5 başlıkta, öğretmenler neler kaybedecek?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 31 Mart 2006 08:46, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

TBMM'de kabul edilen ?Değişik adlar altında ilave ödemesi bulunmayan memurlara ve sözleşmeli personele ek ödeme yapılması ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması hakkında kanun? ne yazık ki öğretmenlerin kazanımlarını elinden almaya yöneliktir.

1? Kanun, kadrolu öğretmen istihdamını tehlikeye atacak ve maliyeti düşük olması nedeniyle sözleşmeli öğretmen alımının önünü açacaktır. Oysa Danıştay'ın iptal gerekçesi; öğretmenliğin asli ve sürekli bir görev olduğu şeklindedir. Getirilmek istenen uygulamayla öğretmenlik asli ve sürekli bir görev olmaktan çıkarılmaktadır. Bilindiği gibi kadrolu ve yeterli öğretmen alımını yapmak Milli Eğitim Bakanlığının görevleri arasındadır. ?Öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması hallerinde? diye bir gerekçe kabul edilemez. Böyle bir durum oluşuyor ise Milli Eğitim Bakanlığının görevini yeteri kadar yerine getirmediği söz konusudur. Kanunun bu şekilde kabul edilmesi halinde Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 2 çeşit öğretmen ataması mevzu bahis olacaktır. Bir hukuk devletinde aynı işi yapan insanların farklı mevzuat hükümlerine tabi olması çeşitli farklılıkları ve karmaşayı beraberinde getirecek. Dolayısıyla, zaten bir karmaşa içerisinde bulunan eğitim-öğretimimiz böyle bir uygulamadan son derece olumsuz etkilenecektir.

2? Kanun, daha önce YÜKSEK LİSANS yapmış öğretmenlere %25, DOKTORA yapmış öğretmenlere %40 oranında ek ders ücreti fazla ödenir hükmünü iptal etmektedir. Bu, alanlarında yüksek lisans ve doktora yapmış öğretmenleri teşvik etmek amacıyla ödenen %25 ve %40 oranındaki fazla ek ders ücreti ödemesi son bulması anlamına gelmektedir. Oysa Milli Eğitim Bakanlığının en önemli görevlerinden birisi, öğretmenlerin kendi alanlarında gelişmelerinin önünü açmak ve bunu teşvik etmek olmalıdır. Böyle bir uygulama aynı zamanda kazanılmış bu hakkın gasp edilmesi anlamına gelmektedir.

3? Kanun, maaş karşılığı ders saatini dolduramayan öğretmenlerin, bir başka branştan derse girmeleri halinde ek ders ücreti almalarını engellenmektedir. Şu anda ülke genelindeki 120 bin branş öğretmenine ihtiyaç bulunmaktadır. İhtiyaç olan branşlardaki öğretmen açığı diğer branş öğretmenleri tarafından karşılanmakta ve kendi branşı dışında derse girmesi halinde ek ders ücreti ödenmektedir. Kanunun bu şekilde kabul edilmesi halinde, kendi branşında haftada 12 saat dersi olan bir matematik öğretmenin, 6 saat Fen Bilgisi dersine girdiğini varsayalım. Yeni kanuna göre bu öğretmenin 15 saat maaş karşılığı dersini doldurması gerekmektedir. Bu durumda branşında 12 saat dersi olan Matematik öğretmeni 6 saat girdiği Fen Bilgisi dersinden ancak 3 saat ek ders ücreti alacaktır. Bu durumda öğretmenlerin bir çoğu kendi branşı dışında ek ders görevi istemeyecek ve Anadolu'nun bir çok yerinde ve özellikle İstanbul'da var olan büyük orandaki öğretmen ihtiyacı daha da artacaktır.

4? Yine kanunla yöneticilerin haftada 6 saat derse girmesi zorunlu hale getirilmektedir. Bu durumda bir çok yönetici toplantı ve kurum problemleriyle uğraşmaktan derse giremeyecek, bunun zararı öğrencilere dokunacaktır.

5? Anadolu ve Fen Liselerinde görev yapan öğretmenlere ve bazı branş öğretmenlerine branşlarının özelliği dikkate alınarak 2 saate 1 saat, 4 saate 1 saat, 7 saate 1 saat karşılığında haftada 10 saatten, 5 saate kadar ek ders ücreti ödenmekteydi. Ancak kanun, öğretmenlerin branşlarına göre kazanılmış haklarını elinden almakta, bütün öğretmenlere branşlarına bakmaksızın, bulundukları okulda eğitim-öğretimin farklılığı, öğrenci yapısı dikkate alınmadan girdikleri her 10 saat derse karşılık 1 saat, ayda toplam 3 saat ek ders ödenmesi öngörmektedir. Bu durumda bir çok öğretmen, branşlarına göre haftada 7 saat, 4 saat, 2 saat ek ders kaybına uğramaktadır. Halbuki, bir eşitlik sağlamak söz konusu ise, bu, alt ücret gruplarına üst ücret gruplarının seviyesine çıkarmakla olur. Üst ücret grubunda olup yaptığı işin özelliğine göre daha yüksek ücret verilen öğretmenlere en alt seviyeden ücret vermekle eşitlik sağlanmaz.

Hanefi Bostan
Türk Eğitim Sen
İstanbul Bölge Başkanı

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber