Davutoğlu: Bu açık bir savaş ilanıdır

Davutoğlu: "Sayın Başbakanımız başta olmak üzere birçoğumuzun, bakanların son derece kritik devlet görevi yürüten yetkililerin telefonlarının ve ortam dinlemesinin yapılması, açık şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletine ve milletine savaş ilanıdır."

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 27 Mart 2014 18:46, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Sayın Başbakanımız başta olmak üzere bakanlarımızın kritik yetkililerinin ortam dinlemesi yapılması açık şekilde Türkiye Cumhuriyeti Devletine savaş ilanıdır. Söz konusu aziz devletimizin bekası ise bu konuda tedbir almak devletin görevidir.

Bir ülkenin sınırlarının ihlal edilmesine karşı nasıl tedbir alınması gerekirse, yetki almış bir kriz masası bu toplantı sonrasında Süleyman Şah Türbesi'ne yönelik askeri tedbirler ele alınmıştır. Bu saldırıyı gösterenler Türkiye Cumhuriyeti Devleti zaaf içinde göstermek istemektedirler. Süleyman Şah Türbesi'nin korunmasına yönelik tedbirleri engellemek istemektedirler."

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Bakanlık Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in, Suriye sınırları içindeki Türk toprağı Süleyman Şah Saygı Karakolu'na yönelik olası bir saldırıyı değerlendirmek üzere yaptıkları görüşmeye ilişkin olduğu iddia edilen ses kayıtlarıyla ilgili resmi açıklama geldi.

Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada şöyle denildi:

"Genel olarak Suriye'deki çatışmaların ülkemiz için yarattığı risk ve tehditlerin değerlendirilmesi, bu tehditler karşısında alınabilecek tedbirlerin görüşülmesi, bu bağlamda da, Suriye içinde yer alan vatan toprağı Süleyman Şah Saygı Karakolu'na yönelik tehditlerin ele alınması amacıyla, ulusal güvenliğimizle ilgili konularda birinci derecede yetkili olan devlet görevlilerimizin katılımıyla gerçekleştirilen bir kriz yönetimi toplantısının ses kayıtlarının, bugün (27 Mart) internet üzerinden sosyal medya aracılığıyla bazı bölümleri tahrif edilerek yayınlandığı görülmüştür.

Bir takım terör unsurlarının tehdidi altındaki bir vatan toprağını gerektiğinde savunmak amacıyla ilgili kurumlar arasında değerlendirmeler yapılması devletin asli görevleri arasında olan doğal bir uygulamadır. Sözkonusu toplantıda, Türkiye'nin, herhangi bir saldırı karşısında Süleyman Şah Saygı Karakolu'nu savunma yönündeki iradesinin tam olduğu ve Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun ve orada görevli personelimizin korunmasını ve emniyetini teminen, ihtiyaç duyulduğunda gereken adımların kararlılıkla atılacağı teyit edilmiştir.

Dışişleri Bakanı makamı gibi devletin en hassas güvenlik konularının ele alındığı bir mekanda gerçekleştirilen çok gizli mahiyetteki böyle bir toplantının izlenerek görüşmelerin kamuoyuna servis edilmesi Türkiye'nin ulusal güvenliğine yönelik alçakça bir saldırı, bir casusluk faaliyeti ve son derece ağır bir suçtur. Bu olay, ülkemizin karşı karşıya bulunduğu siber ve elektronik saldırı tehditlerinin boyutunu gözler önüne sermektedir. Bunu yapan ihanet şebekeleri devletimizin ve milletimizin düşmanlarıdır.

Devletimizin ve milletimizin güvenliğine yönelik bu saldırının faillerinin en kısa zamanda tespit edilerek ortaya çıkartılmaları ve adalete teslim edilerek yasalar çerçevesinde hak ettikleri en ağır cezaya çarptırılmaları sağlanacak; Türkiye Cumhuriyetini hedef alan bu haince saldırı mutlaka akamete uğratılacaktır."

Dinleyenler Suriye rejimi ve El-Kaide ile işbirliği içinde

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, KonTV'de yayınlanan "Seçime Doğru" programına katıldı. Güvenlik toplantısının illegal dinlenmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, olayın ortaya çıkmasının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile konuyu istişare ettiklerini, Bakanlık olarak bir açıklama yaptıklarını ve kendisinin de bir basın toplantısı düzenlediğini söyledi.

Türkiye gibi ülkelerin bulundukları coğrafya gereği kritik dönemler yaşadıklarına işaret eden Davutoğlu, olağanüstü dönemlerde kriz yönetimi için yürütülen bir mekanizma bulunduğunu ve en üst düzey yetkililerin katılımıyla bu toplantıların yapıldığını ifade etti. Geçmişte de Libya'dan Türk vatandaşlarının tahliyesi gibi kritik konularda bu tür toplantılar gerçekleştirildiğini ve gayet verimli işleyen bir mekanizma yürütüldüğünü belirten Davutoğlu, "Bu gelişme, her şeyden önce Türkiye'nin ulusal güvenliğine bir saldırıdır" diye konuştu.

Söz konusu dinlemenin bir "ortam dinlemesi" olduğuna işaret eden Davutoğlu, bu konularda her zaman son derece hassas bir yöntem benimsediklerini belirterek, "Son 4 yıl içinde çok kritik dönemlerde, hatta daha öncesinde de onlarca böyle toplantı olmuştur ama herhangi bir şekilde dışarı yansımadı. Ama bunun oluş şartları en detaylı şekilde incelenecek" diye konuştu.

"Verilmek istenen mesaj, eğer Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir zaafını ortaya koymak gibi bir art niyete dayanıyorsa, bu art niyetle hareket edenler böyle bir zaafa hiçbir zaman izin verilmeyeceğini de görecektir" diyen Davutoğlu, zamanlamaya da dikkati çekerek, "Seçimlerden iki gün önce bu zamanlama manidar olabilir" ifadesini kullandı.

Olayın, başka zaman yayınlansa da aynı ölçüde suç, saldırı ve ihanet niteliği taşıyacağını vurgulayan Davutoğlu, "Bunu yapanların, Suriye rejimiyle iş birliği içinde oldukları aşikar, El-Kaide ile de iş birliği içindeler. O toplantı, IŞİD'in oradaki askerlerimize yönelik güvenlik tehdidi karşısında, terör yapılanmasına dönük olarak tedbirlerin konuşulduğu bir toplantı" dedi.

Youtube'a erişimin engellenmesi

Davutoğlu, "Youtube'un yayınının durdurulmasının özgürlüklerin kısıtlanması olarak yorumlandığı" yönündeki ifade üzerine, yayının durdurulmasının sadece Youtube ile ilgili olmadığını söyledi.

"TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) Başkanlığımız Youtube'dan ulusal güvenlikle ilgili olan bu yayınların durdurulmasını talep etti ve dünyada her yerde devletlerin bu tür tedbir alma hakları var" diyen Davutoğlu, başka bir ülkenin ulusal güvenliğine gösterilen saygının Türkiye için de gösterilmesini beklediklerini dile getirdi.

Youtube'un, söz konusu içeriklerin yayınını durdurmadığı için yayınına tedbir konulduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Yani açık bir saldırı olacak bize ve bu saldırı bir araç üzerinden yapılacak. Yani Youtube aracı üzerinden. Şimdi buna, bu açık saldırıya karşı bir devletin refleks vermesinden daha doğal bir şey yok. Ya o saldırıyı durdurur, yani sadece o yayını yapanlar değil o yayına aracılık edenler de o saldırının parçası haline geliyor. Ya o saldırıyı durdurur, kendi üzerinden Türkiye'ye saldırı yapılmasını engeller ya da bu şekilde aktivitesini sürdürmesi kabul edilemez. Onu engellemek onun görevi. Yani bu yapılan herhangi bir olay değil bu. Herkesin çok ciddiyetle üzerinde durması lazım."

RTÜK'ten illegal dinlemelere yayın yasağı Dışişleri: Ulusal güvenliğe alçakça bir saldırı var Suriye tape'leri sonrasında, Youtube kapatıldı

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber