Sarıkaya'nın ihracına tepkiler

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 20 Nisan 2006 16:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Diyarbakır Barosu Başkanı Mustafa Sezgin Tanrıkulu ihraç kararıyla Türkiye'de hükümet içinde odaklanan karanlık güçlerin aydınlatılmasının önüne geçildiğini savunurken, İHD Genel Başkanı Yusuf Alataş da, "insanları kahramanlık yapmaya zorlayan bir sistem demokratik olamaz" dedi.

Büyük tartışmalara yol açan Şemdinli iddianamesini hazırlayan Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten ihraç edilmesine ilk tepkiler hukukçulardan geldi. İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, Diyarbakır Barosu Başkanı Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve İHD Genel Başkanı Yusuf Alataş savcı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten ihraç edilmesini ANKA'ya değerlendirdi.

"YARGI BAĞIMSIZLIĞI AÇISINDAN KABUL EDİLEMEZ BİR KARAR"

Kararın Türkiye'de yargı bağımsızlığı açısından kabul edilemez olduğunu kaydeden Diyarbakır Barosu Tanrıkulu, yargıç ve savcıların bağımsız çalışabilecekleri bir ortamın olmadığının anlaşıldığını kaydetti. Tanrıkulu, "Türkiye'de devlet içerisinde örgütlenmiş yasa dışı örgütlenmeyi açığa çıkaracak yargıç ve savcıların bağımsız çalışabilecekleri bir ortamları olmadığını, bağımsız ve tarafsızlık konusunda kurumsal güvencelerden yoksun oldukları ortaya çıkmıştır" dedi.

İHD Genel Başkanı Yusuf Alataş ise, "yargı bağımsızlığının yargının içinden başlaması gerektiğini" belirtti. Alataş, "Bir iddianame düzenledi diye bir savcının görevine son veren anlayışa inanamıyorum. Bugüne kadar kaç tane savcının görevine son verilmiştir?" diye konuştu.

ŞEMDİNLİ DAVASI ÇIKMAZA GİRDİ

Alataş, Şemdinli dosyasından umutlu olmadığını belirtirken, "Bundan sonra görev alanlar nasıl askerlere ceza verecektir? Nasıl kendilerini bağımsız hissedecektir? Bu davanın asıl yürütücüleri olan hakim ve savcılar nasıl özgür karar verecektir? Alelacele bir yargıcı meslekten ihraç ettiğiniz zaman yargıyı baskı altına almışsınız demektir" görüşü savundu. Alataş davaya bakışını, "Şemdinli soruşturmasından umutlu değiliz. İnsanları kahramanlık yapmaya zorlayan bir sistem demokratik değildir" sözleriyle ifade etti.

GÖREVDEN ALINMASINI DOĞRU BULMUYORUZ

Şemdinli davasının müdahil avukatlarından Cüneyt Caniş, Şemdinli olaylarıyla ilgili iddianameyi hazırlayan Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın şu aşamada görevden alınmasını doğru bulmadıklarını söyledi.

Caniş, Şemdinli davasının müdahil avukatlarından Murat Timur ile birlikte Van Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, Şemdinli 9 Kasımda meydana gelen patlamadan sonra Ferhat Sarıkaya'nın hazırlık soruşturmasını yürüterek, iddianameyi tamamladığını anımsattı.

İddianamede adı geçen üst düzey askeri yetkililerle ilgili yer alan ifadeler üzerine Ferhat Sarıkaya hakkında inceleme başlatıldığını savunan Caniş, inceleme sonucunda Sarıkaya'ya dava tamamlanıncaya kadar meslekten ihraç edilme kararı çıktığını kaydetti. Caniş, ?Bunun mahkeme heyeti üzerinde ciddi bir rahatsızlık yaratacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla sayın Sarıkaya'nın şu aşamada görevden alınmasını doğru bulmuyoruz? dedi.

Müdahil avukatlarından Murat Timur da Şemdinli Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı raporu TBMM'ye sunmasıyla terörle mücadele yasasının son günlerde tartışılan konular arasında yer aldığını söyledi.

Sarıkaya ile ilgili kararın Türkiye'de yargının bağımsız olmadığını gösterdiğini savunan Timur, ?Karar kamu lehine verilmeliydi. 2 yıl içinde Hakkari'de bir çok patlama oldu. İddia makamı bu patlamayla ilgili kamu yararı için soruşturma yaptı? şeklinde konuştu.

Bugün Van Adliyesine gelen sanık avukatlarından Vedat Gülşen de gazetecilerin sorusu üzerine hukukun işlediğini, değerlendirilecek herhangi bir şeyin olmadığını belirterek, ?Her tahkikat bir sonuç doğurur. Her eylemin bir sonucu vardır. Bizim dışımızda gelişen bir olay. Fakat hukuk sistemi tüm gücü ile yürüyor? dedi. Gülşen ve beraberindeki iki sanık avukatı Sarıkaya ile görüşemediklerini kaydettiler.

Öte yandan Van Baro Başkanı Ayhan Çabuk başkanlığındaki 5 kişilik avukat grubu da adliye sarayına gelerek Sarıkaya ile görüşmek istedi. Ancak avukatların Sarıkaya'nın makamında olmaması nedeniyle görüşemedikleri öğrenildi.


Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından meslekten men edilmesi TBMM Şemdinli Araştırma Komisyonu'nu böldü. Komisyonun CHP'li üyeleri HSYK kararını "doğru bir karar" olarak değerlendirirken, AKP'li üyeler ise "ağır bir karar" dediler.

TBMM Şemdinli Araştırma Komisyonu'nun CHP'li üyeleri, Savcı Sarıkaya'nın meslekten men edilmesine ilişkin kararı şöyle değerlendirdi:

"AHMET ERSİN: Savcı maalesef, öyle bir iddianame hazırlayarak görev yetki sınırlarını aştı. Dolayısıyla bu davranışı nedeniyle kurumları karşı karşıya getirmiştir.

Gerginliklere neden olmuş, Türkiye'de yargıyı tartışılır duruma getirmiştir. O davranışları sonucunda HSYK bu karara varmıştır. Çok ender rastlanılan bir karar. Ben, hazırladığı iddianame nedeniyle meslekten ihraç edilen başka bir savcı duymadım. Ancak bu kararda komisyonun etkisi yoktur. Tamamen savcı kendi davranışının sonucunda böyle bir kararla karşı karşıya kalmıştır. Komisyon çalışmaları nedeniyle görevden alınan diğer kişi Sabri Uzun olayı ise başkadır. İfade veren kişinin görevden alınmış olması, hem komisyon çalışmalarına büyük zarar verdi, hem de bundan sora kurulacak komisyonların çalışmalarını olumsuz etkileyecek sonuç doğurmuştur. Bu tür komisyonlara bilgi vermek isteyenlere engel olmak gibi kötü bir gelenek başlattı.

SIRRI ÖZBEK: Gecikmiş bir karardır. Böyle bir karar, aynı savcı tarafından Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın hakkında soruşturma başlattığında ve iddianameye hazırladığında alınmış olsaydı, bugüne kadar yaşanan hukuk ve yargfıya zarar veren süreç yaşanmamış olacaktı.

MESUT DEĞER: Bizim daha önce söylediğimiz endişelerimizi ve tezimizi Van Cumhuriyet Savcılığına teftişe giden müfettişlerin verdiği rapor doğruluyor. Çünkü bizim komisyon, 77 kişiyi dinledi. Siz gidip bir kişinin beyanatını cımbızla ayıklanarak almışsınız. Üstelik alınan bu ifade, için bir talebimiz olmadı. Sadece bir milletvekilinin başvurusu üzerine o işadamı kendiliğinden komisyona geldi. Savcı ise 77 kişiden bir kişinin beyanını alıyor ve iddianamesinin 60 ve 83'üncü sayfalarına yerleştiriyor. Savcının ikinci hatası, iddianamesinde asılsız ve isimsiz iddialara dayanarak kişi hakkında dava açması ve hukuka aykırı davranmasıdır. Savcı, makamı ve mevkisi ne olursa olsun herkes için dava açılmasını isteyebilir, tamam ama dava açarken de bunu gerçeklere dayandırmalı. Bugün bir ihbarı araştırmadan açarsa yarın öbürgün, bir ihbar üzerine Mesut Değer uyuşturucu ticareti yapıyor. Adam öldürüyor diye ihbarlarla milyonlarca dava açılması gerekir. Hukuk devletinde bu olmaz. Kişi ihbar ediyorsa nasıl yapacağı yasalarda mevcuttur. Savcının üçüncü hatası ise dinlediği kişinin direk tanık olmamasıdır. Tanık değil, tanığın tanığı niteliğindedir. Hukukta tanığın tanığı olmaz. Bu gerekçelerle görevden alınmasını doğru buluyorum."

AKP'Lİ ÜYELERİN DEĞERLENDİRMELERİ

Komisyonun AKP'li üyeleri ise HSYK kararını şöyle değerlendirdi:

"MUSA SIVACIOĞLU(Başkan): Ben yasama organının komisyon başkanlığını yaptım. Türkiye'de kuvvetler ayrılığı prensibi var. Yasamanın komisyonu yargının işine karışmaz. Yorum yapmayı doğru bulmuyorum.

AYHAN SEFER ÜSTÜN: Savcının herhangi hatalı bir durumunun olduğunu kabul etmiyorum. Bir usul hatası varsa bunun cezası meslekten ihraç değildir. Bu kara, kırmızı ışıkta karşıya geçen bir yayaya idam cezası verilmesi gibi ağır bir karardır. Bu karar, yargıyı geriye götürecek bir karardır. Eğer usul hatası yaptığı için bir savcı ihraç edilecekse, öyleyse halen görev yapan bütün savcıları meslekten ihraç etmek lazım. Kamuoyu ibretle izlesin ki, mahkeme heyetinde görev yapan diğer üyelerin hepsinin ilk kararnamede tayininin çıkacağı kanaatindeyim. Savcı olayla ilgili kendisi ifade almış. Çelişki var mı diye Meclis'in ifadesine başvurmuş. Biz ifade tutanağını hiç göndermemiş olsak bile bu karar alınacaktı. Demek ki kafalarına takmışlar. Şemdinli Komisyonu'nun raporunu tetkik ettiğinizde bu kararın ağır bir kara olduğunu görürsünüz.

Özellikle sonuç bölümün okuyanlar, savcının haklı olduğunu göreceklerdir.

METİN KAŞIKOĞLU: Çok ağır bir karar. Bir savcının eleştirilebilecek durumu olabilir. Hatta yanlış da yapabilir. Bana göre de hataları vardı. Hepsi kabulümüz. Ama eski bir meslek üyesi, eski ir hakim olarak, alınmaması gereken çok ağır bir karar olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyet Savcıları, iddianame hazırlarken bu kararı hep göz önünde tutacaklardır. Türkiye'de yargı sistemi için çok olumlu bir karar değil."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber