İdari yargıda öngörülen değişiklikler

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 12 Mayıs 2014 14:46, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58
İdari yargıda öngörülen değişiklikler

Bakanlar Kurulu tasarısı olarak TBMM'ye sevk edilen "bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı" ile yapılan değişiklikler

II- İDARİ YARGIDA İSTİNAF KANUN YOLUNUN KURULMASINA İLİŞKİN DÜZENLEMELER

A- İdari Yargılama Usulü Kanununda yapılan değişiklikle "istinaf kanun yolu" getirilmektedir

Mevcut uygulamada bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin kanunla belirlenen bazı kararlarına karşı yapılan "itiraz" başvurularını "kesin" olarak karara bağlamaktadırlar.

Yeniden yapılandırılacak bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı yapılan "istinaf" başvurularını inceleyerek karara bağlayacaktır.

B- Bölge idare mahkemelerinin sayısı yeni sisteme göre azaltılacaktır

Mevcut uygulamada, 25 ilde bölge idare mahkemesi bulunmaktadır. Yapılan düzenlemeyle, istinaf incelemesi yapacak olan bölge idare mahkemelerinin sayısı azaltılacak ve ihtiyaca göre belirlenecek sayıda bölge idare mahkemesi kurulacaktır.

C- Bölge idare mahkemelerinin teşkilat yapısı ve çalışma usulü yeni sisteme göre düzenlenmektedir

Mevcut uygulamada bölge idare mahkemeleri bir başkan ve yeteri kadar üyeden oluşmaktadır. Yapılan değişiklikle, bölge idare mahkemeleri "daireler"den oluşacaktır.

İstinaf incelemesi yapacak bölge idare mahkemelerinde en az bir idare ve bir vergi dairesi bulunacaktır. Daireler, bir başkan ve iki üye ile toplanıp oy çokluğuyla karar verecektir.

Bölge idare mahkemelerine gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daire sayısı artırılarak, bu daireler arasında ihtisaslaşma sağlanacaktır.

Bölge idare mahkemeleri; başkanlık, başkanlar kurulu, daireler, adalet komisyonu ve müdürlükler şeklinde teşkilatlanacaktır.

D- İdare ve vergi mahkemelerinin kararları aleyhine gidilebilecek kanun yolları yeniden düzenlenmektedir

İdare ve vergi mahkemelerinin 2577 sayılı Kanunun 45 inci maddesinde sayılan konularda verdikleri kararlar kesin olacaktır.

İdare ve vergi mahkemelerinin diğer tüm kararlarına karşı yeni getirilen bölge idare mahkemeleri nezdinde "istinaf yolu"na gidilmesi mümkündür. Yapılan düzenlemeyle, "itiraz yolu" kaldırılmaktadır.

İstinaf incelemesi sonucu verilecek kararlardan sadece 2577 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinde sayılanlar hakkında "temyiz yoluna" başvurulabilecektir.

E- İdare ve vergi mahkemelerinin "kesin nitelikli" kararları

Yapılan düzenlemeyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45 inci maddesinde sayılan

a) İlk, orta ve yüksek öğrenim öğrencilerinin not tespitleri ile bu öğrencilere uyarma ve kınama niteliğinde disiplin cezası verilmesine ilişkin işlemlere,

b) Kamu görevlilerinin lojman ve izin işlemlerine,

c) Kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının üyelerine uyarma ve kınama niteliğinde disiplin cezası verilmesine ilişkin işlemlere,

d) Asker ailelerine yardımla ilgili işlemlere,

e) 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu gereğince kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan sosyal yardımlarla ilgili işlemlere,

f) 4/12/1984 tarihli ve 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasıyla ilgili işlemlere,

karşı açılan davalar ile

g) konusu beşbin Türk Lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında verilen kararlar kesin olacak ve bu kararlar hakkında "istinaf veya temyiz yolu"na başvurulamayacaktır.

F- İdare ve vergi mahkemelerinin istinaf yoluna gidilebilecek kararları

İdare ve vergi mahkemelerinin yukarıda sayılan ve kesin olanlar dışındaki diğer tüm kararlarına karşı bölge idare mahkemeleri nezdinde "istinaf yolu"na başvurulabilecektir.

G- Temyize gidilebilecek kararlar

Bölge idare mahkemelerince yapılacak istinaf incelemesi sonucunda, 2577 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinde tahdidi olarak sayılan konularda verilen kararlar hakkında Danıştay nezdinde "temyiz yolu"na başvurulabilecektir.

Bu kararlar;

a) Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.

b) Konusu yüz bin Türk Lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.

c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları.

d) Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları.

e) Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları.

f) İmar planları ile Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu kararlarına karşı açılan iptal davaları.

H- İstinaf kanun yolu incelemesi yapan bölge idare mahkemelerinin kararları arasında doğabilecek içtihat farklılıklarını ortadan kaldırmak amacıyla yeni bir usul öngörülmektedir

Benzer olaylarda, bölge idare mahkemelerince verilen kararlar arasında aykırılık ve çelişki bulunması halinde, her bölge idare mahkemesi nezdinde bulunan başkanlar kurulu, kendi görüşünü de belirterek bu durumu Danıştay Başkanlığına iletecektir. Davanın tarafları ve ilgili bölge idare mahkemesi daireleri, bu konuda başkanlar kurulundan talepte bulunabilecektir. Danıştay, kararlar arasındaki aykırılık ve çelişkileri giderecektir.

I- İstinaf kanun yolunun yürürlüğe girmesine yönelik yapılacak bu düzenlemelerle Danıştay'ın iş yükünün önemli oranda azalması ve Danıştay'ın "İçtihat mahkemesi" rolünün ön plana çıkması hedeflenmektedir

Yapılan değişiklikle, bölge idare mahkemelerinin sadece 2577 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinde sayılan konularda verdikleri kararlar aleyhine Danıştay'a gidilebileceğinden bu kapsamda Danıştay'a gelecek olan iş yükü azalacak ve idari yargıdaki toplam iş yükünün yaklaşık %20 sinin temyiz yolu ile Danıştay önüne geleceği tahmin edilmektedir.

İ- İdari yargıda yeni bir usul olan ivedi yargılama usulü getirilmektedir

İdari davaların bazıları, niteliği itibariyle diğerlerinden farklı olup bu tür davalarda gecikerek karar verilmesinde hem idare hem de davacılar bakımından katlanılması zor ya da imkansız sonuçlar doğabilmektedir. Bunun önüne geçmeye yönelik kanunda tahdidi olarak sayılan konularda dava sürecini hızlandıran yeni bir usul getirilmektedir.

İvedi yargılama usulüne tabi davalar şunlar olacaktır:

a) İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri.

b) Acele kamulaştırma işlemleri.

c) Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları.

d) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri.

e) 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar.

f) 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Bakanlar Kurulu kararları.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber