TSK'daki 'silahsız savaşçılar'ın zamanla yarışı

Askeri pentatlonda son 3 dünya şampiyonasında bayrak yarışında birinciliği elden bırakmayan, son şampiyonada ferdi olarak da 143 sporcu içinden ilk kez dünya ikincisi çıkaran Türk Silahlı Kuvvetleri Askeri Pentatlon Milli Takımı, Güney Kore'de düzenlenecek şampiyonada yine zirveyi hedefliyor.

AA ekibinin görüntülediği, ''İrlanda Masası'', ''İtalyan Çukuru'', ''Tilki Oyuğu'' gibi zorlu engelleri kısa sürede aşan Mehmetçik, antrenmanlarına aralıksız devam ediyor.

Her biri farklı birliklerde görev yapan askerlerin yer aldığı Askeri Pentatlon Milli Takımı, Topçu Binbaşı Recep Özder, Topçu Üsteğmen Suat Utkan Çalık, Piyade Başçavuş Kasım Yıldız, Topçu Uzman Çavuş Soner Üren ve Uzman Çavuş Cavit Güngör'den oluşuyor.

Takımın antrenörlüğünü yapan Kara Harp Okulu Beden Eğitimi ve Spor Kısım Amiri Yarbay Ahmet Şapcı, pentatlon yarışlarının, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından dünya orduları arasındaki dostluğu spor yoluyla artırmak amacıyla başlatıldığını söyledi. Bu kapsamda bir askerin muharebe sahasında karşılaşabileceği her türlü fiziksel engel gözönünde bulundurularak askeri pentatlon branşının oluşturulduğunu anlatan Şapcı, ilk dünya şampiyonasının 1950 yılında yapıldığını, Türkiye'nin bu yarışmalara 1952 yılından bu yana katıldığını belirtti.

Askeri Pentatlon Milli Takımı seçimleri için her yıl Kara Kuvvetleri Askeri Pentatlon şampiyonası düzenlendiğini belirten Yarbay Şapcı, şampiyonaya Türkiye'nin her yerindeki Tugay, Alay ve Ordu'ların en iyi sporcularının katıldığını söyledi. 150'den fazla sporcunun katılımıyla bu organizasyonun yapıldığını ve buradaki başarıya göre milli takımın aday kadrosunun oluşturulduğunu anlatan Şapcı, daha sonra TSK Askeri Pentatlon Şampiyonası'nda milli takımın belirlendiğini kaydetti.

ÜÇ ŞAMPİYONLUK BİRİNCİLİK

Milli takımın, çevikliğin ön planda olduğu, tamamen esnekliğin, dengenin ve koordinasyonun bir arada yürüdüğü engelli parkur bayrak yarışında dünyada söz sahibi olduğunu belirten Şapçı, üst üste 3 şampiyonada birinci olduklarını söyledi.

Pentatlonun, atış, engelli koşu parkuru, kros, engelli yüzme ve bomba atma dallarından oluştuğunu anlatan Şapçı, atışın sakinlik, engelli parkurun agresiflik, krosun dayanıklılık ve sabır, yüzmenin teknik ve güç, bomba atmanın ise kontrol gerektirdiğini, Milli Takım'ın her branşın gerektirdiği zorluklara göre hazırlıklarını yaptığını kaydetti.

VATAN SEVGİSİYLE MOTİVE OLUYORLAR

Milli Takım sporcularından Binbaşı Recep Özder, yarışmalar için uzun süreli kamp dönemleri olduğunu ve yoğun antrenmanlar yaparak hazırlandıklarını belirtti. Kamp dönemlerinde dünya standartlarındaki tesislerde çalışma imkanı bulduklarını anlatan Özder, birliklerinde bulundukları dönemi de antrenmanla geçirdiklerini söyledi.

Asker oldukları için zor şeyleri başarmanın kendilerini motive ettiğini belirten Özder, ''Vatanımız, silahlı kuvvetlerimiz, bayrağımız için yarışıyoruz. Yurt dışında Türk vatandaşları da çok oluyor. Gurur duyuyorlar. Onlar bize yetiyor'' dedi.

Başçavuş Kasım Yıldız da başarılı olmak için bayramlarda bile antrenman yapmaya çalıştıklarını anlatarak, ''Türk bayrağını göndere çektirdiğimizde en büyük mutluluk bu oluyor. İstiklal Marşı'nı diğer ülke ordularına dinletmek büyük bir gurur'' diye konuştu.

DUYGULARIMIZLA YARIŞIYORUZ

Son şampiyonada ferdi olarak 5 branşın toplam puanıyla belirlenen sıralamada dünya ikincisi olan Üsteğmen Çalık da silah arkadaşlarının destekleriyle hazırlandıklarını söyledi. Duygularıyla yarıştıklarını dile getiren Çalık, ''Keşke izleseydi diyebileceğim, bize çok büyük destek veren arkadaşlarım var. En son Siirt'te düşen helikopterde şehit olan Yakup Çınar Üsteğmenimin çok büyük desteğini gördüm. Elde ettiğimiz başarıda onun büyük payı ve katkısı var'' dedi.

Şehit aileleri ve gazilere de selamlarını gönderen Çalık, ''İçinde bulunduğumuz kurum, vatan savunması için çok büyük fedakarlıklar yapan bir kurum. Biz onları temsil ettiğimiz için... Çok fazla örnek var. 2008 yılında antrenmandayken Berkant Kahraman isimli devre arkadaşımın şehit olduğu haberini aldım. Sonra da ülkemi temsil ettim. Orada normal bir sporcu gibi düşünmemiz beklenemez'' diye konuştu.

Çalık, 59. dünya şampiyonası düzenlenecek kadar derin tarihi olan bir branşta üst üste 3 dünya şampiyonluğu kazanmanın, kürsüye çıkmanın önceleri hayal gibi geldiğini ancak bunu başardıklarını belirterek, gençlere örnek olmayı umduğunu söyledi.

BİR ANDA BAYRAM OLDU HEPİMİZ İÇİN

Uzman Çavuş Cavit Güngör de Finlandiya'nın Lahti kentinde düzenlenen son dünya şampiyonasında yarışmaya nasıl konsantre olduklarını gösteren anısını şöyle anlattı:

''Yarışmanın son ayağı engelli koşu bayrak yarışıydı. Bir önceki akşamdan hepimiz hazırdık, gergindik ve kazanmaya en büyük aday olduğumuzu biliyorduk. Sabah buluşma yerine gittiğimizde şöyle bir sürprizle karşılaştık, kafile komutanımız bizi ellerinde şekerle karşıladılar. Önce anlayamadık. Ama o gün Ramazan Bayramı'nın birinci günüydü ve biz yarışa çıkacaktık. Biliyorduk ama kimsenin aklında değildi. Bir anda bayram oldu hepimiz için. Çok mutlu bir andı.

Müsabaka sonuçlandıktan sonra hepimiz birbirimize sarıldık, kutladık, tebrik ettik. Omuz omuza kaldığımız yere dönüyorduk, diğer ülkeler de bizi seyrediyordu. Biz kendi aramızda şarkı söylemeye başladık. Çünkü o gün bayramdı ve biz 'bugün bayram' şarkısını söylüyorduk. Herkes şampiyon olduğumuz için sevindiğimizi düşünüyordu. Evet, şampiyon olduğumuz için seviniyorduk ama o gün bayramdı ve biz onun için de çok seviniyorduk.''

Uzman Çavuş Soner Üren ise ödül aldıklarında çok büyük bir mutluluk yaşadıklarını belirterek, ''İnsan ödül aldığı sırada aklından her şey geçiyor. Annesi, babası, ailesi aklına geliyor. O anki sevinci anlatmak mümkün değil'' dedi.