Kredi kartı borcu için böbreğini sattı

Recep Yılmaz, kredi kartı mağdurlarından sadece biri... Başbakan Erdoğan’ın ‘kullanmayın’ dediği kredi kartı borcunu ödeyemeyince çareyi böbreğini satmakta bulmuş. Ancak bankalar “Yarım insan oldum” diyen Yılmaz’ın hâlâ peşinde

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 28 Temmuz 2013 10:32, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00
Kredi kartı borcu için böbreğini sattı

Ayşe Ekin Gündüz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'kullanmayın, 'ayağınızı yorganıza göre uzatın' dediği kredi kartları birçok ailenin dağılmasına neden oluyor. Geçen hafta Trabzon'da bir binanın çatısında intihar girişiminde bulunan Recep Yılmaz kart mağdurlarından sadece biri. Evlilik hazırlığı, maaş yetersizliği derken 50 bin lira borç batağına saplanan Yılmaz, çareyi Trabzonlu bir işadamına 150 bin liraya böbreğini satmakta buluyor. Ancak işadamı ödemenin bir kısmını yapmayınca Yılmaz, intihar girişiminde bulunuyor. Telefonla ulaştığımız Yılmaz “Çok pişmanım. Yarım insan oldum. Ben yaptım başkası yapmasın. Hayatlar kararmasın” diyerek başlıyor anlatmaya.

Eşim öğrenince çıldırdı

2006 yılında 20 lira günlük yevmiyeyle inşaatlarda çalışırken başlamış Yılmaz'ın sıkıntıları. 2 yıl önce evlenirken, eşten dosttan borç alarak, kredi kartıyla harcama yaparak kurmuş yuvasını... Borçlar birikmiş dağ olmuş ancak ödeyecek ne para var ne pul... O arada Trabzonlu bir işadamının 150 bin lira karşılığında böbrek aradığını duymuş. Kimseye haber vermeden gitmiş anlaşmış. Yılmaz süreci “İstanbul'a gittim nakil için. Doktorlar 'eşin imzası olmadan ameliyatı yapmayız' dediler. Eşimi çağırdım. Ne imzası bu dedi. Okumak istedi. 'Kocan kötü birşey yapar mı? At imzayı' diyerek attırdım. Ameliyata girdim. Ameliyat sonrası hastaneye gelince öğrendi eşim durumu. Ağladı. Çıldırdı. Ama herşey için artık çok geçti” sözleriyle anlatıyor.

Psikolojim bozuldu, intihara yeltendim

Asıl sorun böbrek ameliyatı sonrasında başlamış Recep Yılmaz için. Trabzonlu işadamı ödemenin 80 bin lirasını yapmış Yılmaz'a. Yılmaz da bununla eşe dosta olan borcunu kapatmış. Kredi kartı borcu ise ne de olsa 70 bin lira daha gelecek ümidiyle kalmış. Ancak ne arayan olmuş ne de soran. Bu da yetmezmiş gibi bir de asarız keseriz diye tehdit edilmiş.

9 bin lira kart borcum kaldı

“İnsan babasına böbrek vermez. Bırakın böbrek vermeyi kan vermiyor kimse günümüzde” diyen Yılmaz, şöyle devam ediyor: “İnsanlık yaptık. Şikayetçi olsam, ismini açıklasam iş yeri kapanır. Memleketlim. Aynı toprağın insanıyız. Ama asıl mağdur benim. 2 yıl çalışamaz raporum var. Eşim çalışıyor onun eline bakıyorum. Zoruma gidiyor. 9 bin lira kredi kartı borcum var. Psikolojim bozuldu. Tedavi göremedim. İntihar girişiminde bulundum. Yarım insan olarak kaldım. Ne yapacağım diye düşünüyorum.”

İnternette satan satana

Tek böbrekle yaşamaya razıyım

Recep Yılmaz, kredi kartı nedeniyle böbreğini satan tek kişi değil. İnternete verdiği 'satılık böbrek' ilanından ulaştığımız Hataylı Abdullah G. isyanını “900 lira maaşla 4 kişilik aile geçindirmeye çalışıyorum. Yetmiyor! Kredi kartı borcum 20 bin liraya ulaştı. Elde yok avuçta yok ne ile ödeyeyim. Kim ister yarım insan olarak yaşamayı ama mecburum. Çevremin desteğiyle ayakta durmaya çalışıyorum. Ama artık utanıyorum. Borcumu kapatsınlar, ben tek böbrekle yaşamaya razıyım” sözleriyle dile getiriyor.

Çocuklarımı bırakıp kaçtım

Ankara'da ikamet eden Caner D. de kredi kartı nedeniyle internette böbreğini satışa çıkaranlardan. Caner D., meslek hastalığı sonucunda ayağa kalkamadığını ve bu nedenle 3 yıldır işsiz olduğunu belirterek “Bu dönemde kredi kartıyla birlikte borçlarım 25 bin liraya ulaştı. Eşimi ve çocuklarımı memlekette ailesinin yanına bırakıp kaçtım. Arkadaşlarımın yardımıyla karnım doyuyor şimdi. Böbreğimi satışa çıkardıktan sonra onlarca arayan oldu. Hatta biriyle anlaştık. Ameliyata saatler kala polis yakaladı. Savcılığa gittim ifade verdim. Serbest bırakıldım. Ama kararlıyım 40 bin lira verene satacağım böbreğimi. Başka şansım yok” diyor.

'Tam bitti derken banka yeni borç çıkardı'

Bankaların 15 tane kredi kartı verdiği Hüseyin Saraçoğlu, işleri bir anda altüst olunca 150 bin liralık borçla kalakalmış. Önce evini satmış ancak yetmemiş. Ardından 2009'daki yeniden yapılandırma sürecine dahil olan Saraçoğlu “Tam bitti derken yeni borç çıktı” diyor.

Kredi kartı mağdurlarından bir diğeri de Hüseyin Saraçoğlu. Saraçoğlu ile Okmeydanı'nda sokak arasında oğluna ait küçük bir bakkalda buluşuyoruz. Bakışlarında ve ses tonunda tükenmişlik var. “Ne geldiyse iyi niyetimden geldi başıma. İnsanlık ölmüş” diye başlıyor söze ve devam ediyor: “1995 yılında şirket kurdum. İşlerim iyiydi. Arkadaşa kefil oldum, ortadan kayboldu. Senetleri ödemek zorunda kaldım. Hayatım altüst oldu...” Eşininkilerle beraber 15 kredi kartı varmış Hüseyin Bey'in toptan mal alım satımlarında kullandığı... İşler terse dönünce sicil kaydı bozulmuş ve 2007 yılında sıkıntılı süreç başlamış. 150 bin lira borç ve 15 kartla kalakalmış çaresiz.

150 bin liraya 90 bin faiz

“İlk 3 yıl sadece asgari tutarlarını ödeyebildim” diyor Hüseyin Bey ve şöyle devam ediyor: “Bizde dürüstlük atadan geliyor. Tapusu olmayan bir evim vardı. Banka haciz koysa elimden alamaz. Ama vicdan işte... Gittim sattım. 150 bin lira borç için ödediğim faiz 3 yılda 90 bin liraya ulaştı. 2009'da borçlara yapılandırma çıktı. Tüm kartlarımı 36 ay taksitlendirdim. 5-10 gün gecikmelerle de olsa iyi kötü ödüyordum. 500 liraysa ödemem gecikme oldu, faiz binmesin diye 530-550 lira yatırıyordum... Tüm kartlarımı toparlamıştım. Artık yüzdüm kuyruğuna geldim dediğim noktada icra dairesi gelen bir kâğıtla altüst oldum. Toplam 35 bin liralık borcum olan 2 kartıma yapılandırma sonrasında 50 bin liralık ödeme tablosu çıkaran bir banka 30'uncu ödememi yaptıktan sonra kalan 8 bin liralık borcumu 24 bin liraya çıkarmış. Günde kredi kampanyası için 50 kere mesaj çeken banka, 30'uncu ödemeye kadar bir kez aramıyor. Avukatlarına gidiyorum nedenini soruyorum yanıt yok. Tek söyledikleri şey 'ödeyeceksiniz' oluyor.”

Bunlar tefeci mi banka mı?

Yıllarca bu banka ile çalıştığını ifade eden Hüseyin Bey “İyiyken herkes yanınızda ama bir kere düşmeye görün herkes vuruyor. 2.500 liralık taksidim kaldı ödemiyorum. Avukatlarının kapısını çaldım 5 bin lira ödeyeyim kapatalım dedim, 14 bin lirada anlaşalım dediler. Elde avuçta birşey kalmadı neyle ödeyeyim. Zaten yapılandırma öncesinde 3 yılda 42 bin lira faiz ödemişim ben bu bankaya. Bunlar tefeci mi banka mı? Nefes aldırmıyorlar” diyor. Kredi kartı borcunun tüm emeğini boşa çıkardığını ifade eden Hüseyin Bey, herşey yoluna girse de sağlık problemlerinin de başlaması nedeniyle artık kaybettiklerini bir daha geri alamayacağını belirtiyor.

İmanım güçlü olmasa intihar ederdim

Bu süreç çok yıpratmış Hüseyin Saraçoğlu'nu, ama O en çok eşine ve çocuklarına üzülüyor: “5 çocuğum var. 4'ü okullarını yarıda bıraktı borç harç derken. Dışardan okuyorlar şimdi. Kızım ilköğretimde, tek umudumuz O” diyor Hüseyin Bey ve devam ediyor: “Eşim de bu süreçten çok etkilendi. Kabullenemedi, strese girdi. Ayrılma noktasına geldik. Benim de uykularım kaçtı. Öyle bir çaresizlik ki intiharı bile düşünüyor insan. Allah'tan imanımız güçlü olduğundan o fikri ezdik.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hitaben derdini anlatan bir yazı yazdığını fakat kendisine ulaştıramadığını ifade eden Hüseyin Saraçoğlu “30 sene esnaflık yapan ve devlete vergi veren bir insan olarak iş imkanlarımı kaybettiğimden dolayı vergimi veremeyecek durumdayım. Bu borcu kapatmak için iş imkanı sunulursa borcumu kapatmak ve vergimi ödemek istiyorum” diyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber