Prf Dr. Bekmez'den altın açıklaması

Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Bekmez, tüm mallarda olduğu gibi altında da arz ve talep dengesinin sağlanmak zorunda olduğunu söyledi.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 29 Nisan 2013 17:58, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Prf Dr. Bekmez'den altın açıklaması

Dengenin bozulması ile birlikte ekonomide dalgalanmaların başlayacağını belirten Prof. Dr. Bekmez, bu dalgalanmaların bazen sert fiyat düşüşlerine, bazen de sert fiyat artışlarına sebep olduğunu ifade etti. Uluslararası piyasalardaki ons fiyatının son iki yılın en düşük seviyelerine gerileyen altın fiyatlarındaki on beş yıllık yukarı trendin sert bir şekilde kırıldığının görüldüğünü belirten Prof. Dr. Bekmez, "2013 yılı başında ons fiyatı bin 700 dolar civarında olan altın, bin 300 dolarlara kadar gerilmiş durumda. Bu durum hem büyük fon yatırımcılarını, hem de küçük yatırımcıları oldukça etkiledi ve gelecekle ilgili spekülatif yorumların ortaya çıkmasına neden oldu" dedi.

Altın fiyatlarındaki düşüşün nedenlerine dikkat çeken Prof. Dr. Bekmez, "Artıştaki trendin sert bir şekilde kırılmasının birkaç nedeni olabilir. Öncelikle, dünya piyasalarındaki genel iyileşmelere ek olarak, ABD'deki işsizlik verilerinin nispi bir azalış göstermesi ve konut ve imalat sanayinde zayıf da olsa bazı toparlanmaların görülmesi gibi nedenler altını sert bir düşüşe maruz bıraktı. Buna ek olarak, ABD Merkez Bankasının 31 Ocak 2013 tarihindeki toplantısı sonrasında alınan kararlar gereği, ekonomideki olumlu gelişmelerin devam etmesi halinde finansal genişleme programlarına son verileceği açıklamaları büyük fon yatırımcılarını tedirgin etti ve ellerindeki altınları bir an önce satma eğilimine girmelerine neden oldu. Bu da altın fiyatlarının düşmesine sebep oldu" diye konuştu.

Prof. Dr. Bekmez, "İkinci olarak, uzun zamandır ekonomik krizle boğuşan Güney Kıbrıs'a Avrupa Birliği tarafından sağlanan 10 milyar dolarlık finansman yeterli olmadı. Güney Kıbrıs'ın bu krizden kurtulmak için altın rezervlerinden satışa gideceği haberleri altın fiyatlarındaki düşüş eğilimini artırdı. Daha da kötüsü, ekonomik krizle boğuşan ve altın rezervleri daha da yüksek olan İtalya, Portekiz ve İspanya gibi ülkelerin de rezervlerinin belli oranını satma eğiliminde olduklarına dair gelen haberler, bu eğilimi daha da körükledi. Üçüncü neden olarak, hızla büyüyen ve talep oluşturma konusunda lokomotif görevi gören Çin ekonomisindeki büyüme oranının beklentilerin altında kalması gösterilebilir. Dördüncü neden, dünya borsalarında kıpırdamaya başlayan pozitif yönlü hareket, borsadaki kağıtların gelecekte daha değerli olacağını ve dolayısıyla yatırımcıların ellerindeki altınları satıp, henüz olumlu ivme kazanma yolunda olan hisse senetlerini satın almaya başlamaları da altındaki fiyat düşüşüne sebep olmuştur" şeklinde konuştu.

Altın fiyatlarındaki düşüşe psikolojik sebeplerinde neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Bekmez, "Fiyatları belirleyen en önemli etken yatırımcıların psikolojileri olduğundan, son zamanlardaki altın fiyatlarındaki aşırı baskı da fiyatların düşmesine etki eden başka bir faktör olarak karşımızı çıkıyor. Hele hele, George Soros ve Louis Moore gibi ünlü spekülatörlerin altın rezervlerini azaltıp, hisse senedi alımına yöneldiği haberleri altın fiyatlarına vurulan en önemli psikoloji darbe olmuştur" ifadelerini kullandı.

Bu tür sert dalgalanmaların her zaman spekülatif bir aldatmaca olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Bekmez, "Yani büyük fon yöneticileri, suni bir kriz oluşturarak diğer yatırımcıların ellerindeki malları satmalarını sağlayacak ortamlar oluşturma çabasında olabilirler. Hatta hatırı sayılır kurumlara yorumlar yaptırmak suretiyle bir panik havası oluşturup, kazançlarına kazanç katma eğiliminde olabilirler. Bu açıdan bakıldığında her krizin gerçek bir kriz olamayacağı şüphesini her zaman akılda bulundurmak gerekiyor" diye konuştu.

Gerçek bir kriz söz konusu olduğunda bu durumda en önemli aktörlerinde birisinin ABD Merkez Bankasının uygulayacağı politikalar olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Bekmez, "Finansal genişleme politikaları devam ederse, hafif bir düşüş olsa bile, fiyat stabilizesi sağlanacaktır. Ancak, ekonomik göstergeler iyi gelmeye devam ederse, altındaki düşüş devam edecek ve yıl sonuna doğru ons fiyatı bin doları bile görebilecektir. O zaman yatırımcı ne yapmalı? Bu durumda yatırımcıların türüne göre farklı davranış şekilleri önerisinde bulunmak istiyorum. Kısa vadeli yatımcıların piyasalardaki belirsizlik ortadan kalkıncaya kadar yeni alımlar yaparak pörtföylerini genişletme yolunu seçmelerinin yanlış olacağını düşünüyorum. Yüksek fiyatla alım yapmış olanların ise, altın fiyatlarındaki dalgalanmaları fırsata çevirmeleri mümkün olabilir. Piyasa iyi takip edilip, her yükselişte portföylerini azaltıp, her düşüşte ise portföy artırımına gitmek suretiyle maliyetlerini düşürme yoluna gitmelidirler"

"Uzun vadeli yatırımcılar için ise, doların seyri önemli olacaktır" diye konuşan Prof. Dr. Bekmez, "Doların artış eğilimine girdiğini gösteren çeşitli belirtiler mevcut. Global piyasalardaki iyileşmelere paralel olarak kapasite kullanım oranları artıp, sanayi yatırımlarındaki artışlar dolayısıyla da, hisse senetleri kazançlı bir hal alabilir. Bu nedenle alternatif maliyetlerin çok iyi analiz edilmesi ve yatırımcının risk taşıma potansiyelinin iyi irdelenmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, altın artık kısa vadeli bir yatırım aracı olarak görülmemeli. Uzun vadeli yatırımlar için ise, az getirili olsa da güvenilir bir liman olma özelliğini daima koruyacaktır"

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber