Bozdağ: Avukat ve şüpheli delilleri görebilecek

Bekir Bozdağ: Bundan sonra soruşturma sürecinde avukat ve şüpheliler dosyadaki delilleri görebilecek. Kesinleşen davalara ilişkin yeniden yargılama üzerine çalışma yapıyoruz.

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 02 Şubat 2014 13:48, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bozdağ: Avukat ve şüpheli delilleri görebilecek

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 24'te soruları cevapladı.

Bekir Bozdağ'ın açıklamalarından satır başları...

HSYK düzenlemesinin 21 maddesi Meclis'ten geçti, peki geriye kalan bölümü ne olacak? Bu anayasa değişikliğinde uzlaşı pek görünmüyor, askıda mı kalacak, yoksa siz geri kalanına devam edecek misiniz?

Bozdağ: HSYK düzenlemelerini de içeren kanun teklifi 21. maddesinde durdu. Bundan sonraki süreçte biz yeni bir anayasa düzenlemesi için bir ara verdik. Başbakanımız çağrı yaptı, cumhurbaşkanımızın girişimleri üzerine bizim ziyaretlerimiz oldu, ondan da netice alamadık, Başbakanımız Erdoğan özel bir çağrı yaptı, gelin anayasayı yeniden düzenleyelim diye, daha sonra HSYK ile ilgili maddelere teklif geldiği zaman orada görüşmeleri dondurduk. Sebep çok açık, muhalefet bu görüşülürken biz anayasa değişikliğine gelemeyiz dedi, biz de durdurduk. Gelin görüşelim, anayasa değişikliği için ortak bir noktada birleşelim.

BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE TEKLİFİ YASALAŞTIRACAĞIZ

Meclis'te Anayasa uzlaşma komisyonunda uzlaşma bir noktaya da gelmiş ve önemli bir mesafe alınmış, belki bu bir fırsat olur Türkiye Anayasanın 159. Maddesini uzlaşma ile değiştirme fırsatını bulabilir diye beklemeye aldık. Eğer samimi iseniz buradan olumlu bir sonuç çıkartalım, ama şu ana kadar olumlu bir cevabı almış değilim. Teklifin bundan sonraki sürecinde biz teklifi yasalaştıracağız; adalet akademisiyle, Hakim ve Savcılar ile ilgili değişiklik yapan kısımları, Yargıtay kanunundaki bir kısımla, ayrıca HSYK da değişiklik yapan kısmı ile yasalaştıracağız. Bir uzlaşma zemini olmasa, Belki önümüzdeki hafta HSYK düzenlemesi kaldığı yerden görüşülmeye devam edecek ve yasalaşacak.

HSYK düzenlemesi neden bu kadar tepki çekti, Avrupa'dan ve içeriden gelen tepkileri nasıl yorumluyorsunuz?

BÜYÜK BİR DEZENFORMASYONLA KARŞI KARŞIYA KALINDI

Bozdağ: Bunun pek çok sebebi var, büyük bir dezenformasyon karşı karşıya kalındı. Sanki 12 Eylül 2010 halk oylamasında Anayasa 159. Maddesi değiştiriliyormuş, anayasa ile getirilen düzen, yasa ile kaldırılıyormuş gibi bir hava oluşturuldu. Bir de süreçle bunu irtibatlandırıp, AK Partiye dönük bir takım süreçler var. Bu sürecin önünü kesmek için bu düzenleme gündeme getirilmiş havası verilmek suretiyle siyasi partilerde kendi çıkarları açısından bu konu üzerine farklı bir gözle gitti.

TEKLİFTE MİLLETİMİZİN KABUL ETTİĞİ KISIMLARDA BİR DEĞİŞİKLİK YOK!

Teklifte Anayasa ile milletimizin kabul ettiği kısımlarda bir değişiklik yok, Sadece milletimizin yasal düzenleme ile düzenlenmesine izin verdiği konularda teklifte değişiklik ön görülmektedir.

AVRUPA'DA HER ÜLKE İÇİN AYNI UYGULANAN BİR FORMÜL YOK

Avrupa'da bu konuda standardı net olarak her ülke için aynı uygulanan bir formül yok, ama belli bir çerçeve var. Baktığınızda HSYK gibi yapıların bir birbirine benzerlik arz ettiği gibi, bir birinden farklılık arz ettiğini de görüyoruz. Öyle bir hava estiriliyor ki Avrupa Birliği'nde tek bir kurul var, bu kurumun seçimi her şeyi aynı Türkiye'de buna dair bir uyarlama yaptı. Türkiye'de sanki Avrupa'nın kabul ettiği ana ilkenin dışına çıkıyormuş gibi yapılıyor.

HSYK, Fransa'da 18 üyeden oluşuyor, Cumhurbaşkanı HSYK'nın başkanı, Adalet bakanı başkan yardımcısı, İtalya'da 27 üyesi var devlet başkanı da HSYK'nın başkanı. Bizde cumhurbaşkanı HSYK'nın başkanı olsun dense kıyamet kopar. İspanya 21 üyeden oluşuyor Yargıtay başkanı HSYK başkanı, her ülke için aynı kural aynı kurul yok, farklı farklı uygulamalar var, bunların hepsinde yargının bağımsız bir şekilde işlemesini temin etmektir.

SORUŞTURMALARIN BÜYÜK BİR KISMINA İDDİANAMEYE DÖNÜŞMEDEN TAKİPSİZLİK VERİLİYOR

Bizim ceza mahkemesi kanunumuz bireyin hakkını hukukunu koruyan, yargılama süreçlerinde de masumiyet ilkesini de esas alarak bu süreci sağlıklı yürümesini temin edem düzenlemeler içeriyor, maalesef uygulamaya baktığımız zaman burada arzu ettiğimiz neticeyi göremiyoruz. Soruşturma evresinde yürütülen soruşmaların rakamlarına baktığımızda pek çok kişi hakkında soruşturma açıldığını ve bunların büyük bir kısmının iddianameye dönüştürülmende takipsizlikle sonuçlandığınız, bir kısmının ise yargılama sonucu beraat olarak sonuçlandığını, diğer bir kısmını da Yargıtay'ın bozması üzerine beraatla sonuçlandığınız görüyoruz.

"BUNDAN SONRA AVUKATLAR DA, ŞÜPHELİLER DE DOSYADAKİ DELİLLERİ GÖREBİLECEK"

Soru: Uzun süredir neyle suçlandığımı bilmiyorum konusu var, bu şikayetlerin önüne geçilebilecek mi, avukatlar ve şüpheliler ne ile suçlandıklarını öğrenebilecekler mi?

Bozdağ: Devam eden pek çok davada şüphelilerin avukatlarının biz dosyayı göremedik, aleyhimizde ileri sürülen delilleri göremedik, ne ile suçlandığımızı doğru dürüst bilmiyorum. Kendimizi nasıl savunacağız? Aleyhimizdeki delilleri görsek ona göre bir şey söyleyeceğiz. Avukatım görse ona göre bir savunma yapacak ama ne ben görebiliyorum, ne avukatım görebiliyor orada yer alan kısıtlamalar nedeniyle. Onun için burada önemli bir başka adımı atıyoruz. Soruşturma süresi içerisinde müdaafi ve şüphelinin dosyadaki evraktan bir örneğini alabilmelerini düzenleyen ana ilkeyi muhafaza ediyor, bunun istisnaları olan yasak kısımları yasadan çıkartıyoruz. Dolayısıyla bundan sonra herhangi bir şüpheli dosyamda ne var, onu bilmiyorum, avukat ben dosyadan örnek alamadım, göremiyorum diyemeyecekler. Soruşturma aşamasında şüpheliler ve müdaafiler soruşturma evrakını görme imkanına kavuşacaklardır, bu silahların eşitliği bakımından da son derece önemli. Bazıları diyebilir ki soruşturmanın selameti bakımında bu yanlış olabilir diyebilir ama bir soruşturma sırasında benim idamımı isteyen ya da müebbet hapsimi isteyen veya onlarca yıl hapsimi isteyen bir soruşturma yapılıyor, benimle ilgili çok ciddi suçlamalar yapılıyorsa benim kendimi savunma hakkım o soruşturmadan daha önemlidir. Biz bu hakkı güçlendiren ve silahların eşitliği ilkesi çerçevesinde soruşturma yürüten iddia makamıyla şüpheli ve müdaafiyi savunmayı eşit hale getiren bir adım atmış oluyoruz. Bu da son derece önemli bir değişikliktir. Bundan sonra dosyamı göremiyorum lafını duymayacağız.

"KESİNLEŞEN DAVALARA İLİŞKİN YENİDEN YARGILAMA ÜZERİNE ÇALIŞMA YAPIYORUZ"

Soru: Devam eden davalar var, bununla ilgili hukuksuz durumlar var, Cumhurbaşkanı Gül, af durumuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı makamının yapabileceği bir şeyler var mı diye yetkisi kapsamından olmadığını ifade ettim ama bunun prosedürü nedir, çalışma var mıdır, nasıl bir sonuç almayı düşünüyorsunuz bu konuyla ilgili?

Bozdağ: Cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sağlığını korumak öncelikle devletin vazifesidir. Cezaevi Tevkifevi Genel Müdürlüğü yasaların kendilerine verdiği yetki çerçevesinde tutuklu ve hükümlülerin sağlığıyla ilgili her türlü hizmeti yapmakta, gerektiğinde Sağlık Bakanlığı'ndan ilgili her yerden sağlık desteği alarak bu hizmeti sürdürmektedir. Tabi bütün bunlara rağmen tutuklu ve hükümlüler arasından sağlık şartları tek başına cezaevinde yaşamasını sürdürmeye elverişli olmayan kişiler olabilir ve biz bunları gördük. O nedenle geçmiş günler içerisinde bir yasa değişikliği yaptık. Dedik ki cezaevlerinde eğer hükümlü ve ya tutuklunun ağır bir hastalık veyahutta engel nedeniyle ceza infaz şartlarında yalnız başına hayatını devam ettiremiyorsa bunların cezalarının bir kısmını dışarıda çekmelerine imkan veren bir düzenleme yaptık, Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınacak, eğer buradan rapor alınmayacaksa Adalet Bakanlığı'nın gösterdiği tam teşeküllü hastanelerden alınacak raporların Adli Tıp tarafından onaylandığı zaman, Cumhuriyet savcılıkları toplum güvenliği bakımından da herhangi bir sakınca olmadığına dair bir görüş ifade ettiği taktirde bunların dışarı çıkmasına imkan veren bir düzenleme de yaptık. Ama bu düzenleme uygulandı mı bugüne kadar uygulandı, iyi neticeler alındı mı, birçok tutuklu ve hükümlü bundan istifade etti. Etmeyenler var mı, var, onlarla ilgili bizim çalışmamız da şu an sürüyor. Tabi bunların istifade etmesi doğru olandır, ben Adalet Bakanı olarak içeride cezasını çekme koşullarını sağlık veya engel nedeniyle kaybetmiş olan kişilerin sağlık raporu varsa, Adli Tıp Kurumu ya da tam teşeküllü bir hastane rapor vermiş, Adli Tıp Kurumu onaylamışsa toplum güvenliğini düşünmüyorum. Çünkü yerinden kalkmayan bir hasta düşünün, hiçbir tarafını oynatamıyor, bir örnek aktarıldı bana, bunun toplumla ilgili tehlikeli bir boyutu olduğu düşünülemez. Başkaları için şöyle böyle oldu dersek, yasa koyucunun amacı dışında bir değerlendirme yapmış oluruz. Ama bununla ilgili farklı bir çalışma yaptığımızı bildirmek isterim. Ağır hasta, tutuklu ve vekiller için çalışma yapıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber