Çetinsaya'dan ODTÜ'deki olay için soruştuma talimatı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Eylül 2013 12:48, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00
Çetinsaya'dan ODTÜ'deki olay için soruştuma talimatı

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya: "(Başörtülü öğrencilere sözlü saldırı) ODTÜ'de yaşananlar da asla ve asla kabul edilemez ve hiç bir şekilde müsamaha gösterilemez. Bu manada Denetleme Kuruluna da konunun her bakımdan soruşturulması talimatını verdim"

*Çetinsaya: ODTÜ olayları için gereken yapılacak/ Video

*Çetinsaya: ODTÜ'de yapılan taciz ve öğrenim hakkına saldırı

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, "ODTÜ'de yaşananlar asla ve asla kabul edilemez ve hiçbir şekilde müsamaha gösterilemez. Bu manada Denetleme Kuruluna konunun her bakımdan soruşturulması talimatını verdim" dedi.

Çetinsaya, Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Prof. Dr. Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi'nde düzenlenen 216. Üniversitelerarası Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yeni akademik yılı karşılamanın heyecanı içinde oldukları bu dönemde, toplumun hemen her kesiminde üniversiteler ile ilgili tedirginliğin söz konusu olduğunu gördüklerini söyledi. Çetinsaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben bütün yöneticiler, akademisyenler, öğretim elamanları olarak yapacağımız gayretli çalışmaların, kuşatıcı ve müzakere dilini benimseyen diyaloglarla bu endişelerin boşa çıkacağını düşünüyorum. Üniversite gençliği Türk toplumunun içinden çıkan bir gençliktir. Elbette Türk toplumunun diğer kesimlerinde olduğu gibi içerisinde farklı kimlikleri, görüşleri ve sesleri barındırmaktadır. Farklı görüşler ve sesler arasında karşılaşmaların, uzlaşmaların ve zaman zaman farklılaşmaların olması doğaldır. Mesele bu farklılıkların akademik gelenekler ve demokratik teamüller içerisinde bir arada yaşayabilmesi, çatışmaya dönüşmemesidir."

Çetinsaya, Türkiye'deki üniversitelerin geçen bir yıla oranla daha avantajlı durumunda olduğunu ifade ederek, "İçinden geçmekte olduğumuz çözüm süreci ile son bir yılda toplumsal barış adına atılan olumlu adımların üniversite öğrencileri arasında son derece olumlu karşılıklar bulduğunu bilenlerden biriyim" dedi.

Üniversite öğrencisini saf ve kandırılmaya müsait bir toplum kesimi görmenin kabul edilebilir bir argüman olmadığını vurgulayan Çetinsaya, üniversite öğrencisinin politik bilinç ve duyarlılık itibarıyla toplumun en hareketli kısmı olduğunu, bu durumun üniversite gençliğinin fiziksel çatışma ile özleştirmek anlamına gelmemesi gerektiğini söyledi. Üniversiteler ile ilgili endişelerin kaynağının ülkenin geçmiş siyasal hafızası olduğunu belirten Çetinsaya, şöyle devam etti:

"Türkiye siyasal yaşamında üniversitelerde yaşanan çatışmalar, olağanüstü siyasal müdahalelerin, darbelerin ve muhtıraların hayata geçirilmesinin birer bahanesi olarak iş görmüştür fakat söz konusu dönemler ekonomi, siyaset ve kültürel anlamda toplu bir akıl tutulmasının yaşandığı dönemlerdir. Üniversiteler de bundan payını almıştır. Ancak ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel alanlarda büyük atılımlarının yaşandığı Türkiye'de bu geçerli değildir."

Üniversitelerin hiçbir siyasi baskı olmaksızın sorunların açıkça tartışıldığı mekanlar olduğuna işaret eden Çetinsaya, kampüslerin öğrencilerin ifadelerini rahatça anlatabilecek güvenli ortamlar olması gerektiğini dile getirdi.

ODTÜ'de başörtülü öğrencilere sözlü saldırı

Öğrencilerin görüşlerini baskılayan ortamların öğrenme özgürlüğünü kısıtlayacağına dikkati çeken Çetinsaya, şöyle konuştu:

"Öğrenciler kendi görüş, duruş ve farklılıklarından dolayı öğretim elemanları ve öğrenciler tarafından hor görülmeyeceklerini hissetmelidir. Hiçbir öğrenci dünya görüşlerinden dolayı ayrımcılığa tutulamaz. Haksız bir şekilde değerlendirildiğini düşünen öğrencinin buna itiraz etme hakkı vardır. Hem öğretim elemanları ve öğrenciler hem de üniversiteye davet edilen öğrenciler ifade özgürlüğüne sahiptir. Herhangi bir kişi kampüse davet edildiğinde, bazı öğretim elamanları ve öğrencileri sırf davetli kişi, kendilerinden farklı düşünüyor diye o davetlinin ifade özgürlüğünü kısıtlayamaz. Öğrenciler ve öğretim elemanları şiddete başvurmaksızın protesto hakkına sahiptir. Bu hak akademik etkinliklerin işleyişini sekteye uğratamaz. Öğrencilerin öğrenme, öğretim elamanlarının öğretme özgürlüğünü kısatlayan her türlü eylem, protesto ve işgal akademik özgürlüklerin ihlalidir. İfade özgürlüğü de mutlak değildir.ODTÜ'de yaşananlar da asla ve asla kabul edilemez ve hiçbir şekilde müsamaha gösterilemez. Bu manada Denetleme Kuruluna konunun her bakımdan soruşturulması talimatını verdim."

Son dönemlerde yaşananlar ve gelecek dönem için dile getirilen beklentilerin yeni gerilimlerin kendilerini yanlış adımlar atmaya yönlendirmemesi gerektiğini vurgulayan Çetinsaya, şunları kaydetti:

"Üniversite yönetimlerinde yetkili mercilerde yer alan kişilere düşen, üniversitelerde her ne şekilde olursa olsun seferberlik ortamlarının oluşmasını ortam vermemektir. Bizlere düşen, üniversite öğrencilerini eğitim ve öğretim haklarının teminat altına alınmasıdır. Üniversitelerimizde faaliyette bulunan ve bulunmaya çalışan illegal ve marjinal örgütler olabilir. Bunların açığa çıkarılması sürecinde gerekli yasak mekanizmaların işletilmesi geçmişte olduğu gibi bugün de bir gerekliliktir ancak bu süreçte üst yöneticiler olarak güvenlik ve özgürlük dengesine azami ölçüde dikkat etmeliyiz. Eğer bu dengeyi bozarsak, terazi güvenlikleştirme yönünde ağır basarsa her şeyi öncelikle bir güvenlik meselesi olarak görmek üniversitedeki gerilimleri daha da tırmandıracak, farlılıkların çatışmaya dönüşmesi için ortam hazırlayabilecektir. Bana göre üniversite yöneticilerin en büyük sorumluluklarından biri özgürlük ve güvenlik dengesinin hiçbir zaman yitirilmemesini sağlamaktır."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber