'Sahte çürük raporu' davasında gerekçeli karar

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, nisan ayında hükme bağladığı, emekli Hakim Albay Üçok'un da aralarında bulunduğu 17 sanığın yargılandığı ''Sahte çürük raporu'' davasına ilişkin gerekçeli kararını hazırladı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 31 Temmuz 2013 20:11, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, nisan ayında hükme bağladığı, Emekli Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un da aralarında bulunduğu 17 sanığın yargılandığı "Sahte çürük raporu" davasına ilişkin gerekçeli kararını hazırladı.

CD ortamında sanık ve avukatlarına dağıtılan gerekçeli kararda, İsİtanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesi, sanık savunmaları, tanık beyanları ve aralarında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da olduğu mağdurların ifadelerine yer verilirken, "deliller" kısmına da inceleme, tespit, el koyma ve arama tutanakları eklendi.

"Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe" bölümünde, sanıkların yargılandıkları suçlardan, Türk Ceza Kanunu'nda yer bulan "dolandırıcılık" suçunun tanımı ve açıklamaları yapılan gerekçeli kararda, "Toplumda askerlik algısı" başlığıyla, askerlik hizmetini düzenleyen 1982 Anayasası'nın 72. maddesi ile 1111 sayılı Askerlik Kanunu'nun 1. ve 2. maddeleri açıklandı.

- Türkiye'de 1914'te yürürlüğe giren zorunlu askerlik

Dünyada tam profesyonel ordular, karma ordular ve zorunlu askerlik uygulanan ordular şeklinde 3 farklı temel askerlik modeli uygulamasının mevcut olduğu belirtilen kararda, zorunlu askerliğe katılımda 3 farklı yöntemin uygulandığı ve zorunlu askerliğin yerine getirilmesinde de 4 farklı görev modeli bulunduğu bilgisi verildi.

Dünyada zorunlu askerlik uygulamasının bugünkü anlamda başlangıcının Fransız İhtilali dönemine gittiği ve Türkiye'de uygulamanın ilk kez 12 Mart 1914'te bir kanunla başladığı aktarılan kararda, bu uygulama ile askere almada eskiye nazaran hem yöntem hem de uygulama temelinde başarılı olunduğu ifade edildi.

Gerekçeli kararda, 1927'de zorunlu askerliği temel alan ve bugün hala geçerli olan 1111 sayılı Askerlik Kanunu'nun yürürlüğe girdiği belirtilerek, o tarihten itibaren askerliğin süresinin kısaldığı ancak askere alma usul ve esaslarında önemli bir değişiklik olmadığı dile getirildi.

Uygulanan zorunlu askerlikle ilgili Dr. Salih Akyürek'in "Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu" kitabından alıntılar yapılan gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi:

"Türkiye'de zorunlu askerlik sürecinin, Avrupa ile kıyaslandığında daha katı ve toplumdan yalıtılmış bir uygulama olduğunu tespit etmek gerekmektedir. Köyünden ve kasabasından çıkarak, toplamı 30 gün olan 2-3 izin dönemi dışında, ailesinden uzak kalan pek çok erbaş ve erin fiziksel tecrit edilmişliği üst düzeydedir. Sistem, evli olan ve ailesine bakacak kimsesi olmayan insanları dahi yaşadığı yerden farklı ve uzak bir garnizonda, ailesi için bir sosyal güvence sağlamadan askere alıp, şahsı ve aileyi sosyal, psikolojik ve ekonomik açıdan mağdur edebilmektedir. Askerliği süresince ailesini birkaç defa görebilen pek çok asker ve ailesi için bu sürecin tahmin edilenden çok daha yıkıcı olabileceğinin düşünülmesi gerekmektedir. Sürdürmesi gereken belirli bir mesleği ve kariyeri olan ya da bakmakla yükümlü olduğu aile fertleri bulunan insanlar için zorunlu askerlik süreci, eğitici ve ülke için katma değer kazandırıcı olmaktan çok, bir an önce tamamlanması gereken görev ve hatta angaryadan öteye geçmemektedir."

- Sanıkların, mağdurların güvenini kazanıp kötüye kullanması

Davadaki sanıkların, askerlikle ilgili mağdurların içinde bulundukları durumdan faydalanarak onları aldattıkları ve kazandıkları güveni kötüye kullandıkları belirtilen kararda, sanıkların haksız menfaat elde ettiği iddia edilen eylemler sıralandı.

Sanıklardan Ahmet Zeki Üçok ile ilgili değerlendirme bölümünde, hakim-savcı olarak görev yapan bir kişinin normal vatandaşlara göre daha dikkatli hareket etmesi gerektiği, buna ilişkin sınırlamalara uyacağını mesleği seçmekle kabul ettiğinin evrensel ilke olduğu kaydedilirken, savcıların görevleri sırasında elde ettikleri bir bilgiyi özel amaçları doğrultusunda kullanmamaları gerektiği anlatıldı.

Üçok'un, örgüt lideri olduğu belirtilen sanık Murat Tugay Tepe ile ilişkisinin sanıklar tarafından kabul edildiği, diğer delillerle de bunun ortaya konulduğu aktarılan kararda, sanık Tepe'nin de bazı mağdurları, kamu görevlileri üzerindeki etkisi konusunda ikna etmek için Üçok ile görüştürdüğü, askerlikle ilgili işlemleri yaparken mağdurlar üzerindeki etkisini artırmak için Üçok'un makamını kullandığı kaydedildi.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Nisan 2013 tarihli duruşmada verdiği kararla, çeşitli suçlardan yargılanan emekli Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un 9 yıl 7 ay ve Murat Tugay Tepe'nin 142 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verirken, iş kadını Sibel Fatma Çarmıklı ve oğlu Murat Can Çarmıklı'nın da 2 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırılmasını kararlaştırmıştı.

Diğer sanıkların da 8 yıl 4 ay ile 51 yıl 6 ay arasında değişen hapisle cezalandırılmasına karar veren heyet, 6 sanığın da beraatine hükmetmişti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber