Toplu sözleşme ve uzman öğretmenlik

İlki 2012 yılında yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde mutabık kalınan konulardan bir tanesi de ikili eğitim yapılan okullarda çalışan yöneticilere haftada 2 saat ilave ek ders verilmesi idi.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 29 Temmuz 2013 11:51, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Toplu sözleşme ve uzman öğretmenlik

İlki 2012 yılında yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde mutabık kalınan konulardan bir tanesi de ikili eğitim yapılan okullarda çalışan yöneticilere haftada 2 saat ilave ek ders verilmesi idi. 08.00-17.00 saatleri arasında çalışan normal eğitimdeki yönetici ile 07.00-18.00 arasında çalışan yönetici arasındaki çalışma saati farkı haftada 10 saat iken alınacak ek ders farkı sadece 2 saat olarak belirlendi. Bu maddeye imza atmak gerçekten akıllara ziyandı.

Yüksek Lisans yapan öğretmenlere ödenecek ek dersin %5 fazla olmasına imza atılması gibi. Çünkü bu geçmişte %25 olarak uygulanıyordu.

En azından ikili eğitimde çalışan yöneticilere haftada bir gün izin verilmesi ya da yıllık izne eklemeyle ilgili güvencelerin eklenmesi gerekirdi.

Bu yıl yapılacak görüşmelerde de Uzman/Baş Öğretmenliğin gündeme gelmesi bekleniyor.

Uzman öğretmenlik meselesi gerçekten can sıkıcı boyutlara ulaşmıştır. Sınavla uzman olan bir öğretmen olarak neyin uzmanı olduğumu anlayabilmiş değilim. Matematik branşında olduğuma göre Uzman Matematik Öğretmeni miyim diyorum cevap hayır çünkü sınavda bana tek bir Matematik sorusu sorulmadı ki? Uzman olmadan önce de şimdi de yöneticiyim yöneticilikte mi uzmanım diyorum o da değil çünkü adı Uzman Öğretmenlik.

Verilen uzmanlık kariyer basamağını gerçek anlamda kariyer basamağı olarak adlandırmak mümkün değildir. Çünkü içerisinde alanda uzmanlık yoktur. Kaldı ki öğretmenlik zaten uzmanlık mesleğidir.

Unutmayalım ki uzmanlık getirilirken dönemin bakanı tarafından ek derslerde yapılan kısıtlamalara alternatif olduğu söylenmiştir.

Bugün gelinen noktada yasal düzenleme yapılmadığından yüksek lisans yapan öğretmenler dava açtıkları taktirde kazanmaktalar ve bu hakkı almaktadırlar. Yüzlerce örneği var bunun. Şimdi hükümetle masaya oturulduğunda Yüksek Lisans yapana Uzmanlık verelim denilirse var olan bir hak (mahkemeyle alınabilen) masada kazanılmış gibi sunulmuş olacaktır. Yani geçen yılki hata tekrar edilecektir.

Bu işin en kestirme ve kolay yolu;

Uzman öğretmenlik Unvanı kaldırılsın. 8 yılını dolduran her öğretmene Uzman öğretmenlik için verilen ödenek ödensin öğretmene de sen kariyerinin birinci basamağındasın denilsin.

Aynı şekilde başöğretmenlik unvanı kaldırılsın. 15 yılını dolduran her öğretmene de başöğretmenlik tazminatı ödensin. Kariyerinin ikinci basamağındasın denilsin. Aynı uygulama 20 yılını dolduran öğretmenlere da sağlanarak yani onlara da üçüncü basamak tanımlanırsa hem sorunu kökten çözülmüş olur, hem de öğretmene ek bir mali kazanım kazandırılmış olur.

Böylece;

- İçi boş olan Uzman ya da Başöğretmen kavramlarını tarihe gömmüş,

- Şu anda 6 yıldır yapılmayan ve sadece bir kez yapılan sınav nedeniyle mağdur olan bu hakkı almak isteyen öğretmenlere haklarını teslim etmiş,

- Bakanlığın sürekli davalarla karşılamasını önlemiş,

- Mahkemeleri rahatlatmış,

- Bakanlığı mahkeme masraflarından kurtarmış,

- Öğretmenlere kıdemlerine göre ek mali hak kazandırmış,

OLUNUR…

Bakanlık ayrı bir kariyer planlaması yapmak istiyorsa bunu farklı bir şekilde gerçekleştirebilir. Buradaki amaç var olan bir eşitsizliğin giderilmesi sorununa çözüm bulmak, yeni haklar elde etmek olmalıdır.

Saygılarımla…

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber