Diyanet, Kur'an Kurslarına ilişkin eleştirilerde, sadece ipin ucunun değil, rasyonelliğin ve bilimselliğin ucunun da kaçırıldığını ve uygulamanın ertelendiğini açıkladı

Haber Giriş : 10 Aralık 2003 17:51, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Diyanet, Kur'an Kurslarına ilişkin eleştirilerde, sadece ipin ucunu değil, rasyonelliğin ve bilimselliğin ucunu da kaçırıldığını ve uygulamanın ertelendiğini a.ıkladı

T.C.
BAŞBAKANLIK
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
Basın ve Halkla İlişkiler Şubesi Müdürlüğü

Sayı : 311
Konu: Açıklama


10.12.2003


Basın Açıklaması


Ülkemizde yasaların kendisine verdiği görev ve yetki çerçevesinde din eğitimi ve hizmetlerinden de sorumlu olan Diyanet İşleri Başkanlığımız, yaygın din eğitiminin bir parçası olarak Kur'an Kursu hizmetlerini ?Kur'an Kursları ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonları Yönetmeliği? ile yürütmekte olup, anılan Yönetmelik en son 3 yıl önce 03. 03. 2000 tarih ve 23982 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmişti.

Başkanlığımız, geçen süre içinde edindiği deneyimleri, İl ve İlçe Müftülüklerimizden, dolayısıyla halkımızın geniş bir kesiminden gelen talepleri dikkate alarak mevcut yönetmeliğin birkaç maddesinde bazı değişikliklere gitmenin ve ona yeni bir madde eklemenin yararlı olacağını düşünmüş ve bu istikamette bir değişiklik teşebbüsünde bulunmuştur. Önerilen değişiklik, 13. 11. 2003 tarihinde yayımlanmak üzere Resmi Gazeteye gönderilmiş ve 24.11.2003 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Başkanlığımız, öncelikli olarak Kur'an Kurslarının yeniden yapılandırılmasını ve bu alandaki hizmetlerinin daha çağdaş ve etkin hale getirilmesini hedeflemektedir. Bu çerçevede yapılan değişiklikleri, Diyanet İşleri Başkanlığının Kur'an Kurslarıyla ilgili iyileştirme projesinin ilk aşaması ve ardından gelecek olan isim, yeniden yapılanma ve müfredat programı bakımından ıslah adımlarının bir başlangıcı olarak kabul etmek gerekir.

Söz konusu yönetmelikte yapılan değişikliklere ve öne sürülen itirazlara kısaca değinmenin uygun olacağı kanaatindeyiz:

Bazı basın yayın organları ile köşe yazarlarımızın, yönetmelik değişikliğine eleştirel yaklaşarak olumlu katkılar sunmakla birlikte konuyu din ve Diyanet üzerinden bir tür rejim tartışmasına dönüştürmeleri, demokratik ve laik Cumhuriyetimizin temel ilkeleriyle ilişkilendirerek sunmuş olmaları, fevkalade yanlış olmuştur. Söz konusu yönetmelikle Kur'an Kurslarının örgün eğitime alternatif hale getirildiğini, 32. maddede açıkça belirtilen Milli Eğitim Bakanlığının denetiminden kaçırıldığını, bu uygulamayla 1 milyona yakın çıraklık eğitim çağındaki çocuk ve gencin bu programa dahil edildiğini öne sürmeleri de gerçekleri yansıtmamaktadır.

Konuyu laik ve demokratik rejim, Sekiz Yıllık Temel Eğitim Kanununa aykırılık ve örgün eğitime alternatif oluşturma gibi eksenlerde ya da din ve Kur'an taraftarlığı veya karşıtlığı şeklinde sunmak yerine, halkımızın bu yöndeki taleplerinin nasıl karşılanacağı ve fiili durumun iyileştirilmesine hangi tür yaklaşımların pozitif katkı sağlayacağı gibi doğrudan konuyla ilgili hususların tartışmaya açılmasının ve bu çerçevede bir üslubun kullanılmasının daha gerçekçi ve işlevsel olacağına inanıyoruz.

Yapılan itirazların önemli bir kısmı, ne yazık ki, bilgi eksikliğinden kaynaklanmış, güven bunalımının da yol açtığı algılama yanlışları ve harici sebepler eleştirileri, konunun özüyle ve Diyanetle ilgisi olmayan bir zemine taşımıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyetinin bir modernleşme projesidir. Bu bağlamda Kur'an Kursları, modern tarihimizin neredeyse tamamında varolagelmiştir. Ortada zaten yıllardır uygulanan bir yönetmelik vardır ve eski yönetmelikte yer alan ana maddelerin yüzde doksanı muhafaza edilmiştir. Getirilen değişiklikler ise şunlardır:


1. Eski yönetmelikteki kursların başlangıç zamanıyla ilgili kapalılık giderilmiş,

2. Kadrolu Kur'an Kursu Öğreticilerinin ihtiyaca cevap vermemesi durumunda, bu amaçla istihdam edilecek elemanlarda aranacak niteliklere, önceki yönetmelikte bulunmayan ?en az İmam-Hatip Lisesi mezunu olmak? şartı eklenmiş,

3. Önceki yönetmelikte kurs açılması için gerekli görülen 15 başvuru limiti 10'a indirilmiş,

4. Kurslarda verilen derslere ilave olarak, velilerin talebine ve rızasına bağlı olmak şartıyla 1 saatlik beceri ve görgü artırıcı sosyal etkinlikler düzenleme imkanı sağlanmış,

5. Talepler doğrultusunda öğrencilerin resmi yurt ve pansiyonlardan yararlandırılmasına imkan sağlanmak istenmiş,

6. Önceki yönetmelikte 2 ay ve haftada 5 gün ifadesi, zaten ?yaz kursları? ifadesinden anlaşıldığı ve öğretimin bu aylar dışında yapılamayacağı için çıkarılmış,

7. Vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda, yetişkinlere ve daha ziyade çalışan yetişkinlere yönelik Akşam Kur'an Kursları açılmasını mümkün kılan yeni bir madde eklenmiştir.

Yapılan bu değişikliklerin Diyanet İşleri Başkanlığının görev ve sorumluluk alanına giren Kur'an Kurslarında yürütülen din eğitiminin niteliğini artırmak ve Kursları denetime daha da açık hale getirmek, toplumun meşru taleplerine cevap vermekten başka bir amacı yoktur ve olamaz da.

Yönetmelikte yapılan değişiklik, çeşitli çevrelerden gelen olumlu ve olumsuz eleştirilere, zaman zaman da akla hayale gelmeyecek evhamlara, konuyu siyasi mecraya çekme çabalarına başvurmak suretiyle bir dizi saldırıya hedef olmuştur. Biz burada iyi niyetli ve yapıcı olduğuna inandığımız eleştirileri dikkate alarak bazı konulara açıklık getirmenin yararlı olacağı düşüncesindeyiz.

Sadece ipin ucunu değil, rasyonelliğin ve bilimselliğin ucunu da kaçıran reaksiyonları dikkate almayacağımızı açıkça belirtmek isteriz. Bunun iki sebebi vardır:

Birincisi, bu türden reaksiyonlar zaten kendi tutarsızlıklarını, kendi bilimsel ve düşünsel temelsizliğini ve kendi zaaflarını yine kendi içinde taşıdıkları için ciddiye alınmamalıdır.

İkincisi, dinin konuşmaya, müzakereye ve eleştiriye konu edildiği her zaman gösterilmesi gereken yaklaşım bilimsel, manevi ve ahlaki duyarlılık olmalıdır. Genelde inansın yahut inanmasın herkesin; ama özelde de din ilimleri ve din hizmetiyle uğraşanların bu hassasiyeti, en yüksek düzeyde dikkate almaları ve bunun için gerekiyorsa birtakım sıkıntılara, acılara, nefsi hırpalanmalara katlanmayı göze almaları gerekmektedir.

Yönetmeliğe getirilen eleştirilere tek tek yeterince cevap verilmiştir. Aslında bunların birçoğu, yönetmeliğin eskisi ve yenisiyle yanyana getirilmeden, ikisi arasındaki fark kıyaslanmadan yapılan eleştirilerdir.

Şurası unutulmamalıdır ki, değişikliklerin asıl gerekçeleri, yöneltilen ilgisiz ve haksız eleştirilerle hiçbir şekilde bağlantılı değildir. Yapılan eleştirilerin önemli bir kısmının rasyonellik, bilimsellik, toplumsal gerçeklik ve objektif kriterler yerine, tamamen güven bunalımından kaynaklanan algılama yanlışları üzerine bina edilmiş olması gerçekten üzüntü vericidir.

Siyasetle doğrudan veya dolaylı hiçbir ilgisi olmayan, tamamen Kurumun kendi inisiyatifiyle ve ihtiyaçlarına göre hazırlanmış bu yönetmelik yüzünden, Türkiye'nin milli birlik ve beraberliği için çok önemli olan Diyanet İşleri Başkanlığı gibi güzide bir kurumumuzun yıpratılmak istenmesi, siyasi tartışma arenasına çekilip çekişmelere malzeme yapılması bizleri son derece rahatsız etmiştir.

Şimdi, bütün bu gerekli gereksiz tartışmalardan sonra şunu açıkça söylemek istiyoruz: Kur'an Kursları Reformu programımız geniş bir paket programdır, üzerinde akademik çalışmalar ve alan araştırmaları yapılmaktadır. Özellikle akşam kurslarının ihdası ve yaz kurslarının iyileştirilmesine ilişkin tezimizin doğruluğundan en küçük bir kuşkumuz yoktur. Zira bu tezimiz spekülatif ön kabullere değil, elimizdeki bilimsel ve sosyolojik verilere dayanmaktadır. Bu husus, zamanla çok daha iyi anlaşılacaktır. Bütün bunlara rağmen, hem Başkanlığımızın hem de yürütmekle yükümlü olduğu Din eğitimi hizmetlerinin başka taraflara çekilmek suretiyle örselenmesine fırsat vermemek için söz konusu yönetmelik değişikliğini ertelemeyi uygun buluyoruz.

AB sürecindeki bir Türkiye için bu türden tartışmaların geride kalmasını, Devlet kurumlarımıza ve bunun en önemlilerinden olan Diyanet İşleri Başkanlığımıza güvenilmesini bekliyoruz. Din eğitim ve hizmeti üzerinden, amacı ne olursa olsun, siyaset yapmanın geride kaldığı, demokratik Cumhuriyetimizin daha mükemmel bir noktaya ulaştığı, dinin, mukaddesatın arkasına sığınılarak insan değerine, insan hayatına kasteden şiddet ve terör eylemlerinin varolmadığı; diyalogun, anlaşmanın, toleransın, sevgi ve hoşgörünün daha yaygın, huzur ve barış içinde birlikte yaşama bilincinin daha etkin olduğu bir döneme ulaşmanın hepimiz için gerekli olduğuna inanıyoruz.

Kamuoyuna duyurulur.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber