İnanç turizmcileri: Engelli turistlerler de camileri ziyaret edebilmeli

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın (DİB) 1-7 Ekim tarihleri arası kutladığı Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nın ana temasının 'Engelsiz Cami, Engelsiz İbadet' olarak belirlenmesi, inanç turizmi yapan turizm seyahat acentelerini sevindirdi

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 30 Eylül 2012 15:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İnanç turizmi kapsamında Antalya'ya turist getiren ve tarihi camileri gezdiren turist rehberleri, en önemli sıkıntılarının, engelli turistleri mabet içine ziyaret yaptırmak olduğunu belirtti.

Rus Turizm Seyahat Acentesi Sahibi Andrey Baranov (Ahmet), her yıl inanç ve kültür turizmi kapsamında Türkiye'ye 10 bin engelli turist getirdiklerini söyledi. Türkiye'ye getirdikleri turistleri, inanç turizmi çerçevesinde tarihi camileri ziyaret ettirdiklerini belirten Baranov, camilerde engelli turistlerin içeride oturabileceği ve dolaşabileceği engelli arabası olmadığı için ziyaret yaptıramadıklarını ifade etti. Alt katları alışveriş merkezi olan camilere engelli turistlerin ziyareti için mutlaka asansör yapılması gerektiğini belirten Baranov, engellileri ağırlamaya yönelik yeterli altyapı olmadığı için inanç turizmi kapsamında getirdikleri engelli turistlere Antalya Muratpaşa, Korkuteli Alaaddin Camii, Elmalı Ömer Paşa, Tekeli Mehmet Paşa ve Manavgat Külliye Camii'ni ziyaret ettiremediklerini kaydetti.

Antalya Rehberler Odası (ARO) Başkan Yardımcısı A. Zeki Apalı da Türkiye'ye tatile gelen engelli turistlerin cami ziyaretleri yapabilmesi için bütün engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi. Apalı, DİB'in 'Engelsiz Cami, Engelsiz İbadet' projesinin doğru ve yerinde bir uygulama olduğunu bir an önce hayata geçirilmesinin aciliyet arz ettiğini söyledi.

Manavgat Külliye Camii İmam Hatibi Mustafa Yılmaz da aktif sezonda camileri günlük 600 turistin ziyaret ettiğini, asansör olmadığı için engellilerin mabede çıkamadığını söyledi.

Hazırlanan raporda afet sonrasında arama kurtarma çalışmalarının zamanında ve olması gerektiği gibi yapılmadığına vurgu yapılırken, açılan soruşturmaların ise takipsizlik ve ihmal nedeniyle çözüme kavuşamadığına dikkat çekildi.

Afetlere maruz kalan halkın bilinçsiz ve eğitim seviyelerinin düşük olduğuna vurgu yapılan raporda, can ve mal kaybına yol açanların tespiti ve gerekli cezai yaptırımların uygulanmaması nedeniyle toplumda afet yönetiminin, 'Hiçbir işlem yapılmıyor, ölen öldüğü ile kalıyor' şeklinde algılandığına vurgu yapıldı. Afetler konusunda bilinci yükseltme yolundaki en büyük engelin ise 'Bu tür olaylara alışalım', 'Bunlar doğal afettir', 'Beş bin yılın seli, yüz yılın yağmuru' ve 'Bunların olması normaldir' gibi bakış açısı olduğunun altı çizildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber