Bozkır: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

Yeni Türkiye AB'ye tam üyelik için emin adımlarla yürümeye devam ediyor. Hedefte algıyla olguyu buluşturmak var. Siyasi reform ayağıyla da müzakereler 3 ayakta toplanacak.

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 20 Eylül 2014 07:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bozkır: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

HATİCE KILIÇ - BRÜKSEL

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, yeni Türkiye ve müzakerelerde izlenecek yolu AKŞAM'a anlattı. AB'ye üyelik müzakereleri için 2019'a kadar uzun vadeli bir hedef belirlediklerini söyleyen Bakan Bozkır, "Türkiye'nin yeni AB stratejisinin altında üç ayak var. Bunlar masayı tutan üç ayaktır. Biri olmadığı taktirde masa devrilir" dedi.

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, müzakerelerdeki yeni Türkiye stratejilerini şöyle anlattı;

AB üyelik müzakereleri için 2019'a kadar uzun vadeli bir hedef koydu Ankara. Yeni Türkiye'nin "Yeni AB süreci" diyebilir miyiz buna?

Müzakerelere giden yolda Türkiye çok önemli siyasi reformlar gerçekleştirdi. Yeni Cumhurbaşkanı, yeni Başbakan, yeni Genel Başkan, yani yeni Türkiye'nin verdiği mesaj çok önemli. Avrupa Birliği'nin yapısında da çok önemli bir değişiklik oldu. Avrupa Parlamentosu yenilendi. Yarısından fazlası değişti. Komisyon ve Konsey Başkanları değişti. Yani orada da bir yapılaşma var. Yönlendirme, algılama farklılıkları var yeni yapılanmada. Böyle bir anda Türkiye güçlü bir şekilde "Ben AB üyeliğini stratejik bir hedef olarak benimsiyorum. Üzerime düşen her şeyi yapacağım" demesi güçlü bir mesaj. Zamanlı bir mesaj. Avrupa Birliği'nin bu mesajı gördüğünü hissediyorum.

Yeni AB stratejisinde iki kritik ayak siyasal strateji ve algı süreci. Batı dünyasının ezberci ve ön yargılı yaklaşım alışkanlığını nasıl kıracağız?

Algı ile olgunun buluşmasını sağlayacağız. Bunun için olguyu iyi anlatmamız gerekiyor. Olguyu iyi anlattığımız takdirde ve hemen anlattığımız taktirde olguyla ilgili yanlış bir algının oluşmasını daha kolay önleriz. Sürekli konuşmamız lazım, sürekli bilgi vermemiz lazım. Sorunları tartışmamız lazım ki iki taraf da bu yolu birlikte gitmeye karar versinler. İlerleme raporları için mekanizma kurduk. 8 ekimde açıklanacak ilerleme raporu için müsteşarımız burada ve çok yoğun temaslarda bulunacak. İlerleme raporu doğru bilgilere bakarak çıkacak. Eğer biz bu bilgileri vermezsek o zaman kendi kaynaklarından yanlış olabilecek bilgileri alıyorlar. Keza bizim yeni stratejimizdeki ana unsur bu. Hem Türkiye hem AB'deki bakışı doğru resmin üzerine çekebilmek.

Yeni stratejideki 'siyasi reform' ayağı, nasıl bir sürece gireceğimizin habercisi?

Türkiye'nin yeni AB stratejisinin altında üç ayak var. Bu üç ayak masayı tutan üç ayaktır. Biri olmadığı taktirde masa devrilir. Bu nedenle üç ayağı şu şekilde saptadık. Birincisi, siyasi reformların devamı. En önemli ayak bu bence. Bunun için Türkiye reformlarını devam ettirecek. Müzakereleri, reformları tamamladığı için açmış bir ülke olarak biz Kopenhag siyasi Kriterleri'ne, o günkü tabirle, yeterince uymuş bir ülke olmaktan tamamen uymuş bir ülkeye doğru giden yolda küçük farkı kapatmaya çalışacağız. Bunun için Reform İzleme Grubu yeni ve etkin yapısıyla devreye girecek. Yasaları yapma, Meclis'ten geçirme, uygulama ve hayata geçirme. Reform İzleme Grubu temel faktör olarak burada görev yapacak. İkincisi müktesebata uyum. Önce 2015 itibarıyla sonra 2019 itibarıyla, hangi kanunlar ve düzenlemeler çıkacak, kime ne görev düşecek? Bunların hepsi kasım ayında yazılı bir kitapçık şeklinde ulusal eylem planı olarak açıklanacak. Üçüncü ayak ise bahsettiğimiz algı süreci.

AB üyelik süreci, çelişkilerle mücadele şeklinde mi yürüyecek?

Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada dünyanın en kritik krizleri yaşanıyor. Ve çözülmediği takdirde bütün dünyaya yayılabilir. Bütün bu coğrafyaya baktığımızda tek bir ülke var; siyasi istikrarını 12 senedir muhafaza etmiş, ekonomik istikrarını geliştirmiş, demokraside çok daha ileri bir noktaya gelmiş ve önümüzdeki süreçte, 2023'e kadar belki, istikrarını devam ettireceği görüntüsü veren Türkiye. Böyle bir noktada AB'nin bundan ferahlık duyması gerekiyor.

Büyük resmi görmelerini sağlamak için ne yapacağız?

Barış süreci önemli bir adımdır. Önemli bir siyasi karardır. Başarıya ulaşmaya doğru giden, örnek teşkil edecek bir süreçtir. Türkiye ne yapıp edip bunun başarıya ulaşması için çalışacaktır.

Avrupa'da ekonomik sıkıntı yaşandı, işsizlik çok arttı. İnsanların geleceğe umudunu olumsuz etkiledi. Böyle anlarda radikal görüşler ortaya çıkar. Bunlar kalıcıdır demek için çok daha erken.

Türkiye'ye ihtiyaçları var

Irak, Suriye ve buradaki IŞİD sorunu süreci nasıl etkileyebilir?

AB süreciyle doğrudan ilgili değil ama bütün dünyayı, Avrupa'yı tehdit altında tutan gelişmelerin olması AB'nin Türkiye'ye olan ihtiyacını artırıyor. Türkiye ile işbirliğinin önemi daha çok ortaya çıkıyor. Ve Türkiye'nin böyle bir ortamda istikrar ve demokrasi içinde kalmasının önemi ortaya çıkıyor.

Kaç yıl içinde AB'ye doğru gittiğimizi günlük yaşantımızda hissetmeye başlayacağız?

AB üyeliği için ben tarih vermeyi hiç bir zaman doğru bulmadım. Çünkü dengi dengine geldiğinde yarın da üye olabiliriz. Dengi dengine gelmediğinde daha yıllarca da sürebilir. Türkiye'yi üye olma noktasına getirmeye çalışıyoruz. AB'nin 6. en büyük ekonomisiyiz. Gümrük Birliği'ne, AB'ye üye olmadan başlayan tek ülkeyiz. Bütün bu fasıllar itibariyle pek çok Avrupa ülkesinden ileridedir. Kamuoyu yoklamalarına baktığımızda AB'ye destek yüzde 55'in altına düşmedi. AB'ye karşı olanların sayısı yüzde 10'un altında. Kararsızları da biz çok yakında bu yeni stratejimizle etkileyeceğiz. Eylem planımızdaki üçüncü ayak da iletişim stratejisi. Türkiye'nin AB'ye, AB'nin de Türkiye'ye bakışını etkileyecek süreç.

Türkiye genç bir nüfus, yüzde 40'ı 25 yaşın altında. Türkiye cazibe merkezi olduğu için Avrupa Birliği ülkelerinden Türkiye'ye geliş daha fazla olacak. O zaman belki biz kapıyı kapatacağız diyorum.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber