Yargı üzerinde çete gölgesi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 28 Şubat 2006 08:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Sauna Çetesi'ne yönelik Küre Operasyonu ?çetenin yargıya sızdığı' iddialarını yeniden gündeme getirdi. İbrahim Tatlıses'in ifadeleri üzerine soruşturmaya Savcı Nuh Mete Yüksel'in adı karıştı.

? ?Beraat için 3 milyon dolar istediler' Basına yansıyan telefon kayıtlarında, çetenin bazı yüksek yargı mensuplarıyla da irtibat kurduğu yönünde konuşmalar var. Çete lideri Kasım Zengin, hapisteki Sedat Şahin'in kurtulması karşılığında 3 milyon dolarlık bir pazarlık yapıyor. Zengin bir başka telefon görüşmesinde ise, çete üyesine, ?En azından sana savcı verelim.? diyor. Kasım Zengin'le 2 Nisan 2005 günü saat 22.59'da Tayfun isimli bir kişi arasında geçen telefon görüşmelerinde, çete suçundan tutuklu yargılanan Sedat Şahin'i kurtarma konusu görüşülmüş. Yargıtay'da bağlantılarının olduğunu söyleyen Tayfun isimli şahıs, ?Şimdi bir şey daha, bir kapımız daha açıldı. 8'inci Ceza Mahkemesi Yargıtay.? diyor. Aynı kişi telefonda, ?Yargıtay başkanı bir tane büyük dosyamızı kabul edecek.? sözlerini sarf ediyor. Hapisteki Sedat Şahin'i 3 milyon dolar karşılığında serbest bıraktırabileceklerini söylüyor. Kasım Zengin, telefonda konuştuğu Mehmet Eken isimli başka bir çete üyesine de, ?En azından bir tane savcı verelim sana.? diyerek savcının çeteyle ilgili davalarda ön hazırlık yapabileceğini öne sürüyor. Konuşmalar, iki çete üyesi arasında geçtiği için gerçek payı olup olmadığı bilinmiyor. Ancak yakın geçmişte, yaşanan Neşter Operasyonu, Çakıcı-MİT-Yargıtay ilişkileri gibi olaylar sebebiyle kamuoyunda yankı uyandırıyor. Genellikle işadamları, siyasetçi ve bürokratlarla irtibatlı olarak çalışan çıkar amaçlı suç örgütleri, mahkemelerde görevli yargı mensuplarına da çengel atıyor. Neşter Operasyonu, Çakıcı-MİT-Yargıtay ilişkisi, Sedat Peker, Boludağı Operasyonu gibi soruşturmalara yargı üyelerinin de adı karıştı.

Organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın yurtdışına kaçışıyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sırasında dönemin Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'nın ismi de gündeme gelmişti. Özkaya'nın, Milas'taki kooperatifinin inşaatını yapan müteahhit Hakkı Süha Şen ve MİT görevlisi Kaşif Kozinoğlu'yla Çakıcı davasıyla ilgili görüşmeler yaptığı ortaya çıkmıştı. Özkaya'nın müteahhit Şen'e Çakıcı davasının sonucu hakkında bilgi verdiğine ilişkin telefon kayıtları basında da yer aldı. MİT görevlisiyle gerçekleşen görüşme konusunda Özkaya talebin Kozinoğlu'ndan geldiğini söylerken, MİT Müsteşarı Atasagun, görüşmeyi Özkaya'nın istediğini öne sürmüştü. Müteahhit Hakkı Süha Şen ve MİT görevlisi Kozinoğlu'nun Yargıtay Başkanı Özkaya ile bağlantı kurarak davaları yönlendirmeye çalıştıkları öne sürülüyordu. İddialarla ilgili olarak Yargıtay'da yapılan soruşturma sonucunda Özkaya hakkında dava açılmasına gerek görülmedi. İddialar kapsamında Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya hakkında dava açıldı. Yalçınkaya, Yargıtay'daki görevinden alınarak Kazan'a tayin edildi. Sedat Peker'le ilgili soruşturmada da adı geçen Yalçınkaya'nın, Peker'le Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu'nu görüştürdüğü yönündeki iddialar basına yansıdı. Basına yansıyan telefon kayıtlarında geçen Yargıtay 8. Ceza Dairesi'yle ilgili olarak da Alaattin Çakıcı'nın daire başkanlığı seçimlerine müdahale etmeye çalıştığı gündeme gelmişti. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi, Naci Ünver'in emekli olmasından sonra boşalan Yargıtay 8. Ceza Dairesi'ne yeni başkan seçimlerinde Çakıcı'nın devreye girdiğini tespit etti. Çakıcı'nın seçimlerde desteklediği adayın kazanmasını sağlamak amacıyla bir spor kulübünde yönetici olan kişi aracılığıyla yargı çevrelerinde kulis yaptığı belirtildi. Emniyet kaynaklarının ismini açıklamadığı adayın seçimlerde başarısız olduğu öğrenildi. Yargıtay 8. Dairesi'nde geçtiğimiz yıl mart ayında başlayan seçim 259. turun sonunda tamamlanabilmişti. 126 oy alan Zeki Aslan başkan olmuştu.

Bazı davaları etkileme girişimleriyle ilgili olarak başlatılan Neşter-2 soruşturmasında da Haldun Erdavran adlı bir kişinin liderliğindeki çetenin Yargıtay üyeleri başta olmak üzere hakim ve savcılarla irtibata geçerek davaları etkilemeye çalıştıkları gündeme geldi. Yargıtay'da 8 üye hakkında başlatılan soruşturma sonucunda 2 Yargıtay üyesi hakkında disiplin cezası uygulandı. Davaları etkilemek için hakimlere baskı yaptığı öne sürülen Yargıtay 3. Ceza Dairesi Üyesi Ergül Güryel görevden el çektirilirdi. Güryel, daha önce Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda başkan vekili olarak görev yapmıştı. Neşter Davası'nın birinci sanığı Haldun Erdavran'dan rüşvet aldığı öne sürülen Hüseyin Demirörs'e ise uyarı cezası verildi.

Boludağı Operasyonu'yla ortaya çıkarılan bir çıkar amaçlı suç örgütünün de bir hakime rüşvet vererek davaları etkilediği ortaya çıktı. Eski Bolu Hakimi Selami Bereket hakkında ?rüşvet almak', Yargıtay üyesinin oğlu Şükrü Ömür Cevheroğlu'na ise ?rüşvete aracılık etmek' suçlarından dava açıldı.

Son olarak geçtiğimiz ay Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Canpolat hakkındaki iddialar da basına yansıdı. Canpolat'ın Karaköy'deki bir silahlı çatışma nedeniyle tutuklanan hayali ihracatçı Turan Çevik ile oğlu Ahmet Hilmi Çevik ve damadı Erkan Yıldız'ı kişisel ilişkileri nedeniyle serbest bıraktığı ortaya çıktı.

zaman


BASIN SANAL OLAYLARI GÜNDEME TAŞIMAMALI

Yargıtay'dan yapılan açıklamada, önüne gelenin konuştuğu yerde, aklına gelenin bunu yayınlamasının basın özgürlüğü ile açıklanamayacağı belirtti.

Yargıtay'dan yapılan açıklamada, önüne gelenin konuştuğu yerde, aklına gelenin bunu yayınlamasının basın özgürlüğü ile açıklanamayacağı belirtilerek, "Yargı ve Yargıtay'ı dışarıda pazarlamaya tevessül edenlerin varlığı, bilinen bir olgudur. Basın sanal olayları gündeme taşımamalı, bu gibilere prim vermemelidir" denildi.

Yargıtay Basın Bürosu'ndan yapılan açıklamada, Küre Operasyonu'na ilişkin dün iki gazetede yer alan haberler üzerine açıklama yapılması zorunluluğu doğduğu ifade edildi.

Açıklamada, haberlerin, hangi akla hizmet ettiğinin anlaşılamadığı belirtilerek, haberlerle yargı ve Yargıtay'a yönelik bir karalama kampanyasının yürütüldüğünün düşünüldüğü kaydedildi.

Açıklamada, konunun, somut bir beyana, olaya dayanmadığı, haberdeki kişilerin Yargıtay dışından olduğu, bu nedenle bu kişilerin beyanlarının Yargıtay'ı bağlamadığı ifade edildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"İki şahıs arasında geçen ve kayda alınan telefon görüşmesinde, Yargıtay'dan somut bir isim ve olay geçmediği gibi, konuşma içeriğinden bu kişilerin varsayıma dayalı konuştukları görülmektedir. Konuşmada bahsi geçen Sedat Şahin isimli kişiyle ilgili ne konuşmanın yapıldığı 2005 yılı Nisan'ında ne de bugün itibariyle Yargıtay'a intikal etmiş bir dava dosyası yoktur. Sanki konuşan şahısların Yargıtay'dan biriyle bağlantısı varmış gibi verilen haberle hem yargı ve hem de Yargıtay zan altında bırakılmakta, sisteme ve kuruma duyulan saygı ve güven örselenmektedir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber