Ombudsmandan 'üçüzlere sosyal yardım' kararı

Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu, sosyal yardımlardan yararlanma olanaklarının ve muhtaçlık tanımının, çoğul gebelikler gibi öngörülemeyen, kişilerin kontrolü dışında oluşarak maddi, manevi ve sosyal yoksunluklara sebep olan durumları da kapsar şekilde genişletilmesi yönünde tavsiye kararı aldı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 28 Şubat 2014 22:02, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Ombudsmandan 'üçüzlere sosyal yardım' kararı

-Karardan:

-"Sosyal güvencesi olan şikayetçinin ve eşinin aldıkları maaşla geçinirken çoğul gebelik sonucu üçüz bebek sahibi olmaları, arka arkaya bilinçli bir biçimde çocuk sahibi olmadan farklı olarak öngörülemez olup, üçüz bebek sonucunda maddi açıdan sıkıntıya düşmeleri ve maddi yardım gereksinimi duymaları pek tabiidir"

-"Şikayetçinin sosyal güvencesi olması, asgari ücret düzeyinde bir geliri ve ihtiyacını giderecek derecede ve lüks niteliği haiz olmayan bir araç sahibi olması sebebiyle fakrü zaruret içinde olmadığı gerekçesiyle ayni ve nakdi yardıma muhtaç olmadığı sonucuna varılmasının makul ve hakkaniyete uygun olduğu söylenemez"

-"Çoğul gebelik sonucu doğan üçüz bebeklerin, gerekli bakım ve korumanın sağlanması suretiyle maddi ve manevi varlıklarının gelişimi ve esenliği için ekonomik sıkıntı içinde bulunan şikayetçiye ayni ve nakdi yardım yapılması 'sosyal devlet' ilkesinin bir gereğidir"

ANKARA (AA) - Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu, sosyal yardımlardan yararlanma olanaklarının ve muhtaçlık tanımının çoğul gebelikler gibi öngörülemeyen, kişilerin kontrolü dışında oluşarak maddi, manevi ve sosyal yoksunluklara sebep olan durumları da kapsar şekilde genişletilmesini istedi.

Uşak'ta üçüz çocuk sahibi olan kişi, ekonomik sıkıntı yaşadığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına yaptığı yardım taleplerinin yanıtsız bırakıldığı iddiasıyla Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurdu.

Başvuruda, 7 Aralık 2012'de üçüz bebeklerinin doğduğunu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına yaptığı birçok yardım talebinin cevapsız bırakıldığını, bazı başvurulara verilen cevaplardaysa dağılmayan ailelere yardım yapılamayacağının belirtildiğini savundu. Şikayetçi, çoğul gebelikler sonucu çoğul bebek sahibi olanlara farklı imkanlar sunulması gerektiğini belirterek mağduriyetinin giderilmesini istedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün, Kamu Denetçiliğine gönderdiği konuyla ilgili yazısında, vatandaşların yardım talepleri için ikamet ettikleri il/ilçede kurulu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına müracaat etmeleri gerektiği, kişinin Uşak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına yaptığı başvuru sonucu 200 lira nakdi, 150 lira gıda yardımı aldığı aktarıldı.

Şikayetçinin, aylık 800 lira ücretle çalıştığı, 2010 model otomobil sahibi olduğu, eşinin bir dershanenin halkla ilişkiler bölümünde çalışırken doğum iznine ayrıldığının tespit edildiği kaydedilen yazıda, bundan sonraki yardım talepleri için Vakfa başvurması gerektiği konusunda bilgi verildiği, doğumdan sonra Başbakanlık İletişim Merkezine yaptığı başvurunun Uşak Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ve Uşak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına yönlendirildiği, Vakfın ise yardım talebini uygun görmediği bildirildi.

-"Devletin görevleri arasında"

Kamu Denetçiliği Kurumunun başvuruyla ilgili kararında, sosyal devlet ilkesine vurgu yapılarak, Anayasa'da kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmanın "Devletin temel amaç ve görevleri" arasında sayıldığına işaret edildi.

Şikayetçinin çocuklarının ayni ve nakdi yardım programlarından faydalandırılmalarında öncelik tanınan korunmaya muhtaç çocuk ve kimseler kapsamına girmediğinin anlaşıldığı belirtilen kararda, bu kapsamda şikayetçinin üçüz çocuk sahibi olması nedeniyle kendisine yardımda bulunulması talebinin söz konusu mevzuat hükümleri doğrultusunda reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ancak konunun sosyal devlet ilkesi çerçevesinde ele alınması gerektiği kaydedildi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de sayılan görevlerinin "sosyal devlet ilkesi"nin bir yansıması olduğunun altı çizilen kararda, "Somut olayda sosyal güvencesi olan şikayetçinin ve eşinin aldıkları maaşla geçinirken çoğul gebelik sonucu üçüz bebek sahibi olmaları, arka arkaya bilinçli bir biçimde çocuk sahibi olmadan farklı olarak öngörülemez bir durum olup, üçüz bebek sonucunda maddi açıdan sıkıntıya düşmeleri ve maddi yardım gereksinimi duymaları pek tabiidir" ifadesi kullanıldı.

Sosyal hizmetlerin 2828 sayılı Kanun'da "kişi ve ailelerin kontrolleri dışında oluşan maddi ve manevi ve sosyal yoksunluklarının giderilmesine ve ihtiyaçlarının karşılanmasına amaçlayan hizmet olarak" tanımlandığı anlatılan kararda, şunlar kaydedildi:

"Şikayetçinin sosyal güvencesi olması, asgari ücret düzeyinde bir geliri ve ihtiyacını giderecek derecede ve lüks niteliği haiz olmayan bir araç sahibi olması sebebiyle fakrü zaruret içinde olmadığı gerekçesiyle ayni ve nakdi yardıma muhtaç olmadığı sonucuna varılmasının makul ve hakkaniyete uygun olduğu söylenemez. Ayni ve nakdi yardım talebinde bulunan kişilerin bu yardımlardan yararlanmada 'öncelik hakkı ve muhtaçlık' durumunun tespitinde, kontrolleri dışında oluşan maddi ve manevi yoksunlukları ile somut koşulları da göz önünde bulundurulmalı, bu yönde gerekli mevzuat değişikliği yapılmasının doğru olacağı değerlendirilmektedir. Kaldı ki, çoğul gebelik gibi kontrolleri dışında oluşan maddi manevi yoksunlukları bulunanlara yapılacak olan ayni ve nakdi yardımların belli bir süre için yapılması, durumlarının periyodik olarak takip edilmesi ve maddi durumları ile ilgili ayrıntılı bilgi ve belge toplanması yoluna gidilip, kişinin yardım almadan hayatını sürdürebileceği maddi şartlara sahip olduğunun tespit edilmesi halinde ise bu yardımın kesilmesi her zaman mümkündür.

Sonuç olarak; çoğul gebelik sonucu doğan üçüz bebeklerin, gerekli bakım ve korumanın sağlanması suretiyle maddi ve manevi varlıklarının gelişimi ve esenliği için ekonomik sıkıntı içinde bulunan şikayetçiye ayni ve nakdi yardım yapılması 'sosyal devlet' ilkesinin bir gereği olduğu gibi, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmelerin ilgili hükümlerinin de bir gereği olduğundan, şikayetçinin maddi yardım talebinin kabul edilerek mağduriyetinin giderilmesinin hakkaniyete daha uygun olacağı kanaatine varılmıştır."

Bu gerekçelerle, "çoğul gebelikler gibi öngörülemeyen, kişilerin kontrolü dışında oluşarak maddi, manevi ve sosyal yoksunluklara sebep olan durumları da kapsar şekilde sosyal yardım hizmetlerinden yararlanma olanaklarının ve muhtaçlık tanımının genişletilmesi yönünde gerekli mevzuat değişikliği yapılması ve şikayetçinin mağduriyetinin giderilmesi hususunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına tavsiyede bulunulmasına" karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber