MEB'de atama takvimindeki en önemli eksiklik

MEB bugün atama takvimini açıkladı. Ancak norm güncellemesinin hesaba katılmadığı bir takvim sorun yaratacaktır.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 05 Mayıs 2014 15:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
MEB'de atama takvimindeki en önemli eksiklik

MEB atama takvimini açıkladı.

MEB bu takvime göre atama yaparsa emin olun bu atamalar elinde patlar.

Önemli olan atama yapmak değil sağlıklı atama yapmak, mağdur yaratmamak.

Yönetmelikler değişmeden, normlar güncellenmeden atama yapmak demek yeni mağduriyetler yaratmak demek.

Gelecek yılın kadroları belli değilken atama yaparsanız, yer değiştirecek öğretmeni Mayıs'ta atarsınız Haziran'da norm güncelleyince fazlaya çıkarırsınız.

Ayrıca, bu takvimde okul yöneticileri yok. Bu insanlar yani 13 Haziran'dan sonra görevine son vereceğiniz yöneticiler ne olacak? İsteğe bağlı isteme hakkı bile olmayacak çünkü istemeye zaman yok ve yöneticilikte kalıp kalmayacağını bilmiyor...

Biz çok iyi biliyoruz ki yönetmelikler (norm, öğretmen atama, yönetici görevlendirme) hazırlanıyor ama bu takvime yetişmez...

Bu şekilde de atama yapılmaz, yapılamaz...

Biz yine de beklentiler noktasında bazı konulara değinmek istiyoruz.

Norm kadrodaki beklentiler bellidir:

-Norm kadro fazlalığını önleyecek düzenleme yapılması,

-Yönetici normlarının objektif bir şekilde yeniden ele alınması,

-Öğretmenlerin nöbet görevlerinin yönetmelikte ve hesaplamalarda yer alması,

-Öğretmenin norm fazlası olma süreci Eğitim-Öğretim yılı başında tamamlanmalı, görevlendirme, norma bağlı yer değiştirme süreçleri bu dönemde sonlandırılması,

-Norm fazlası olan bir alan öğretmeninin bulunduğu kurumda ders dağıtımı yapılırken norm fazlası öğretmenin de hesaba katılıp katılmayacağının yönetmeliğe işlenmesi,

-Norm hesaplamalarının kesin tarihlerle sınırlandırmak yerine, öğrenci sayısı ve öğrenciler tarafından seçilen derslerin netleşmesinin ardından değişikliğe imkan verecek şekilde düzenlenmesi,

-Keyfi olarak norm artışı ya da azaltması yapmak suretiyle öğretmenlerin mağdur edilmesinin önüne geçilmesi,

-Norm kadro tespiti yapıldıktan sonra gerekçeleriyle öğretmenlere duyurulması varsa itirazların alınıp değerlendirilmesi, okul/ilçe ve il komisyonlarında sendika temsilcilerinin bulunması,

-Norm fazlası olan öğretmene durumun yazılı olarak tebliğinin onayı izleyen birkaç gün içerisinde yapılması,

-Eğitim Bölgesi normu uygulamasının gözden geçirilmesi, standarda bağlanması...

...

Yönetici atamada (pardon görevlendirmede);

-Bugüne kadar hizmet eden yöneticilerin hiçe sayılmaması,

-Öğrenim Durumu,

-Kıdem,

-Geçmişte A tipi diye tanımlanan kurumlara görevlendirmelerde en az 3 yıl yöneticilik kıdemi aranması, diğerlerinde de 1-2 yıl kıdem aranması,

gibi objektif kriterlerin yanında çalışanların/paydaşların mutlak görüşüne başvurulması ve demokratik bir şekilde seçim yoluyla yada seçimden alınacak oyun yüzde oranının yansıtılması...

Kanun bu şekilde diye sadece il müdürü teklif eder, vali atar denilirse emin olunsun ki görevlendirmeye vali ya da il müdürü tarafından değil başka güçler tarafından yapılacaktır.

Bir İl Müdürünün ya da Valinin hangi okulda hangi öğretmenin en uygun olacağını bilmesi mümkün değildir.

Bu noktada 3 kişinin teklif edilmesi ve valilikçe birinin atanması düşünülüyor olabilir fakat bu noktada da uygulamada çıkacak sorunlar vardır. Kaldı ki, asıl önemli olan bu üç kişinin tespitinde objektif davranılıp davranılmayacağıdır.

Bu noktada sınav beklentisinin yerinde olmadığını daha önce belirtmiştik.Tüm bunlara rağmen önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçiminin olması nedeniyle toplu kıyım beklemek doğru olmayacaktır.

Bu noktada;

Elemeler yapılacağı kesindir,

Eleme yapılırken, bazı özel statülü ya da talebi çok olan kurumlarda mutlak değişim olacak...

Bazı kurumlarda (özellikle talebin az olduğu) değişikliğe gidilmeyecek,

Bazı kurumlarda da yönetici (kişi) hedefli değişiklikler olacaktır.

En önemli sorun yöneticilerin her an görevden alınabileceklerine ilişkin bir düzenleme olması halinde idarede; korku, tedirginlik, çalışma azminde düşüme olacak bu da eğitime ve kurumlara yansıyacaktır.

Bu noktada görevlendirme tarihi belirlenmesi (örneğin Haziran ayı sonuna kadar) ve 4 yılını doldurduğu halde bu tarihe kadar görevden alınmayan yöneticinin bir yıl daha devam etmesinin garanti altına alınması hem yöneticinin tatilini planlaması hem de yer değiştirmelerden istifade etmesi açısından önem arz etmektedir.

Yönetici görevlendirme ile ilgili son tespitimiz: Görevlendirmeler; il müdürü ya da valiliklerce değil tıpkı 13.04.2007 yönetmeliğinde olduğu gibi (bir gecede 500, bir ayda 15bin atama yapılmıştı.) başkaca güçler tarafından yapılacaktır. İl müdürleri gelen öneriyi teklif edecekler sayın valilerde onları imzalayacaklardır...

Başarısız yönetici ile çalışmak zorunda değiliz diyenler haklılar, devlet yöneten başarılıyı bulmakla, başarısızı sistem dışına çıkarmakla, işi ehline teslim etmekle mükelleftir.

Bunu yaparken bir taraftan inançlardan dem vururken diğer taraftan kul hakkı yemeden, adaletten şaşmadan, hukuku dolanmadan, ayrışmaya kaçmadan yapabilmektir marifet olan...

Bu ancak ve ancak, sorumluluğu kişilere karşı değil devlete, millete karşı hisseden anlayışla mümkündür...

Öğretmen atama yönetmeliği ile ilgili olarak;

Bu noktada düzenleme açısından Öğretmen Atama (İlk/Yeniden/Kurumlararası/...) yönetmeliği ile, Yer Değiştirme Yönetmeliği bir birinden ayrılmalıdır. İki ayrı yönetmelik şeklinde düzenlenmesi daha yerinde olacaktır.

Bu yönetmelikteki en önemli sorunların başında gelen: Zorunlu hizmet bölgesinde çakılı kalan öğretmenlere yönelik çözüm bulunamamasıdır. Zorunlu hizmetini tamamlamasına hatta ve hatta bu sürenin çok çok üstünde çalışmasına rağmen diğer bölgelere gidemeyen öğretmenlere çözüm bulunmalıdır. Bu noktada geçmiş yıllarda bir çok öneriyi paylaşmakla beraber bu noktadaki en önemli sorunun iller arası yer değiştirmelerde uygulanan yanlış politikalar olduğunu söyleyebiliriz.

İller arası atamalarda zorunlu hizmet bölgesine gidecek öğretmenler nasıl ki ayrı değerlendiriliyorsa zorunlu hizmetten ayrılmak isteyen öğretmenler de aynı şekilde değerlendirilmelidir.

Örneğin; Zorunlu hizmete (gidecek/gelecek) bağlı yer değiştirmeler ayrı takvimle yapılması gibi...

Bu uygulama ile zorunlu hizmete gidecek öğretmenlerin ataması yapılırken onlardan boşalacak kadrolara da zorunlu hizmetten gelecek öğretmenler atanabilir ve ilaveten zorunlu hizmetten ayrılacak öğretmenler için kadro tahsis edilirse sorun büyük bir oranda çözülmüş olur.

Mevcut uygulama ile; Muğla'daki öğretmenimiz çok yüksek puanlı iken İzmir'e gidebiliyor fakat İzmir ya da Muğla'daki bu kadrolara zorunlu hizmet bölgesindeki öğretmenler gidememektedirler.

Ayrıca söz verildiği halde maalesef tutulmayan il içi özür grubu mağdurları ile iller arası özür grubu atamalarındaki sorunların yeniden ele alınması,

Yine öğretmenlerin en önemli beklentilerinden biri de norm kadro fazlasına yönelik yukarıda da belirttiğimiz takvim sorununun aşılması,

İl içi sıra tayinlerinde eskiden olduğu gibi yıl sonuna kadar sıranın devam etmesi...

Aksi halde: bir öğretmen il içi tayin istiyor boş kadro olmadığı için atanamıyor. Tayin döneminden sonra emeklilik, istifa, özür grubu, norm artması... gibi sebeplerle bu okulda açık oluştuğu taktirde bu öğretmenimiz gidememekte onun yerine daha düşük puanlı olan soruşturma, norm fazlası, kayırmacılığa yönelik uygulama... gibi sebeplerle atama yapılabilmektedir. İşte bunun önüne geçmek için sıranın yıl sonuna kadar devam etmesi (en azından Mart sonuna kadar) uygun olacaktır. Ara dönemde öğrenci öğretmeninden ayrılmasın deniliyorsa atama yapılır fakat ilişik kesme yıl/dönem sonuna ertelenebilir...

Öğretmen atama, yönetici görevlendirme yönetmeliklerinin en önemli ortak paydası yeni kanuni düzenlemeyle yöneticilikleri düşecek öğretmenlerin görev yerleri ile ilgili düzenleme yapılması noktasındadır.

Eğitim Çalışanlarının En Önemli Beklentisi İse:

-Bu konuların artık bir standarda oturtulması, her yıl ya da birkaç yılda bir değişiklikler olmaması,

-Öğretmenlerin devletin güvencesini hissetmeleri,

-Özellikle büyük çaplı atamaların Temmuz ayına gelmeden(öğretmenler tatile girmeden) tamamlanması,

-... günü açıklanacaktır denilen bir atamanın verilen tarihte mutlaka açıklanması,

-Mevzuat hükümlerinin herkese eşit uygulanması,

...

Şeklinde özetlenebilir...

MEB'de aşılması gereken en önemli sorun:

Sorumlu olanların sorun yaratmaları sorununun aşılamaması sorunudur.

Yeterli donanıma sahip kadrolar olmadığı, hafıza sürekli silindiği, var olan potansiyeller dahi verimli kullanılmadığı, geleceği kurmak yerine günü kurtarmaya yönelik anlayış devam ettiği taktirde sorun/sorunlar devam edecektir...

Sonuç olarak; bakanlığın yönetmelik hazırlığını tamamladığını, bakana yapılacak sunumdan sonra yürürlüğe konulacağını, bunun için her ne kadar da önümüzdeki hafta denildi ise de bu sürecin uzayabileceğini, yönetmeliğin kapalı kapılar ardında gizlice yapıldığını söyleyebiliriz... Bakalım öğretmenler için neler reva görülmüştür? Hep beraber göreceğiz. Yönetmelik yoksa bile planlanan takvim açıklanmış olsa belki bir nebze rahatlardı insanlar(!)...

Saygılarımla...

Maksut BALMUK
Öğretmen

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber