Ankara Barosu'ndan 'içki yasağı'na dava

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 12 Aralık 2005 14:08, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ankara Barosu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı, "içkili yer bölgesi tespiti"ne ilişkin genelgenin iptali istemiyle Danıştay'da dava açtı.

Davayı açan Avukat Kemal Vuraldoğan, dilekçesinde, iptali istenen genelgenin, Anayasa'nın 2. maddesindeki "hukuk devleti", 10. maddesindeki "eşitlik" ilkesi ile 49. maddesinde düzenlenen çalışma hakkına aykırı olduğu iddiasında bulunarak, genelgenin kamu yararı sağlamasının mümkün olmadığını, genelge ile hukuka olan inancın zarar görme ihtimalinin bulunduğunu kaydetti.

Vuraldoğan, 5393 sayılı Belediye Kanunu ile eğlence yerlerinin kentin belirli bölgelerinde toplama yetkisinin belediyelere verildiğini, ancak kanunda içkili yer bölgesi kavramına yer verilmediğini, alkollü içkilerin verilebileceği işyerleri konusunda da özel bir düzenlemenin öngörülmediğini ifade etti.

Genelge ve dayanağı yönetmeliğin kamu yararı sağlanmasının mümkün olmadığının, içkili yer bölgesi tespiti yapılmasının toplumda kamplaşmalara yol açabileceğinin ve ülke turizminin olumsuz yönde etkileneceğinin ifade edildiğini belirten Vuraldoğan, 4250 sayılı yasanın 18 yaşından küçüklere alkol satmayı yasakladığını ve bu yasağa uymamanın yaptırımın 1 aydan, 3 aya kadar kapatma ve para cezası olduğunu hatırlattı. Vuraldoğan, bu yasanın etkili bir biçimde uygulanmasının sağlanması gerektiğini, yeni yasaklarla sorunu çözmenin mümkün olmadığını belirtti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa'nın 58. maddesini hatırlatarak, "devletin gençleri alkolden koruma ödevi" olduğu söylediğini de anımsatan Vuraldoğan, 58. madde uyarınca devletin gençleri alkolden değil, "alkol düşkünlüğünden" koruma görevi bulunduğunu ifade etti.

Antalya İl Genel Meclisi'nin tüm Antalya'nın içkili yer bölgesi olarak ilan edildiğini de hatırlatan Vuraldoğan, genelgenin fiilen uygulanmasının imkansızlığı karşısında belediyelerin ilginç çözüm arayışları içerisine girdiğini, Antalya İl Genel Meclisi'nin kararının da hukukun farklı şekilde algılandığının tipik bir örneği olduğunu ifade etti.

Vuraldoğan, iptali istenen genelge ve dayanağı yönetmelikle getirilen esaslar ve bu esaslara karşı geliştirilecek "çözümler" nedeniyle hukuka olan inancın sarsılması ihtimali bulunduğunu savundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber