Subay hakaretine maruz kalan asteğmen manevi tazminat kazandı

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 19 Eylül 2005 00:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

 

Dergi No:18
Karar Dairesi:AYİM 2.D.
Karar Tarihi:09.10.2002
Karar No: E.2001/856
Karar No: K.2002/791

DAVACI: KEMAL VURALDOĞAN

DAVALI:MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI

Davacı 12.10.2001 tarihinde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; Askerlik Hizmetini 9.Ana Jet.Üs.Des.Grup K.lığı Per.Şb.Md.lüğü emrinde Hv.Per.Atğm. olarak yerine getirdiği sırada, 25.9.2000 tarihinde üs nöbetçi subaylığı nöbet kıdemlisi Hv.P. ......................'in kendisi ve sekiz asteğmene nöbetçi subaylığı ile ilgili bilgiler verdiğini, daha sonra ders anlattığına dair belge imzalatmak amacıyla odasına götürdüğünü, boş bir dosya kağıdını masanın üzerine atarak bunu imzalayın dediğini, bazı arkadaşlarının belgeyi imzaladığını, kendisine sıra geldiğinde ?boş kağıda, açığa imza atılmaz, bunu imzalamam için diplomamı yırtmam lazım? dediğini, bunu duyan Ütğm. ......................'in ?Diplomanı yırt o zaman, çıkıntılık yapma lan A.cık, biz burada seni mi, edeceğiz.? diye hakaret ettiğini, Ütğm. ...................... hakkında şikayet dilekçesi verdiğini, Grup K.Vekili Hv.P.Bnb. ......................'in Ütğm. ......................'e bu olay sebebiyle sadece uyarı cezası vermekle yetindiğini, Ütğm. hakkında şikayetçi olduğu için baskı ve tehditlere de maruz kaldığını iddia ederek Üsteğmenin hakaretinden dolayı 5.000.000.000.TL., olayın örtbas edilmesinden dolayı da 5.000.000.000.TL. olmak üzere toplam 10.000.000.000.TL. manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

...

Bir üstün asta hakareti 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları hakkındaki Kanunda sayılan disiplin suçlarından Asta hakaret suçunu oluşturmaktadır. Anılan Kanunun 14 ncü maddesine göre maiyetinden birinin bir disiplin suçu işlediğini öğrenen her amir yetkisi dahilindeki oda veya göz hapsi cezalarıyla cezalandırılmasını uygun görmediği takdirde suçluluk sebepleriyle suç delillerini kapsayan bir vaka raporunu düzenleyip silsileler yoluyla nezdinde disiplin mahkemesi kurulan komutan veya kurum amirine en geç üç gün içinde gönderir. Disiplin amirinin olayı disiplin mahkemesine intikal ettirmeden kendi yetkisi dahilinde cezalandırma yolunu seçmesi halinde, suçu işleyen kişiye mutlaka göz hapsi ya da oda hapsi cezası vermek zorundadır.

Türk Silahlı Kuvvetleri Anayasanın öngördüğü Hukuk Devleti, insan haklarına saygılı, temel hak ve özgürlüklerin korunmasında son derece titiz, bu konularda diğer kamu kurumlarına örnek olan bir kuruluştur.

...

Anayasanın 125 nci maddesine göre idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak Anayasada idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği belirtilmemiş, bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bu gün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk ilkesine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru isterse kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın genel olarak idarenin tazmin borcunun doğabilmesi için bir zararın mevcut olması, zararı doğuran eylemin idareye yüklenebilir nitelikte bulunması, zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunması şartlarının bir arada gerçekleşmesi yeterlidir.

Bu açıklamaların ışığında dava konusu olay değerlendirildiğinde; davacının Asteğmen rütbesinde olup, olayın kendisiyle aynı rütbedeki çok sayıda arkadaşının yanında cereyan ettiği manevi zararına neden olan eylemin hizmet sırasında meydana geldiği, davacıya yönelik sözlerin yasaların üstlere verdiği astlarını tenkit ve muaheze sınırlarını aşan ve asta hakaret suçunu oluşturan bir eylem olduğu, davacının şikayeti üzerine konunun Disiplin Mahkemesine intikal ettirilmesi ya da suçu işleyen personele göz ya da oda hapsi cezası verilmesi suretiyle davacının daha sonra dava açma aşamasına kadar getirdiği şikayetlerinin ve mağduriyetinin giderilmesi mümkün iken açık ve amir yasa hükmü ihlal edilmek suretiyle failin uyarılmasıyla yetinilmesinin hizmet kusuru teşkil ettiği, bu nedenlerle davacının uğradığı hakaret sebebiyle doğan manevi zararının hizmetin sahibi davalı idarece karşılanmasının gerektiği sonucuna varılmıştır.

Davacı dilekçesinde, kendisine yapılan hakaretten dolayı 5.000.000.000.TL. olayın örtbas edilmesinden ve baskı görmesinden dolayı da 5.000.000.000.TL. manevi tazminat istemiş ise de; tazminatın takdirinde böyle bir ayırıma gidilmemiş, idarenin bütünlüğü ilkesi ve tazminata dayanak alınan hizmet kusurunun anonim niteliği nazara alınarak istem bir bütün olarak değerlendirilmiştir.

Öte yandan davacının şikayet dilekçesini vermesinden sonra tehdit ve baskılara maruz kaldığına ilişkin iddiaları, dosyada mevcut ifade tutanakları karşısında mesnetsiz ve soyut birer iddia niteliğinde görülmüş tazminatın takdirinde nazara alınmamıştır.

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacı Kemal VURALDOĞAN''a takdiren 300.000.000.TL. (ÜÇYÜZMİLYON TL.) manevi tazminat VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,

2. Davacı 12 Ekim 2001 tarihinde kayda geçen dava dilekçesinde faiz isteminde bulunmadığından verilen manevi tazminata faiz hükmedilmemesine,

09 EKİM 2002 tarihinde Üye Dz.Kur.Kd.Alb. Oktay Tanju SEL'in miktar üzerindeki karşı oyu nedeniyle OYÇOKLUĞU, diğer konularda OYBİRLİĞİ ile karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Davacıya yapılan hakaret öncesi davacının askerlik görevinin gerekleri dışında üstüne karşı ağır tahrik edici bir tutum içinde bulunduğu kanaatinde olduğumdan takdir edilen manevi tazminat miktarının daha az takdir edilmesi gerektiği görüşünde bulunduğumdan aksi yönde oluşan çoğunluk görüşüne iştirak etmedim. 09.10.2002

ÜYE

O.Tanju SEL

Dz.Kur.Kd.Alb.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber