Torba tasarının birinci bölümü görüşülmeye başlandı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile kimin ne şekilde istihdam edileceğinin netlik kazandığını, asıl işleri yapanların taşeron işinde çalıştırılamayacağını söyledi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 17 Temmuz 2014 02:20, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58
Torba tasarının birinci bölümü görüşülmeye başlandı

TBMM Genel Kurulu'nda, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Görüşmeler sırasında Çelik, milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Çelik, elektrik, su borçları ve yeniden yapılandırmayla ilgili bazı kalemler ilave edilip edilmeyeceğine ilişkin, geçmiş yıllarda olduğu gibi kamu alacaklarının yapılandırılmasıyla ilgili kurumlar arasında önemli çalışmalar gerçekleştirildiğini söyledi.

Bugün mutabakat sağladıkları hususlar bulunduğunu ama bazı konuların şu anda değerlendirme safhasında olduğunu ifade eden Çelik, "Netlik kazanırsa muhalefetle de paylaşıp bir önergeye dönüştürme imkanımız var. Ama kararlaştırdığımız hususlar tasarıya yansıdı" dedi.

Torba tasarıya bugün 14:00'te devam edilecek

Çelik, bu tasarıyla artık alt işveren işçisinin hangi koşullarda alt işveren işçisi ve hangi koşullarda asıl işçi olacağının kesin hatlarla netleştiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Yardımcı işlerde alt işveren işçisi çalışacak bunun yanında teknolojik uzmanlık ve işin gereği hususlarını aynı anda bünyesinde barındıran işler alt işveren işçisi veya hizmet alımını gerçekleştirebilecek. Ama bunun dışında da karayollarında da, Sağlık Bakanlığı'nda da bütün kurumlarda artık muvazaa diyebileceğimiz hususun gerçekleşmesi mümkün değil. Gerçekleşirse yine yargı kararıyla asıl işçi olarak çalıştırmak zorunda kalacak. Tasarının bence en sevinecek tarafı, hatların artık kesin olarak çizilmiş olduğudur. Kimin ne şekilde istihdam edileceği netlik kazandı. Asıl işleri yapanlar taşeron işinde çalıştırılamayacak.

Bir işçi, hizmet alımı yardımcı işler bünyesinde değilse asıl işçidir o ve kesinlikle çalıştırılamayacak. Bu konuda hatlar netleşmiştir. Mevcut yargı kararları çerçevesinde tazminatlarını, haklarını ödeyip işten çıkarma imkanı olduğu gibi asıl haklarını ödemeden -çünkü ortada sayısal anlamda ciddi bir rakam- asıl işçi olarak bunları çalıştırma imkanı var."

Çelik, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın Türkiye'de gecikmeli çıkmış bir yasa olduğuna işaret ederek, "Evet zahmetli, zor, sıkıntılı iştir, tarafların uzlaşması gerekiyor. Keskin tarafları var, bunu çıkardık. AB ve ILO normlarına uygun bir düzenlemedir, yasadır. Bu yasa ILO normlarının ötesindedir, AB müktesebatına uygundur" diye konuştu.

"İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı'nı patronun maaşlı elemanı haline getirirseniz bundan netice almak mümkün mü" sorusuna Çelik, şu yanıtı verdi:

"İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı teftiş yapan biri değil. Çalıştığı iş yerinde işverene 'eksikler şunlardır, yasal olarak bunları gidermeniz gerekir' diye ifade eden elemandır. Teftiş, müfettiş, denetim ayrı bir şey. Sistem doğru bir sistemdir. Teftiş, denetim vardır. Maden Kanunu gereği orada bulunması gereken maden mühendisleri vardır, İş Sağlığı Güvenliği elemanı vardır. Ama sistemin ölümle neticelenmesi mutlaka irdelenmesi ve ortaya çıkarılması gereken bir tablo ortaya koymaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatı ve uygulamalarının neresinde hangi halkanın zayıf olduğunu söylemeniz gerekiyor. Denetimde ve bu güvenlik konusunda suç kimdeyse hesabını verecek."

Tasarının birinci bölümü üzerinde görüşmeler başladı.

Bu arada, görüşmeler sırasında CHP ve MHP milletvekillerinin tasarıyla birleştirilen yasa tekliflerinin geri çekilmesine ilişkin verdikleri çok sayıda önerge iktidar milletvekillerince kabul edilmedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik: "Emek örgütleri kıdem tazminatının çalışanların yüzde 10'una yansıması şeklinde bir uygulamanın devamından yanalar. Garip bir yaklaşımdır. Biz de uzlaşı sağlayamadığımız için kıdem tazminatı fonuna maalesef geçememiş bulunuyoruz"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, taşeron uygulamalarının çok yaygın bir hale geldiğini belirterek, "Bu yaygın ve yayvan düzenleme gerçekten emeğin sömürüsüne neden olmuştur. Bunu da açık yüreklilikle ifade ediyorum. Bugün bunu el birliğiyle ortadan kaldırmış oluyoruz" dedi.

Çelik, TBMM Genel Kurulu'nda, İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü üzerindeki görüşmeler sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Çelik, taşeron uygulamalarının maalesef çok yaygın bir hale geldiğini vurgulayarak, "Mutlaka derlenip, toparlanması ve hizmet alanının belli alanlarda olması gerektiği şeklindeki ifademin bugün gerçekleşiyor olmasından büyük memnuniyet duyuyorum. Dolayısıyla bu yaygın ve yayvan düzenleme gerçekten emeğin sömürüsüne neden olmuştur. Bunu da açık yüreklilikle ifade ediyorum. Bugün bunu el birliğiyle ortadan kaldırmış oluyoruz" diye konuştu.

Sağlıkta katkı payının artırılıp artırılmayacağına ilişkin Çelik, amaçlarının sağlık sisteminde katkı payından bir gelir elde etmek olmadığını defalarca söylediğini anımsattı.

Geçen yıl Sosyal Güvenlik Kurumu'nun 50 milyar lira sağlık harcaması olduğuna işaret eden Çelik, "Bunu harcayan bir iktidar, bir devlet, bir yönetimin katkı payları konusunda ne düşündüğünü sizler daha iyi anlarsınız. Bir taraftan 50 milyar lira harcayacaksınız, diğer taraftan katkı payları çok cüzi devede tüy kulak bile değil" değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, burada amacın katkı payıyla farkındalık oluşturmak olduğunu söyledi.

"Hükümetin gücünü kullanıyor, hükümetin sendikası" gibi değerlendirmeleri doğru bulmadığını belirten Çelik, "Sendikalar, genel başkanlar bilirler. Bakanlık olarak direkt onlarla irtibatlıyız. Sorunları birlikte çözmeye çalışıyoruz, bütün taleplere duyarlıyız. Birine bir adım, birine bir adımdan fazla bir mesafede olduğumuzu sendikalardan dahi alamazsınız. Bunu açıkça söylüyorum. Davet ettikleri bütün açılışlara, taleplere cevap vermişizdir" ifadesini kullandı.

Tasarıda madencilere yönelik yapılan düzenlemeleri anlatan Çelik, bunların son derece önemli düzenlemeler olduğunu söyledi.

-Kıdem tazminatı fonu-

Çelik, kıdem tazminatı konusunun uygulamada ciddi sorun yaşanılan alanlardan biri olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Bu, önümüzdeki yasama dönemlerinde tartışılacak ve burada ifade ediyorum, kıdem tazminatı fonuna geçilmesi konusunda ittifak sağlanacak. Çünkü bütün çalışanların bu haktan yararlanmaları konusundaki emeğin talebi ne yazık ki hala emek örgütlerine bile yansımış değil. Emek örgütleri bunun farkında değiller ve kıdem tazminatının çalışanların yüzde 10'una yansıması şeklinde bir uygulamanın devamından yanalar. Garip bir yaklaşımdır. Biz de uzlaşı sağlayamadığımız için kıdem tazminatı fonuna maalesef geçememiş bulunuyoruz."

Maden işçilerinin haftada bir gün değil iki gün izin yapma talepleri olduğu ifadelerine de değinen Çelik, düzenlemeyle çalışma saatlerini düşürdüklerini, madende çalışanların daha çok gün ışığından yararlanması imkanının sağlandığını ifade etti.

Çelik, haftalık çalışma süresinin 45 saatten 36 saate düşürüldüğünde bunun haftada 6 gün ve günde 6 saat çalışma şeklinde ortaya çıktığını belirterek, bu konuda ciddi bir itirazın gelmediğini kaydetti. Çelik, "Ama '7,5 saat çalışalım ve 2 gün tatil yapalım' şeklinde bir yaklaşım yönetim açısından, bizim için bir olumsuzluk teşkil etmiyor. Yerin altında 6 saat 6 gün haftada da 36 saat çalışma konusunda bir mutabakat oluştu ve yasada yerini aldı. Ancak süreç içinde, görüşmeler esnasında değerlendirmelerimizi yapabiliriz" dedi.

-"Saygı dairesi dışındaki davranışa misliyle karşılık vereceğim"-

Tasarı üzerinde söz alan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, kürsüye, Soma'daki maden kazasında yaşamını yitiren 301 madencinin isimlerinin yer aldığı afişi asarak konuşma yaptı. Çam, Soma'daki facianın "geliyorum" dediğini ancak bir önlem alınmadığını ifade etti.

TBMM Başkanvekili Meral Akşener, MHP'nin, tasarının 1. maddesi üzerinde verdiği değişiklik önergesinin 500 kelimeyi aşması nedeniyle, önergenin özetinin okunacağını söyledi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın bu karara itiraz etmesi üzerine usul tartışması açıldı.

Vural, tasarının adının uzunluğu nedeniyle önergenin 500 kelimeyi aştığını belirterek, başlığın önergeye dahil edilemeyeceğini söyledi. AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın ise İçtüzüğe göre başlığın da önergeye dahil olduğunu ifade etti.

Meral Akşener, tutumunda bir değişiklik olmadığını, önergenin özetinin okunacağını söyledi.

Akşener, daha sonra, birleşim süresi içinde, bazı milletvekillerinin kendisi ile olan diyaloglarına dikkati çekerek, "Meclis'te son derece dikkatli bir dil kullanmama rağmen, hepinize ayrı ayrı saygılı bir şekilde davranmaya gayret etmeme rağmen, 8 yıldır da hiç kimseye 'sen' diye hitap etmeden, hiç emir kipi kullanmadan bu Meclis'i yönetmeye gayret etmiş bir şahıs olarak iki gündür, şahsımı hedef alan her türlü sözü, davranışı, parmak sallamayı, emir kipini şahıslara iade ediyorum. Şu andan itibaren her türlü saygı dairesi dışındaki davranışa misliyle karşılık vereceğimi de ifade etmek istiyorum" dedi.

Meclis Başkanvekili Meral Akşener, konuşmasının ardından birleşime ara verdi. Aradan sonra komisyonun yerine almaması üzerine Akşener, bugün saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapattı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber