MEB'de kurulan yönetici atama komisyonu işin ehli mi?

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 08 Mart 2013 12:08, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
MEB'de kurulan yönetici atama komisyonu işin ehli mi?

Sayın Avcı'ya Naçizane Tavsiyemiz

Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi AVCI dün yaptığı açıklamalarda yönetici atama yönetmeliğine de değinmiştir.

Diyalog ve açıklama aynen şöyle;

“Avcı ''Biz hiçbir zaman hiçbir konuda 'her şeyin en doğrusunu biz biliyoruz, ne yaparsak doğru yaparız, dolayısıyla alın ve bunu kabul edin' böyle bir tutum içinde olmayız. Şüphesiz bu konu da dahil olmak üzere pek çok konuda eksiğimiz, yanlışımız olabilir. Şimdi görmediğimiz ama uygulamada çıkan aksaklıklar olabilir. Zaman içinde ortaya çıkan her türlü eksiği, yanlışı düzeltmek için siyaset kurumu var. Şu anda bir komisyon kurduk. Gelen eleştirileri değerlendirmek için arkadaşlarımızı görevlendirdik. Hangi konuda eleştiriler geliyor buna karşı biz nasıl bir çözüm veya değerlendirme yapıyoruz diye. Bu dinamik bir süreç. Uygulamayı bir görelim. Ben çok büyük bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum sıkıntı olan yerleri de çözeriz. Yeter ki birbirimizi iyi dinleyelim, neyin ne için yapıldığını veya yapılmadığını birbirimizle tartışalım.'' dedi.”

Sayın bakan sizin düşüncenizi çok iyi anlıyoruz. Söylemlerinizi de önemsiyoruz fakat bu söylemlere göre hareket etmeyen bir anlayış sanki sizi yanlış bilgilendiriyor. Evet haklısınız herkesin eksiği yanlışı olabilir. Fakat buradaki (yönetici atama) yanlışlık bilmeden yada istemeden yapılan yanlışlıklar değildir. Bu işin yani yönetici atamanın bir geçmişi var. Sınava dayalı ilk atama 1998 yılında gündeme geldi ve o dönemde bakanlar kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikle başladı süreç.

2004 yılında da dönemin bakanı tarafından değişiklikler yapıldı. Mülakat ve sözlü sınava yönelik düzenlemeler yapıldı. 2007 yılında tarihin en kötü yönetmeliği yapıldı ve ben istediğimi atarım anlamına gelen bir yönetmelik çıkarıldı. Bir gecede 500 bir ayda 15bin atama gerçekleştirildi. Bir ay gibi kısa bir sürede Danıştay'dan döndü ve atananlarda görevlerine dönmüş oldular. O yönetmeliğin yayımlanmasının hemen ardından yapılan Ulusal Eğitim Yönetimi Kongresinde gündeme gelen bu yönetmelik tarihteki yerini eğitim yönetimine darbe vuran yönetmelik olarak aldı.

2009 yılına kadar dikiş tutmadı yönetmelikler. En son 2009'da bakan Nimet BAŞ tarafından verilen çözün artık bu işi talimatıyla sendikalar, bürokratlar derken konunun paydaşları bir araya gelerek bir yönetmelik yayımlandı.

Hali hazırda işlevi olan bir yönetmelik varken yenisine neden ihtiyaç duyuldu sorusunun cevabını söyleyecek olursak;

Sizden önceki bakan döneminde yayımlanan 652 sayılı KHK ile yargının daha önce iptal ettiği sözlü sınav uygulaması güvence altına alındı ve 2004 yılından beri hayali kurulan sözlü sınav uygulaması için bir çalışma başlatıldı.

“Yeter ki birbirimizi iyi dinleyelim, neyin ne için yapıldığını veya yapılmadığını birbirimizle tartışalım.''

Diyorsunuz. Bu cümlelerin yönetmelik çıkmadan önce söylenmesi ve konu masa başında tartışıldıktan sonra yürürlüğe konulması gerekmez miydi? Bu gerekliliği dahi hissetmeyenlerin savunuculuğunu yapar duruma düşmenizi gerçekten üzücü.

Şüphesiz bu konu da dahil olmak üzere pek çok konuda eksiğimiz, yanlışımız olabilir.” Diyorsunuz. Çok haklısınız biz de hata yapabiliriz. Tabii ki herkes hata yapabilir. Hata istemeden yapılır. Eğer var olan tecrübelerden faydalanmadan bile bile lades denildiğinde bunun için hata yaptık demek çok da doğru değildir. Sizi bu işin dışında tutuyoruz çünkü siz geldiğinizde var olan bir düzenleme önünüze gelmiş ve uygulaması size düşmüş diye düşünüyoruz.

Diyorsunuz ki bir komisyon kurduk çalışıyorlar. Bu komisyonu kimlerden kurdunuz bilmeyiz fakat işin ehillerinden kurduğunuz noktasında şüphelerimiz var.

Bizim asıl öğrenmek istediğimiz bir mevzuat değişikliğinde amacınız:

a- Eski düzenlemelerde var olan eksiklikleri görüp bunları düzeltip eğitim camiasını daha çok kucaklayan, sürece daha çok katkı sağlayan bir düzenleme yapmak mı?

b- Kanunun da verdiği yetkiyi kullanarak istenilenin atanmasına izin veren bir düzenleme yapmak mı?

c- Her şeyi karışık bir hale sokup çıkılmazlığa sürükleyip süreci sabote etmek mi?

Eminim karşı karşıya olsak cevabınız a olur. Fakat uygulama onu göstermemektedir.

Eğer amacınız a ise. Emin olun ki yürürlükten kaldırdığınız yönetmeliği uygulamaya devam etseniz bu yönetmeliğe göre bin kat daha iyi bir uygulama yapmış olursunuz.

Size nasıl anlatılıyor bilmiyoruz fakat yürürlüğe giren yönetmelik değişikliklerle düzeltilebilecek nitelikte olmadığından sil baştan ele alınarak uygulamaya konulmalıdır. Düşündüğünüz gibi uygulamada sorunlar yaşandığında düzeltilir yaklaşımı da doğru değildir. Bu durumda da ülke genelinde birlik sağlanması söz konusu olmamaktadır.

Eğer cevabınız b ise bu yönetmelik o amaca da hizmet etmemektedir. Bunun örneklerini de daha önce paylaştık.

Yok c yi amaçladık diyorsanız tam da yerinde bir mevzuata imza attınız diyebiliriz…

Peki bu mevzuatın kime yararı var? Eğitime mi? Ülkeye mi? İktidara mı? Bakana mı?

Bu mevzuatın en önemli sorunu kimi atamak istediği değil akla mantığa uygun olmamasında yatmaktadır.

2004 yılından bugüne kadar çıkan her yönetmeliğe itiraz olmuştur. Bazısına bir iki sendika itiraz etmiş bazılarına ise bir çok sendika. Suya sabuna dokunmayan 2007 yönetmeliğine dahi itiraz etmeyen sendikalar da olmuştu fakat bu yönetmeliğe tüm sendikalar karşı çıkmaktadırlar.

Maalesef bu yönetmelik tarihteki en kötü yönetmelik olan 2007 yönetmeliğinden de kötüdür ve bu yönetmelik yerini “kariyer ve liyakati hiçe sayan acemi yönetmelik” olarak alacaktır. Hiç uygulanmadan yürürlükten kaldırmanız naçizane tavsiyemizdir. Aksi halde sayın bakanın adı “kariyer ve liyakati hiçe sayan acemi yönetmelikle atama yapan bakan” olabilecektir.

Sayın bakan bu nedenlerle dün gazetecilere; “'Tükenmez kalem çok sevdiğim bir kalem değil, silgili kurşun kalem daha sevdiğim bir kalem türü. Bunlarla doğruları yazar arkasıyla da yanlışları silersiniz. Doğruları yazmak, yanlışları silmek için kurşun kalemler bu bakımdan çok işlevseldir''

Cümleleriyle dağıttığınız kelemlerin silgisi çok olanlarından bürokratlarınıza dağıtınız yada daha kestirme bir yolla bir liste yazınız ve bu listedeki bazı isimleri kaleminizin silgisiyle siliniz. Aksi halde o kalemlere çok ihtiyaç duyacağınızı hatırlatırken, temennimizin bu kalemin silgisine hiç ihtiyaç duyulmaması olduğunu belirtmek isteriz.

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber