Depremi yerli sismograflarla gençler ölçecek
Atatürk Üniversitesi Elektrik-Elekronik Mühendisliği Bölümü öğrencileri, yaptıkları "yerli sismograf" projelerini geliştirerek "Deprem Dede"nin yerini almaya hazırlanıyor
LALE KÖKLÜ / SAGİP SEZGİNER - Atatürk Üniversitesi Elektrik-Elekronik Mühendisliği Bölümü öğrencileri, yaptıkları "yerli sismograf" projelerini geliştirerek "Deprem Dede"nin yerini almaya hazırlanıyor.
Bu yıl ilk defa yapılan "Mühendislik Fakültesi 1'inci Öğrenci Proje Şenliği" kapsamında projelerini sergileyen öğrenciler, bilim ve teknolojiye dair ilginç yöntemler ortaya çıkarıyor. Bunlardan bir tanesi de yakın zamanda gerçekleşen Ege depremiyle gündeme gelen deprem ölçme sistemleri "yerli sismograflar"...
Bu zamana kadar Türkiye'ye maliyeti yüksek ve ithal olarak getirilen sismografların yerine öğrencilerin kendi imkanlarıyla yaptıkları, daha ucuza mal olan yerli sismograflar, küçük sarsıntılardan büyüğüne kadar tüm deprem ölçümlerini yapabilecek.
Kendi bölümünden arkadaşı Merve Demirci ile geliştirdikleri ve "Deprem Şiddeti Ölçümünde Kullanılacak Sismograf Üretimi" adı verdikleri projelerini AA muhabirine tanıtan AÜ Elektrik-Elekronik Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisi Muhsin Turan, projelerini depremdeki şiddeti ölçmede kullanılmak üzere tasarladıklarını söyledi.
Şimdiye kadar Türkiye'de kullanılan sismografların maliyetinin yüksek ve mekanik yapıya sahip olduğuna dikkati çeken Turan, geliştirdikleri yerli sismografla maliyeti, ithal ürünlerin maliyetinden çok daha altına çekebileceklerini belirtti.
Deprem Araştırma Merkezi'nin isteği üzerine böyle bir projeye imza attıklarını ifade eden Turan, şöyle konuştu:
"Şu an Türkiye'de tamamiyle ithal sismograflar kullanılıyor ve bizim sismograflara hakikaten çok ihtiyacımız var. Çünkü şu an bulunduğumuz konum bile Türkiye'de ikinci dereceden deprem bölgesi olarak geçiyor. Bu deprem merkezlerinde çok sayıda sismograflar var. Şehrimizde olmasa bile birinci derece deprem merkezi olan bir çok ilimiz var ve bu illerde bu sismograflar çok fazla sayıda. Bu sayıları düşündüğümüzde maliyetleri yaklaşık 50-60 bin dolar civarında. Böylece Türkiye'ye çok büyük bir maliyeti oluyor çünkü hiç yerli sismografya yok bunları daima dışarıdan alıyoruz. Bizim bu projemiz bu eksikliğe belki bir çözüm olabilir."
Turan, Türkiye'deki ithal ve mekanik sismografların yerine geliştirdikleri otomatik yerli sismografların en fazla 120 veya 130 liralık devreyle maliyeti en aza indirdiklerini söyledi.
Geliştirdikleri yerli sismografları yerin belli bir miktar altına yerleştirerek ölçümleri o şekilde gerçekleştirdiklerini belirten Turan, aldıkları ölçümleri bilgisayara devamlı kaydederek herhangi bir deprem anından sonra ölçümleri sağlıklı bir şekilde yapabildiklerini sözlerine ekledi.
- Yüz noktada varsa bin noktaya kadar çıkabilir
İlhan Bağa ise 5 arkadaşıyla "Sismograf" adı verdikleri projelerini 6 aylık bir çalışmayla tamamladıklarını programlaması ve dizaynı kendilerine ait olan cihazla fiyatı 10 bin dolar olan sismografın maliyetini 150 TL'ye kadar düşürdüklerini söyledi.
Projelerini çok daha iyi noktalara ulaştırmak istediklerini ifade eden Bağa, "Ülkemiz, deprem bölgesi olduğu için üzerine yoğunlaşılması gereken bir konu. Yakın zamanda Ege depremi oldu. Şu an için de Marmara'da bir deprem beklendiği söyleniyor. Bizim bu proje geliştirilirse maliyeti de düşürürsek daha fazla noktaya bırakabiliriz. Şu anki sismograf, yüz noktada varsa biz bunu daha da ucuz mal ettiğimiz için bin noktaya koyarız. Buna göre de deprem önceden tahmin edilmese de belki de bir fikir oluşturabilir. Örneğin 'burası deprem bölgesidir, bir yıl içinde fay hattında şöyle bir kayma olur' gibi ona göre yapılaşma olabilir" diye konuştu.
Bağa, projelerini tamamladıktan sonra GPRS aracılığıyla şiddetini ölçtükleri deprem verilerini, Deprem Araştırma Merkezlerinde rahatlıkla işleyebileceklerinin altını çizdi.
İlhan Bağa, gerçekleştirdikleri ölçümlerin şimdiye kadar Deprem Araştırma Merkezinin arasında hiçbir farkın olmadığını aktardı.