Bir otobüs yolculuğunun olmazsa olmazı 15 şey

Türkiye, yaz aylarında tatile hücum eden bir çalışan nüfusa sahip. Kimimiz yaza denk gelen bayram sebebiyle çoktan gidip geldik, kimimiz gitmeye gün sayıyoruz. Ancak bir çoğumuz bu yolculuğu otobüslerle yapıyoruz ve her yolculukta illa ki aşağıdaki maddelerden biriyle karşılaşıyoruz. İşte bir otobüs yolculuğunda olmazsa olmaz 15 şey!

Kaynak : Radikal
Haber Giriş : 20 Ağustos 2014 15:52, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bir otobüs yolculuğunun olmazsa olmazı 15 şey

Tatil programınızı yaptınız, gittiniz otobüs biletinizi aldınız, seyahat günü otobüsünüze bindiniz buraya kadar her şey normal. Ancak sonrası bambaşka bir macera bambaşka bir alem. Sizlere Türkiye 'de şehirler arası otobüs yolculuğu yapmış herkesin altına imza atacağı bir liste

1.Beklenen yolcu

O yolcu ki daha ilk dakikasından aşacağımız onlarca kilometreyi bize dar eder. O yolcu ki zalımların en zalımı, gözü kör olasıca bir insan evladıdır. Yahu zaten hareket saati 00:00, önümüzde 10 saat yol var, ayaklarımız şişecek patlıcan misali olacak, bir de seni mi bekleyeceğiz kardeşim? Ha geldi ha gelecek derken nereden baksanız yolculuk süresini kafadan yarım saat uzatır bu tipler. Uyursunuz daha yolculuk başlamadan. İşin sinir bozucu tarafı, biz o kadar geciksek otobüs beklemez gider, sanki bu beklenen paşa torunudur da otobüs kalkmaz o gelmeden.

2.Yatırılan koltuk eziyeti

Biz yatırsak arkamızdaki kıyametleri koparır, önümüzdeki yatırsa susarız efendiliğimizden saygımızdan... Ama değişmez bir gerçek var ki, yatırılan koltuk yolcunun yolcuya ettiği zulümden başka bir şey değildir. Ha en öndeki bu mevzudan sıyrılıyor sanmayın. O da karşıdan gelen araçların far ışıklarıyla tebelleş olur, bacaklarını uzatamaz iki büklüm olur. Zincirleme bir eziyet reaksiyonudur yatırılan koltuk, ihale de arka dörtlüye kalır her zaman.

3.Dinlenme tesisinin yarattığı hayal kırıklığı

Dinlenme tesisi bir otobüs yolculuğunun kaderini belirleyen noktadır. Dinlenme tesisine geç ulaşan nice otobüste yolcuların çıkardıkları eylem sonucu can veren şoför ve muavinler vardır bu ülkede. Zamanında tesise ulaşan otobüsün yolcularının da tuzu her daim kuru olmaz. Yemekler güzel olmaz, tuvalet pis olur, oturacak yer olmaz... Tuvalet güzel olsa bu sefer de ücretli olur lanet olasıca! Bir de tüm bunlar yetmezmiş gibi "Otobüsü kaçırdık mı?" stresi bonusu olur mevzunun.

4.Ağlayan bebek

Bir otobüs yolculuğunun tüm kaderi bir bebeğin "Inga" sına bağlıdır. O bebek ağlamaya başladı mı, bil ki o yol bitmez arkadaş. Yanında kulak tıpası getiren, kulaklıkla son ses müzik dinleyen yolcuların dışında hemen herkes telef olur. Hele ki bir otobüste birden fazla ağlayan bebek varsa, inin aşağı dağ başında sizi ayılar yesin daha iyi. Ölmekten beterdir otobüste ağlayan bebekle imtihan edilmek.

5.Yolculuk nereye?

Bir de çenesi her an düşmeye müsait yolcular vardır ya, kafası muhabbet üzerine çalışır bunların. Bir ütopyaları vardır, herkesin yolculuk boyunca konuşmaya muhtaç olduğu. Onlar için yolculukta konuşmak bir örf, adet, gelenek, görenek, töredir... Canınız sıkılsa iki lafın belini kıracak adam bulamazsınız, 12 saat kesintisiz uyumak istediğiniz bir yolculukta yanınızda bitiverir gevezelikte ihtisas yapmış bir vatan evladı.

6.Kokan ayak

Bir de yolculuğa inatla ayakkabı ile çıkıp, o ayaklar iyice piştikten sonra ayakkabılarını çıkartan vatandaşlar vardır. Yahu kardeşim madem çıkartacaksın, terlikle bin şu araca kimse hor görmez. En azından peynirli cips gibi kokan ayaklarınla kimseyi boğmamış olursun. Ozon tabakası düşmanıdır bunlar.

7.Memnuniyetsiz yolcu

Her otobüste adeta kadrolu bir gereğinden fazla bilinçli tüketici bulunur. Her şeyden memnuniyetsizlik yaratır bunlar. Koltuğunu beğenmez, klimalardan şikayet eder, şoförün sürüşünü beğenmez, muavinle tartışıp durur, otobüste internet hizmeti yoksa laf sokar. Gerçi internet hizmeti olup da üstüne diz üstü bilgisayar isteyen yolcular da gördü bu gözler de, ibretlik vakadır diye üstünde durmuyoruz... Yahu kardeşim sonuçta bu bir otobüs, fazlasını beklemeyip mevcut olanla idare edeceksin. Muavin de şoför de ömrünü yollarda tüketmiş birer insan evladı, şimdi sana İngiliz kraliyet uşağı gibi hizmet veremezler ki? Alt tarafı 7 saatlik bir yolculuk, dön sırtını uyu gitsin, sıkıntı yaratıp milletin rahatını bozmanın ne alemi var?

8.Atarlı şoför

Şoför yolculuğun demirbaşı sonuçta, en önemli adam koca otobüs içerisinde. Bavul kaybolur otobüs gider, klima bozulur otobüs gider, yolculara bir şey olur otobüs gider, muavin ölür otobüs yine gider. Ama şoföre bir şey olursa o otobüs gitmez arkadaş. Kaptan sonuçta adam. Bu kadar kıymetli biri olmasına karşın, bir çok şoför makamının ağırlığını kaldıramaz yolculuklarda. Genelde muavinle uğraşırlar, muavin bulamazsa önde oturan yolcularla uğraşırlar, kimseyi bulamazlarsa yoldaki araçlarla uğraşırlar. Işık hızıyla gidip yürekleri ağızlara getirirler, yolcunun inmek istediği bölgede "Orada durmam" derler, dinlenme tesisinde 30 dakikalık molanın 25. dakikasında "Haydi gidiyoruz" derler. Zordur atarlı bir şoförle yolculuk etmek, o çileyi çeken bilir. Öfkeyle kalkanın zararla oturması misali bu tarz kaptanların da yolculuğu bir kazayla sonlandırmaları muhtemeldir.

9.Midesi bozulan yolcu

Her yolculukta da illa bir yolcunun bağırsakları arıza çıkarır. Kimi zaman o yolcu biz de olabiliriz, çünkü piyango gibidir "cırcır" kime vuracağı belli olmaz. Sanırsınız kura çekerler biletler alındığında, kimin motoru bozacağını baştan belirlerler. Eğer sizin bağırsaklarda asayiş berkemalse, etrafınıza bakın illa yüzü bembeyaz olmuş boncuk boncuk terleyen birini görürsünüz. Midesi bozulan yolcular, dinlenme tesisi veya feribot hasretiyle yanar tutuşurlar. Kimi zaman da yalvar yakar şoförü bir benzincide durmaya ikna ederler. Ama en kötüsü ihaleyi otobüsün içinde patlatan yolculardır, o ihalenin patladığı otobüsten artık hayır da gelmez. Şoför yolculuk sonunda ateşe verir otobüsü.

10.Bozuk kulaklık

Eskiden kulaklık sadece yanında kendi müzik oynatıcısı olanların lüksü bir nimetti. Zaman içerisinde gelişen teknoloji sayesinde, otobüslerde bireysel ekran ve kulaklık hizmeti verilmeye başlandı. Bir çok yolcu da otobüslerde dağıtılan kulaklığa bel bağlayarak kendi kulaklığını evde bırakır oldu. İşte bozuk kulaklık eziyeti o zaman başladı. Size hiç olmadıysa bilin ki şanslıların en şanslısısınız. Bozuk kulaklık sahibi yolcu, toplumdan dışlanan, ezik silik bir insan evladıdır, o konuma düşmemek de tüm yolcuların yegane duası.

11.Daha kötüsü bozuk ekran

Kulaklık sağlam çıkınca derin bir nefes alıp kenara da çekilmeyin. Ya ekran bozuksa? Eskiden ne güzel herkes ortak ekrandan aynı şeyi izlerdi değil mi? Ama şimdi yok öyle kahvehane tarzı otobüs. Herkesin kendi ekranı var, kimisi dokunmatik kimisi tuş takımlı. Ekranınızın modeli nasıl olursa olsun, yeter ki çalışıyor olsun. Yoksa yandı gülünüz keten helvanız. Bütün yolculuk boyunca siyah ekrana bakar durursunuz, ama belki de böylesi daha hayırlıdır. Pencereden dışarı bakmayı akıl etmiş olursunuz, az biraz memleket yüzü görürsünüz.

12.Telefon müptelası yolcu

Bir otobüste daha şoför marşa basmadan internet şifresi isteyen bir yolcu varsa bilin ki o kişiye kablosuz internet hizmeti yetmeyecektir. Bütün yol boyunca sevgilisiyle mesajlaşıp sonra kavga edecek, kavgayı çözmek amacıyla onu arayacak ve dırdırıyla yolculuğu herkesin burnundan getirecektir. Kabahat bu tip yolcuları görmezden gelip otobüslerdeki telefon yasağını kaldıran zihniyettedir zaten.

13.Perde meselesi

Otobüslerde perdeler de uğruna kavga çıkarılan meselelerden birine dönüşür. Otobüslerde hangi zalım tasarlamışsa perdeler iki koltuğun baktığı camın tam ortasında durur. Öndeki çeker kendi perdesi sanıp, arkadaki çekiştirir perdeyi sahiplenip... Perdenin hangi koltuğun perdesi olduğu bir türlü sulh ile çözülemez. Hayatı boyunca her şeye karşı sessiz kalmış insanlar bile, bir perde için önündeki arkasındaki yolcuyu gırtlaklayıverir.

14.Bozuk klima

Kimi zaman birey birey, kimi zaman da bütün yolcuları aynı anda vurabilen bir faktördür bozuk klima. Tepenizdeki ufacık bir pervane hayatı size dar edebilir. Ya çok çalışır, ya hiç çalışmaz iki türlü de eziyetlerin en büyüğüdür. Ancak otobüsün bütün klima sisteminde arıza varsa, vay halinize! Yaz gününde yakar kavurur, kış günü saçak saçak buz etkisi yaratır.

15.Yolculuğumuzun efendisi: Muavin

Kambersiz düğün olmayacağı gibi muavinsiz de otobüs yolculuğu olmaz. Nerede ineceğinizden tutun, kırılacak eşya olan bavulunuzun yerinin sağlama alınmasına kadar her şey muavine emanettir. Tüm bunların yanında çay kahve servisi de cabasıdır. Beceriksiz bir muavin otobüse takla attırıp, şarampolden yuvarlamış kadar hasar verebilir. Ancak işinin ehli bir muavin sizi otobüs yolculuğunun müptelası yapar, damaklarda yerleşik hayata geçen bir tat bırakır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber