacağı, 2 ay önceden belliydi. Hükümetin haberi vardı. Mürted Hava Üssü'ndeki hazırlıkları, ben bizzat Devlet Bakanı Sayın Ekrem Ceyhun vasıtası ile Süleyman Bey'e ilettim. Hükümet hükümet edemiyordu (Meclis'te azınlıkta idi) ama, bir girişimde bulunup, komutanların bir kısmını emekliye ayırabilirdi. Emir vermeyi bilmeyen hükümetler, emir almaya mahkum olurlar. Cumhuriyet'i kollamak, hükümetlerin en önde gelen sorumluluklarından biridir. Darbenin geleceği belli. Başbakan bakanlarına dolaylı olarak "Çekmecelerinizi boşaltın, soruşturmalar olacak etrafta delil bırakmayın" diyebiliyor ama, darbeyi önleyecek bir tedbir alamıyor. Sağ-sol çatışması çok yaygınlaştığından, hükümet baş edemiyor, "İktidara askerler el koysa da kurtulsak" kabilinden düşünce hakim, hiçbir şey yapmıyordu.

En zararsız darbe...

Demokrasi sicili bozuk olan Türk ordusu, zaman zaman, kendisine göre haklı olduğu verilerle iktidara el koydu. Bize göre en zararlı olanı ve Türkiye'yi tam bir felakete sürükleyen, İttihat ve Terakki'nin asker kanadı Enver-Talat paşaların diktatörlüğü olmuştu. Bu beceriksizler, Birinci Dünya Harbi'nde kazanacak tarafı görüp tarafsız kalmayı bile beceremediler. Kendilerinin Alman hayranlığıyla, bizi körü körüne kaybedilecek bir harbe soktular.

İstanbul'a gelen Göben-Breslau zırhlılarını Yavuz-Midilli adları ile Karadeniz'de savaşa sürdüler. Sonra da Türk ordusunu Alman Genelkurmayı'nın komutasına vererek, cepheden cepheye koştular.

İhtilallerin sonuçlarına bakalım. 1960 ihtilalinde serbest piyasa ekonomisinden ayrılma, 1971 ihtilali ile kardeş kavgasının içine düşme, 1980 ihtilali ile işin içinden çıkılmaz bir hal alan Kıbrıs davasında yaşanan gelişme. Bunların hepsi ihtilal ürünü. Ülkeye en az zarar veren ihtilal 1980 darbesi idi. Dava açılacaksa geçmişte yapılan bütün darbelere karşı açılır ve bundan sonraki kuşaklara da mesaj verilmiş olur.

takvim

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber