Güvenlik soruşturmasının olumsuz çıkması nedeniyle mağdur olan bir memur adayının yaşadıkları

Haber Giriş : 26 Aralık 2003 00:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Güvenlik soruşturmasının olumsuz çıkması nedeniyle mağdur olan bir memur adayının yaşadıkları

KONU: Güvenlik soruşturmasından dolayı atamamın yapılmaması

2002 yılında OSYM tarafından yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı sonucunda Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne İdare Memuru olarak yerleştirilmeye hak kazandım. Ancak ilgili Genel Müdürlük tarafından yaklaşık altı aylık bir süre sonra bana gönderilen yazıda atanmamın uygun olmadığı bildirilmiştir. Bunun sonucunda uzun çabalardan sonra şifaen bir yetkiliden atanmamın yapılmamasında güvenlik soruşturmasının olumsuz olmasından kaynaklandığını öğrendim.

Bu durum karşısında hayretlere düştüm. Güvenlik soruşturması da neymiş? Bu soruşturmanın ne anlama geldiğini ve içerisinde ne barındırdığını öğrenme yoluna gittim. Bazı avukatlarla görüştüm, bizzat kendim ilgili kanun maddelerine ulaşmaya çalıştım. Evet sonunda anladım ki güvenlik soruşturması devlet içindeki bazı güvenlik birimlerinin birtakım devlet kurumlarına personel alımında yaptıkları bazı keyfi ve kaynağı müphem bilgilerin insanları fişleme yoluyla insan onurunu kırıcı bir şekilde bir kuruma bildirilmesinden başka bir şey değilmiş. Bunun üzerine ilgili Bakanlık aleyhinde dava açtım. İlgili bakanlık mahkeme kanalıyla tarafıma gönderdiği yazıda atanmamın yapılmamasında sözde gerekçeyi tam olarak öğrenebildim. Bu yazıda kaynım olan ve şu anda öğretmenlik yapan H.Y.'le görüştüğümden dolayı ve adını bile duymadığım bir yasadışı (PSK) örgüte mensup kişilerle görüştüğümden dolayı güvenlik soruşturmam olumsuz sonuçlanmıştı. Onur kırıcı bu suçlamalarla bütün hayatım alt üst oldu. Evet kaynım hem öğretmendi hem de örgüt mensubuydu. Devletin bazı güvenlik birimleri kendi öğretmenleri olan H. Y.'yi yasadışı örgüt mensubu olarak göstermekten çekinmemişlerdi. Burada tutarsızlık apaçık meydandaydı. Bunlar ne biçim iddialar, bu nasıl insana bakış açısı, bunları kim, nasıl, ne şekilde hazırlamıştı.

Bu şekilde küçük düşürülmem, toplumda insanların bana açısını nasıl değiştirdiklerinin farkında mı acaba bu devletin içindeki bazı sorumsuz güvenlik birimleri. Bu birimler pervasızca insanları adeta fişleme yarışına girmişlerdi. İnsanlar hakkında ortada bir yargı kararı olmadan insanlar bu şekilde zan altında bırakılabilir mi? Bugüne kadar ne bir polis karakolu ne de mahkeme salonu görmüş değilim. Fakat bazı işgüzar devlet birimleri çoktan karar vermişlerdi. Ne savunmaya ne de yargı kararına gerek vardı. Evet benim anayasayla teminat altına alınmış olan kamu hizmetine girme hakkım engellenmektedir. Anayasa da belirtilen temel hak ve özgürlüklerim gasp edilmiştir.

Ayrıca bu güvenlik birimlerinin gönderdiği raporu değerlendirerek insiyatif ve takdir yetkileri olmasına rağmen başta eski Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü A. Suat Ertosun olmak üzere değerlendirme komisyonu aynı yanlışı devam ettirerek temel hakların gaspına devam etmiş, anayasal hakları hiçe saymış, adalet çatısı altındaki bu insanların nasıl adalet dağıttıkları ortaya çıkmıştır.

Bu kişiyle her defasında görüşmek istememe rağmen malum Türkiye'deki bürokrasinin kutsallığı onlara erişmeme engel olmuş ve kendilerini halktan üstün görme anlayışları devam etmiştir. Evet devletin bir memuruyla bir türlü görüşemiyordum. Avrupa Birliği uyum yasaları çıkmış olmasına rağmen devlet içindeki bazı birimlerin ve bürokratların tam tersi uygulamaları devam etmektedir.

Adalet istiyorum.

Sınavla elde ettiğim hakkımın tarafıma iadesini istiyorum.

Eşitlik istiyorum.

Vatanseverliğimi bu tür insanların vatanseverliğiyle mukayese bile etmem. Sonuç olarak artık bu bürokrasiyle ve insanın hayatlarını karartan bazı güvenlik birimlerinin aslı astarı olmayan raporlarıyla uğraşmaktan yoruldum.

Son olarak size bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Umarım toplumun bir ferdi olarak toplum adına bir şeyler yapılır.

Saygılarımla

SAMİ ÜNLÜ

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber