Donanma Komutanı: Şantaj bekliyordum

Casusluk iddianamesinde ismi geçen ve geçtiğimiz günlerde emekliliğini isteyen Oramiral Nusret Güner, istifasının perde arkasını silah arkadaşlarına yaptığı veda konuşmasında açıkladı.

Kaynak : Vatan
Haber Giriş : 30 Ocak 2013 08:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Donanma Komutanı: Şantaj bekliyordum

Kızının odasına gizli kamera koymuşlardı

Çok sayıda muvazzaf subayın tutuklandığı ‘askeri casusluk’ davasının iddianamesinde, emekli Oramiral Güner’in 14 yaşındaki kızının odasına çete tarafından gizli kamera koyulduğu öne sürülüyor. İddianamede, müebbet hapis cezası ile yargılanan astsubay Sunay Akkaya’dan elde edilen ‘Sunay’ isimli digital materyal içinde ‘Nusret Güner.doc’ isimli dosyada Oramiral Nusret Güner ile ilgili iddialar yer alıyor. Belgede, astsubay Mustafa K’nin Nusret paşanın lojmanına girdiği ve kızının odasına gizli kamera yerleştirdiği iddiası var. Belgedeki 12 Ocak 2011 tarihli kayıtta “Mustafa Koç astsubay, Nusret Paşa’nın lojmanına girdiği anlardan birinde Ayça’nın odasına gönderdiğiniz kamerayı yerleştirmiş. Çok iyi oldu diyor, dediğiniz süre kaldıktan sonra alacak” ve 4 Nisan 2011 tarihli kayıtta da “Mustafa Koç, Ayça Güner’in odasına yerleştirdiği kamerayı almış. Kullanılabilecek iyi görüntüler var. Ekte gönderiyorum” notları yer alıyor.


*Genelkurmay'dan istifa açıklaması

*Donanma'da 2 amiral daha emekliliğini istedi

*İstifa eden Oramiral'in evine gizli kamera yerleştirmişler


İstifa dilekçesini 4 ay önce verdiğini söyleyen Güner, “Komutanıma, istifamın hemen kabul edilmesini, aksi takdirde benim için de bir takım komplolar kurulabileceğini vurguladım. Nitekim, iki ay sonra kızıma komplo kurulduğu gündeme geldi” dedi

Vicdanen müsterihim’

Donanma Komutanı Nusret Güner’in durumuna ilişkin resmi duyuru önceki gün, yani 28 Ocak 2013 tarihinde yapıldı ama Güner, istifasını bu tarihten tamı tamına dört ay önce verdiğini bizzat açıkladı. Müstafi komutan, dün sabah Gölcük’te, Donanma personeline hitaben bir veda konuşması yaptı ve süreci bütün ayrıntıları ile silah arkadaşlarıyla paylaştı. Donanma Komutanlığı’nda görevli tüm subay, astsubay ve sivil çalışanlara, karargahtaki büyük konferans salonunda hitap eden emekli Oramiral Güner konuşmasına şu sözlerle başladı: “1966 yılında Deniz Lisesi’nde başlayan Bahriye yolculuğuma, bir deniz subayının idealindeki en yüksek rütbe olan oramiral rütbesi ile veda ediyorum. Türk Donanmasını bir buçuk yıl süreyle, büyük bir sorumluluk duygusu içinde komuta etme onuruna eriştim. Her şeyimi borçlu olduğum Türk milletine layık olabilmek için elimden gelen azami gayret ve fedakarlığı, ailemi ve kendi sağlığımı da göz ardı ederek göstermeye, silah arkadaşlarımla omuz omuza vererek, tarafıma verilen görevleri bir ibadet vecdi ile en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Vicdanen müsterihim.”

‘Davalar en büyük ders’

Nusret Güner, personeline hitaben yaptığı veda konuşmasında son yıllarda yaşanan davaları hatırlatıp şunları söyledi: “Son birkaç yıl içinde, bir kısmını çok yakından tanıdığım ve vatanseverliklerinden hiçbir zaman zerre kadar şüphe duymadığım silah arkadaşlarımın yüz kızartıcı bir şekilde Türk milleti adına karar veren mahkemeler tarafından suçlu bulunarak mahkum edilmesi, bir kısmının da sanık/şüpheli olarak, tutuklu/tutuksuz, yargılanmaya/soruşturulmaya/kovuşturulmaya devam edilmesi hayatta aldığım en büyük ders olmuştur. Bu üniformayı 13 yaşından itibaren yaklaşık 47 yıl boyunca büyük bir onurla taşıdım. Bahriye üniformamı çıkarmaya ve çok sevdiğim, benim için yaşamımın gerekçesi olan mesleğimden/görevimden ayrılmaya karar verdim.”

‘İstifamı 4 ay önce verdim’

Emekli komutan, konuşmasında ilk istifa girişiminde bulunduğu tarihi de açıkladı. Bu noktada dikkat çekici ve önemli olan şu: Nusret Güner’in veda konuşmasında verdiği tarih, Balyoz Davası’nda kararın açıklandığı günün, yani 21 Eylül 2012 Cuma gününün tam bir hafta sonrasına denk geliyor. İşte Güner’in konuşmasının (Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel ile paylaştığı endişesini de açıkladığı) o bölümü: “Bu değerlendirme ile 28 Eylül 2012 tarihinde vermiş olduğum ancak kabul edilmeyen istifamın, müteakip yasal istifa/emeklilik kabul dönemi olan Ocak 2013 ayını beklerken, Türk Deniz Kuvvetleri’nin bin yıllık şerefli tarihini ve seçkin personeli olan sizlerin onurunu korumak için sarf ettiğim gayreti küçük göstermeyi amaçladığına inandığım bazı gelişmeleri size açıklamalıyım. “İstifa dilekçemi sunduğumda, komutanıma, istifamın hemen kabul edilmesini, aksi takdirde her geçen gün dilekçenin duyulma ihtimalinin artacağını ve dolayısı ile benim için de bir takım komplolar kurulabileceğini vurguladım.”

‘Kızıma komplo kurulması’

Donanma’nın müstafi komutanı, dün yaptığı veda konuşmasında, korktuğunun başına geldiğini şu sözlerle anlattı: “Nitekim, istifa talebimden iki ay sonra, 30 Kasım 2012’deki Yüksek Askeri Şura’yı müteakip, 3 Aralık 2012 tarihinde öğrendiğim, İzmir’deki görevim sırasında bana, kızıma (kızım 14 yaşındayken) komplo kurulduğunun gündeme getirilmesi olayı nedeniyle mağdur sıfatı ile de olsa, Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade verme durumunda kaldım. Özellikle bana ve kızıma komplo kuranların, birçoğunun düzmece olduğuna inandığım olayları ifşa etme tehdidi ile bana şantaj yapmalarını beklerken, kızımın psikolojisinin de göz ardı edilerek iddianamede söz konusu olaylara, ilgili savcılık ve mahkeme tarafından ayrıntılı olarak yer verilmesini sizlerin takdirine bırakıyorum.”

‘Son dava son teyit’

Nusret Güner, veda konuşmasında son olarak kabul edilen iddianame ile görülmeye başlanacak olan davaya da yer verdi: “Son olarak, durum 22 Ocak 2013 tarihinde mevcut davalara ilave olarak toplam 75 Deniz Kuvvetleri mensubunun daha, kamuoyunda önce ‘casusluk’ diye bilinen, ‘gizli belge temin etme/bulundurma’ suçlamasıyla yargılanmaya başlaması noktasına gelmiştir. Özellikle söz konusu davada, Deniz Kuvvetleri’nin mevcut imkan/kabiliyetleri ile zafiyet alanlarını, gelecekteki hedef ve projelerini, bunun gibi daha birçok ‘çok gizli’ seviyedeki bilgiyi zaten zihninde taşıyan biri koramiral, toplam dört amiral ile birçok albay ve çok değerli diğer personelimin ‘sanık’ olarak yer alması, diğer davalarda da olduğu gibi Donanma Komutanı olarak beni son derece üzmüş; aynı tarihli istifa/emeklilik dilekçemdeki gerekçeleri bir kez daha teyit etmiştir.”

‘Komutanlarıma hep söyledim’

Donanma Komutanlığı görevinden ayrılan emekli Oramiral, personeline hitaben yaptığı veda konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Deniz Kuvvetleri’nin düşürülmüş olduğu bu durumun tesadüf olamayacağını, komutanlarıma/amirallerime, tüm yasal platformlarda anlatmaya çalışmanın huzuru içinde olduğumu sizlere belirtmeliyim. Artık yegane sorumluluğumun tarihe karşı olduğuna inanarak çok sevdiğim üniformamdan ayrılırken, aile büyüklerim ve beni yetiştirip bugüne getiren herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Hüzünlü ama Bahriyeli olmanın verdiği gururla arz-ı veda ederken, her zaman Deniz Kuvvetleri’nin bir neferi olarak kalacağımı bilmenizi istiyor, siz tüm Bahriyelilerin pruvasının neta, denizlerinin sakin, başarılarının daim, bahtlarının açık olmasını diliyorum.”

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber