Depreme 'spor' engeli

Marmara depreminde yıkılan evinden üç gün sonra kurtarılan fakat iki ayağını kaybeden Ufuk Koçak, depremden sonra hayata daha sıkı sarıldığını, şu an 10 farklı spor dalıyla uğraştığını söyledi.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 16 Ağustos 2013 10:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Depreme 'spor' engeli

17 Ağustos Marmara depremine Gölcük'te uykusunda yakalanan Koçak, yıkılan evinin enkazından 3 gün sonra kurtarıldı. O günden sonra hayata daha sıkı sarılan Koçak, depremin, yaşantısında çok fazla değişiklik yapmadığını ve hayatına aynı şekilde devam ettiğini dile getirdi. Enkazın altından 3 gün sonra çıkarıldığını söyleyen Kolçak, o an yaşadıklarını şöyle anlattı: "Saat gece 1 gibi eve gittim ve duş alıp uyudum. Saat 03:05'de dehşet bir uğultu oldu. Beş katlı bir apartmanın 4. katındaydık. Yatağımdan hemen kalkıp fırladığım zaman, Körfez'in üzerinde kızıllık gördüm, denizin olduğu tarafta. O kızıllıkla beraber evimizin önünden geçen sokak vardı. Normalde camdan sarkıp bakmanız lazım görmeniz için. Ama odanın ortasında ayakta duruyorken o sokağı görebildim. Yaklaşık 10. saniyesinde bina yavaş yavaş, işte sıvalar dökülmeye başladı. Hepsini parça parça yaşadık. Sonra bina yıkıldı. Benim enkazın altında kalışım yaklaşık 3 gün sürdü. Ertesi gün ulaştılar fakat beni olduğum yerden dışarıya çıkartamadılar. Ayaklarım sıkışık durumdaydı."

''UĞULTU SESİ GİBİ, İNSAN SESİ GELİYORDU''

Her tarafından arı kovanındaki uğultu sesi gibi insan sesi geldiğini belirten Koçak, şunları söyledi: "Altımdan, üstümden, yanımdan. O seslerle birlikte, ertesi günü falan ulaştılar bana. Dışarıda yaşayan insan olduğunu bile algılayamıyorduk. Daha sonra helikopter sesleri, insanların sesleri gelmeye başladı. O seslerle birlikte çıkardılar bizi. Ayaklarımın olduğu yerdeki kiriş vardı üzerinde. Çok ciddi bir sıkışma değildi ama ayaklarım kangrenden dolayı kesildi."

''HALEN DİMDİK HAYATIN İÇERİSİNDEYİM''

Depremin hayatını çok fazla etkilemediğini dile getiren Koçak, sözlerine şöyle devam etti: "Benim için hayatımda kaybettiğim insanların acısı, kaybı çok büyük. Annemi, teyzemi ve kuzenimi kaybettim. Çok arkadaşımı kaybettim. Bunların acısı bir kenara dursun, hayatımda çok fazla şey değişmedi, etkilemedi hayatımı. Halen dimdik hayatın içerisinde bulunuyorum. 10 tane spor yapıyorum. Kaya tırmanışı, şelale tırmanışı, rüzgar sörfü, dalış eğitmeniyim, engellilerin dalış eğitmeni oldum. Ben engelli arkadaşlarımı suyun altına taşıdığım zaman daha özgür oluyorlar. Çünkü orada engellenmeleri gibi bir durum yok. Aşamayacakları yüksek kaldırımlar, üst geçitler ya da binemeyecekleri otobüsler olmadığı için çok rahatlıkla, özgürce hareket edebiliyorlar. Suyun altına indiğiniz zaman uzvu tam bir insanla uzvu eksik bir insan arasında hiçbir fark yok."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber