Abdullah Gül, BM Genel Sekreteri mi olacak?

Kaynak : Takvim
Haber Giriş : 01 Eylül 2014 10:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Abdullah Gül, BM Genel Sekreteri mi olacak?

Ergün Diler

Uzun zaman sonra iyi bir tatil yapabildim! Program için İstanbul'a gelip gitsem de hiçbir şey keyfimi kaçırmayı başaramadı! Plan yapmadan çıktığım tatil inanılmaz heyecanlı geçti! Kendimi tam EGE'ye atmışken uzun zamandır ortalarda görünmeyen FÖTR ŞAPKALI dostum haber gönderdi! "Birkaç saatini ayırıp yanıma gelirse çok mutlu olurum" mesajına kayıtsız kalamadım! Feribotla istediği istikamete yöneldim! Bir saat içinde RODOS'taydım! Bir arkadaşı yerleştiğim otele geldi! Gideceğim adresi elime tutuşturdu! Bavulları bıraktıktan hemen sonra ayağımda terlikle yaya olarak eski şehrin yolunu tuttum! Tarif üzerine ŞÖVALYELER Caddesi'nin başına gelip uzun uzun baktım! Tarih gözümün önünden akıp gidiyordu! Yürümeye başladım! Kalabalığın aksine ilerliyordum!

934 adımla yolun sonuna gelebildim!

Nefes nefeseydim! Neden acele ettiğimi bilmiyor ama çok hızlı adım atıyordum!

Yolun sonunda, üzerinde kemeri bulunan bir meydan beni karşıladı! Hemen sola döndüm! MUHTEŞEM SÜLEYMANİYE CAMİİ'nin önüne geldim! Güneş tepemde, ne yapacağımı bilemez bir haldeydim! Ter içinde şaşkın bakışlarla caminin etrafında dostumu arıyordum! Tam aksi istikametten, Nicos Takis otelinden bir genç gelip adımı sordu! Daha "Evet!" diyemeden "Buyurun efendim beni takip edin lütfen!"dedi!

Öyle yaptım!

Zayıf, ince-uzun Rodoslu genci takip ederek iki katlı gizemli otelin lobisine girdim! Uzun zamandır kayıp olan dostum beyaz fötr şapkası, keten beyaz gömleği ve pantolonu ile karşımdaydı!

Beyaz asası her zamankinden daha parlaktı! Kendisinden önce onu gördüm!

Sarıldık! Etrafta oturacak bir yer yoktu! İçeri geçtik! Koluma girip benim için özel yaptırdığını söylediği naneli limonatayı ikram etti! Ben nabzımın normale dönmesini beklerken "Seni ihmal ettim! Sen de beni bulmak için çok çaba harcamadım!" diyerek söze girdi!

Aramış ama ulaşamamıştım! Bunu tartışmanın anlamlı olmadığını düşündüm! "Ülke fırtınalardan geçerken kayıptınız" diye karşılık verdim! "Haklısın" dedikten sonra elindeki buz gibi limonata bardağını bırakıp "İstersen görüşemediğimiz zamanı bir masaya yatıralım!" teklifi yaptı!

Zaten bu nedenle nefes nefeseydim! Loş ışıklı bir salonun içine geçtik! Koca bir masa ve üzerinde Ortadoğu haritası büyütülmüş haliyle önümüzdeydi!

Dayanamadım, sordum!

IŞİD nedir? Kim bu adamlar? Neden Türkler'i rehin tutuyorlar?

Haritayı görünce bunu soracağını düşündüm zaten! Haklısın, herkesin cevap beklediği konu bu!

Bütün Türkiye bunun cevabını bekliyor!

Yazdın daha önce, okudum!

Haklıydın! IŞİD'i David Petraeus kurdu!

Örgüt parçalı bir yapıya sahip de olsa en büyük güç BAĞDADİ'nin başında olduğu grubun elinde! Yani Petraeus'un dediği oluyor! Bunun yanında bir de İngiltereİsrail ortak yapımı IŞİD devreye girdi!

Bunlar kaos için olmadık işler yapıyor!

Evet, o işleri duyabilir miyim?

İngiltere-İsrail grubu dışında bir de İslam Devleti kurmak için ortada olanlar var! Herkes başka başka çıkarların peşinde! İngiliz-İsrail ortak yapımı bölgede şiddeti tırmandırmak için çalışıyor! Unutma eğer kaos olmazsa Türkiye başrol oyuncu olur! Bunu biliyorlar! Bu nedenle ortalığı karıştırmak adına her şeyi yapıyorlar!

Ne yapıyorlar?

Mesela bu ortak yapı, yani İngiltere-İsrail bloku Esad'ı koltuğunda tutmak için bir MERKEZ kurdu! Bu merkez Esad'ın bütün ihtiyaçlarını karşılıyor! Neye gerek duyuyorsa hemen yerine getiriliyor! Esad bu durumdan çok memnun değil!

Yakın bir dostuna "Başka ülkeler için ayakta olduğumun farkındayım! Ama çocuklarım ve eşim için buna mecburum" diye dert yandı! Ancak orada uzun süre olamayacağını biliyor! Umutsuz bir saltanat içinde!

IŞİD'e dönelim!

Esad'ın, Maliki'nin, Barzani'nin, Talabani'nin, Fuad Masum'un IŞİD için hiçbir değeri yok. Aldıkları emirleri uygularlar. Yarın Peşmerge'nin yanında da savaşabilirler. Günün dengesi önemli.

Tamam ama vatandaşlarımız bu adamların elinde! Siz ne yapıyorsunuz?

49 Türk ilk günden beri Petraeus'un elinde! Bizle inanılmaz pazarlıklar peşindeler! Kuzey Irak'la yapılan petrol anlaşmaları ve bunun saat gibi işlemesi bu adamları çıldırttı! Türkiye'nin petrolde büyük kartı çekmesi ABD'deki bazı lobileri çileden çıkardı!

Peki, rehinelerle ilgili bir şey yapıldı mı?

Pazarlığı uzun zamana yaymak istedik!

Ama bunun yanında da önemli işler yaptık!

Nasıl yani?

İki kez rehinelerin tutulduğu yeri ablukaya aldık! Operasyon için bütün denklemler tamamdı! An meselesiydi!

Ancak son anda birkaç vatandaşımızın zarar görebileceğini hesap edip vazgeçtik! Kimsenin burnu kanamasın diye durduk! Ama yüzde 15 zayiyatı göze alsak ne IŞİD kalırdı, ne Petraeus'un adamları!

Petraeus'u anladık! Bunu defalarca yazdım! Peki Başkan Obama ne yapıyor? Hiç çabası yok mu?

Başkan Obama, Petraeus'un yaptığı işlerden çok rahatsız! Ama hamle yapmakta zorlandığı da bir gerçek!

Ya Biden?

Joe Biden, Ortadoğu'yu en iyi bilen birkaç Amerikalı'dan biridir! Daha önce bölgede en önemli aktörün Barzani olduğunu ve sadece onunla anlaşmalarının yeterli olduğunu söylediğinde Oval Ofis'te Obama'nın danışmanları ona karşı çıktı. 3 danışman da şu anda işsiz! Çünkü hata yaptılar!

Peki Barzani?

Barzani, ABD tarafından Maliki'ye tercih edildiği için kırgın. Biden, bunu çözmeye çalışıyor. Ancak şu aşamada Barzani, Türkiye'ye sırtını dönemez. Bu çok büyük bir risk. IŞİD'in neden Peşmerge üzerine yoğunlaştığına bu açıdan bak! Kaldı ki Biden ile Petraeus akrabadır! Kimse bilmez ama kan bağı vardır aralarında! Aralarındaki sadece dostluk değil anlayacağın!

Peki açılım, barış süreci ne durumda! Hangi dengeler üzerinden gidiyor?

Öcalan'la Barzani birbirlerini hiç sevmez. Ancak birbirleriyle çatışırlarsa, her ikisi de zarar görür. Bunu çok iyi biliyorlar. Biz, bu iki düşman kardeşi orta noktada buluşturduk. Ancak hala bölgede sorunun giderilmemesi için çalışan bir kanat var. Hem PKK içinde hem de PKK dışında.

Çok merak ediyorum! Obama, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçildiğini duyunca ne hissetti?

Sana bu konuda net bilgi vermemi ister misin!

Bu nedenle soruyorum zaten!

Başkan Obama seçimden önceki günün ortasında tam öğle yemeğindeyken tahmini sonuçları aldı ve gülümsedi! Önüne gelen notta Erdoğan'ın YÜZDE 52 ile kazandığı yazıyordu! Çok mutlu oldu! Uzun zamandır en keyif aldığı öğle yemeği oydu!

Demek ABD memnun öyle mi?

Elbette HAYIR! ABD değil Obama mutlu! Etkili bir grup Erdoğan'ın birinci turda seçilmemesini istiyordu! Bu çok önemliydi! Hazırlıklar da yapılmıştı!

Washington'da Obama'dan başka sevinen var elbette ama üzülen daha çok!

Neden üzülüyorlar ki?

Obama üzerinde hep "Türkiye'de BAŞKAN varken neden BAŞBAKANLA görüşüyorsunuz!" diye baskı yapılıyordu! Eleştiriler bu yöndeydi!

Erdoğan'la bir süre ilişkileri koptu! Ama dostlukları asla zarar görmedi! Bu arada Türkiye'den ve ABD'den birileri araya girip Abdullah Bey'le daha sık görüşmesini istedi! Başkan bu teklife pek sıcak bakmadı! Abdullah Bey'in iki girişimine bu nedenle yanıt vermedi!

Obama, muhaliflere "Benim dediğim olmuyorsa, sizinki de olmayacak" mesajı verdi. Şimdi kendilerini eleştirenlere cevap olarak BAŞKANLA görüşüyor!

Obama'nın Abdullah Bey'e bakışı nasıldı?

Başkan Obama, Abdullah Gül'ü 2016'da Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri olarak görüyordu! Rusya ve Çin'i bile ikna etti! Ama içerideki Neo-Con'lar kazan kaldırdı! Mücadele sürüyor! Sonuç için şimdiden bir şey söylemek zor! Müslüman bir ismin BM Genel Sekreteri olması devrimdir!

Bakalım bu rüya gerçekleşecek mi? Eğer Abdullah Bey aday gösterilirse kesinlikle kazanacaktır! Biraz beklemek şart!

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber