ÖİB Telekom'un satışını kriz tehdidiyle savundu
Özelleştirme İdaresi (ÖİB), Danıştay'a Telekom'un özelleştirilmesini "kriz
tehdidiyle" savundu. İhalenin iptali durumunda satışın tekrarlanacağını
belirten ÖİB, "Ancak tekrar edilecek bu süreç içerisinde ülke ekonomisi,
geniş çaplı ve telafisi bir daha mümkün olmayacak büyük krizlerle karşılaşacak,
yapılacak yeni ihalede, eğer talep olursa, şu anda oluşan rakamın altında bir
fiyatla karşılaşılması muhtemel olacaktır" görüşünü öne sürdü. Telekom'un
mali durumunun uluslararası operatörlere göre kötü olduğunu savunan ÖİB, Bakanlar
Kurulu'nun Telekom'un yüzde 100'ü için 9 milyar dolar değer tespit ettiğini,
ihalede oluşan fiyatın yüksek olduğunu ileri sürdü.
Haber-İş Sendikası'nın, Telekom'un yüzde 55 hissesinin Oger Grubu'na satışına
ilişkin İhale Komisyonu kararına karşı Danıştay'da açtığı davada bu hafta yürütmeyi
durdurma talebinin karara bağlanması bekleniyor.
Edinilen bilgiye göre ÖİB, davayla ilgili olarak Danıştay'a verdiği savunmada,
British Telecom, Deutsche Telecom, France Telecom, Telecom Italia ve Telefonica
örnekleriyle karşılaştırılarak Türk Telekom'a ilişkin olarak şu olumsuz saptamalara
yer verdi:
"-Benzerleri ile karşılaştırıldığında Türk Telekom'un operasyonel performans
açısından alt sıralarda yer aldığı,
-Türk Telekom'un gelir yaratımı unsurunun uluslararası operatörlere göre çok
daha aşağı seviyelerde bulunduğu,
-Türk Telekom'un 2004 yılındaki sabit hat başına gelirinin Yunanistan'daki OTE'ye
göre 3 kat daha az olduğu,
-Türk Telekom'un 2004 yılında maliyet ve çalışan başına ciro açısından sonuncu
sırada yer aldığı görülmektedir."
Hükümet 9 milyar dolar değer biçmiş
Telekom'un yüzde 100 için 23 Haziran 2005 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla
belirlenen değerinin 9 milyar dolar olduğu açıklanan savunmada, blok satılan
yüzde 55 hisse değerinin buna göre 4 milyar 950 milyon dolar olduğu, ihalede
söz konusu yüzde 55 hisse için 6 milyar 550 milyon dolar değer ortaya çıktığı
belirtildi. Savunmada "İhale sonucu Türk Telekom hisselerinin yüzde 55'i
için teklif edilen meblağ günümüz koşullarında yüksektir" denildi.
Türk Telekom'un gelirlerinin rekabetin sonucu olarak hızla düştüğü belirtilen
savunmada, "Türk Telekom'un 2004 yılı karı işletme faaliyetlerinden kaynaklanmadığı
gibi bir defaya mahsus ve devamlılık arz etmesi mümkün olmayan uygulamalar nedeniyle
geçicidir" görüşüne yer verildi.
İptal ederseniz kriz çıkar
İdare savunmasında, yapılan işlemin Bakanlar Kurulu kararına dayandığını, İhale
Komisyonu'nun kararı iptal edilse bile bu karar geçerli olduğu için yeniden
satış yapacaklarını kaydetti. Savunmada, ihalenin iptali durumuna ilişkin olarak
"kriz" vurgusu yapan ifadelere yer verilmesi dikkat çekti. Savunmada,
şöyle denildi:
"Ancak tekrar edilecek bu süreç içerisinde ülke ekonomisi, geniş çaplı
ve telafisi bir daha mümkün olmayacak büyük krizlerle karşılaşacak, yapılacak
yeni ihalede, eğer talep olursa, şu anda oluşan rakamın altında bir fiyatla
karşılaşılması muhtemel olacaktır. Dava konusu ihaleye katılan yatırımcılar
dahi herhangi bir iptal durumunda çıkılacak yeni bir ihalede bu rakama ulaşılamayacağını
belirtmişlerdir. Hatta bu yöndeki bir karar devam etmekte olan ülkemiz için
önemli özelleştirmelerin sonuçlarının yanı sıra ülkemizde oluşan istikrar ortamını
da olumsuz etkileyecek, kaybolan güven ortamında bu özelleştirmelere verilecek
tekliflerin bu işletmelerimizin gerçek değerinin çok altında oluşmasına neden
olacak ve genel ekonomik konjonktürü zedeleyecektir."
Komisyonun ÖİB'le ilgisi yokmuş
Savunmada, Özelleştirme İdaresi ve Ulaştırma Bakanlığı'ndan 2'şer, Hazine'den
1 temsilci olmak üzere 5 kişilik İhale Komisyonu'nun Özelleştirme İdaresi'yle
ilgisi olmadığı ileri sürüldü. ÖİB Başkanı Metin Kilci'nin başkanlığını yaptığı
İhale Komisyonu'nun yargı nezdinde temsil görevi bulunmadığını belirten İdare,
kendisinin "hasım mevkiinden" çıkarılmasını, "husumetin gerçek
hasma yöneltilmesini" istedi. İşlemin Bakanlar Kurulu kararına dayanması
nedeniyle, davanın Başbakanlığa ihbar edilmesini ve görüş alınmasını isteyen
ÖİB'nin, kendisiyle ilgisi olmadığını ileri sürdüğü dava konusu işlemle ilgili
esasa da girerek 113 sayfalık savunma vermesi dikkat çekti.
Devirden sonra dava görüşülsün
Özelleştirme İdaresi'nin savunmasındaki usule ilişkin itirazları, ihale işlemini
tamamlayabilmek için dava sürecini uzatmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirildi.
Yargının özelleştirmelere ilişkin iptal kararları, hisse devrinin yapılmış olması
nedeniyle oluşacak tazminat yükümlülüğü ve alıcı şirketlerin yaptıkları yatırımlar
gerekçe gösterilerek yerine getirilmezken, ÖİB'nin kesin bir işlem olan hisse
devri gerçekleştikten sonra davacının iddialarının dinlenmesini istemesi dikkat
çekti. Savunmada, Danıştay'ın henüz imtiyaz sözleşmesine ilişkin görüşünü vermediği
belirtilerek, şöyle denildi: "Bu bağlamda henüz ortada varlık kazanan bir
işlemden söz etme imkanı bulunmadığından, Türk Telekom'un kamu imtiyaz rejimine
dayalı olarak yürüteceği telekomünikasyon hizmetlerinden ve bu hizmetlerin yürütülmesi
ve telekomünikasyon altyapısının mer'i mevzuat çerçevesinde kurulması, işletilmesiyle
ilgili hak, yetki ve yükümlülükleri belli olmadığından Yüksek Mahkeme'nin konuya
ilişkin görüşünü vermesine kadar davacının iddialarının dinlenmemesi gerekmektedir.
Nihai işlem olan hisse devir işlemi gerçekleşene kadar ortada kesin ve yürütülmesi
gereken bir işlemden söz edilmesi mümkün değildir. Dava konusu ihale tek başına
hukuki sonuç doğuran, doğrudan icra edilebilir, kesin nitelikle bir idari işlem
değildir. Bakanlar Kurulu'nca ihale onaylanmayarak iptaline karar verilmiş olsaydı,
esasen ortada geçerli ve uygulanabilir bir ihalenin varlığından söz etme imkanı
da bulunmayacaktı. Ortada kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem bulunmadığından
davanın reddini talep etmekteyiz."
referans