Kalıcı barış için yoğun çaba harcıyoruz

Başbakan Davutoğlu, "İç ve dış birçok provokasyona rağmen Türkiye içinde kalıcı barışı temin etmek için ne yoğun çabalar sarfettiğimize herkes şahittir" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Kasım 2014 21:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kalıcı barış için yoğun çaba harcıyoruz

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çözüm Süreci gibi önemli süreçlerde başarıyı isteyen aktörler olduğu kadar, başarısızlığa oynayan ve başarısızlığı tahrik eden aktörler de bulunduğuna dikkati çekerek "Bu tür süreçler de onlarca yıldır birikmiş yaraların konuşulduğu süreçler olduğu için aynı zamanda herkesin soğukkanlı yürütmesi gereken süreçler dedi.

Davutoğlu, Şanlıurfada sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya geldi.

Ortadoğudaki büyük değişim sürecinde asıl tarihin yaşandığını ve tarihi yazmaya çalıştıklarını ifade eden Davutoğlu, tarihin yazılmasını sağlayan temel hususun "ortak irade sergileyecek psikolojik ortam" olduğunu söyledi.

Ortak kader bağlarını kaybetmiş, ortak vatandaşlık bağları zayıflamış, aynı şehirde, aynı köyde yaşama kültürünü kaybetmiş ülkelerdeki son derece trajik tabloların her gün gözler önüne serildiği anlatan Davutoğlu, bugün Suruçtaki Kobaniden gelen sığınmacıları ziyaret ettiğini ve orada doğan 3 kız çocuğuna AFADa duyulan minnetin göstergesi olarak Afad adının verildiğini kaydetti.

Davutoğlu, Harran, Akçakale, Viranşehir, Hatay ve Osmaniyedeki kampların da ziyaret edilmesi halinde Suriyeden gelen Arap, Türkmen, Süryani ve birçok farklı kökenden insanları görme imkanının bulunabileceğini belirterek, şöyle devam etti:

"5 sene önce Suriyeye gittiğimizde bu kardeşlerimiz aynı toplumsal çerçevede yaşıyorlardı, şehirleri paylaşıyorlardı, sokakları paylaşıyorlardı ve bir şekilde ortak bir gelecek perspektifinden bakıyorlardı. Ben Suriyeye son 3 yıl hariç 12 yılda 62 kez gitmişim. Barışçı bir toplumdu. Çok köklü bir geçmişi vardı, bütün şehirlerin. Özellikle Şamın, Halepin hepimizin şahit olduğu bir geçmişi vardı ve sokaklarda birçok farklı kökenden kardeşlerimiz barış içinde yaşıyordu ama bugün baktığımızda toplumun nasıl parçalandığını, şehirlerin, mahallelerin nasıl dağıldığını, ailelerin nasıl karşılıklı düşmanlar haline geldiğini hep beraber acıyla müşahede ediyoruz. Buradaki en temel husus bu ortak psikolojiyi kaybetmiş olmaları."

Başbakan Davutoğlu, geçen hafta Bağdat ve Erbili ziyaret ettiğini, Suriyeye gidemese de Suriyelilerle ilgili müşahede ettikleriyle bu ülkelerde gördüklerinden, tarihi bir kritik aşamada olunduğunu ifade edebilecek bir resim çizme imkanı bulabileceğini anlattı.

Son 1 haftalık programında yurtdışında Bağdat ve Erbil, yurtiçinde de Patnos, Erzincan, Tunceliyi ziyaret ettiğini, bugün de Suruçta Kobaniden gelenlerle buluştuğunu bildiren Davutoğlu, 1 hafta içinde Kürt, Arap, Türkmen, Sünni, Şii her kesimden insanları görme imkanı bulduğunu dile getirdi.

"Türkiyede olup, Suriye ve Irakta olmayan ne vardı" diye sorulduğunda Türkiyedeki, toplantının yapıldığı salondaki psikolojik ortama dikkat çekmek gerektiğini belirten Başbakan Davutoğlu, "Suriye ve Irakta sarsılan temel şey: ortak kader bilinci ve bu ortak kader bilinci üzerinde inşa edilmesi gereken yeni siyasi yaklaşımların dayandığı psikolojik zemin diye konuştu.

"(Kerkük'e IŞİD saldırısı) Bugün bazı tedbirler alınması icap etti"

Toplantıya gelmeden önce Irak Başbakanı Haydar el-İbadi ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile telefonda görüştüğünü ifade eden Davutoğlu, "Kerkükteki durumla ilgili. Biliyorsunuz dün gece Kerkükte IŞİD saldırıları olağanüstü arttı, bunun üzerine bugün bazı tedbirler alınması icap etti" ifadesini kullandı.

Irakta ve Suriyede yaşayanların başları dara girdiğinde, "Gidilebilecek neresi var?" dediklerinde akıllarına Türkiyenin gelmesinin önemli olduğunu söyleyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kobaniden kaçanlar Hasekiye doğru yürümediler, Türkiyeye doğru yürüdüler. Biliyorlardı ki Haseki yolu problemli ama Türkiyeye girdiklerinde canları, malları emniyette olacak ya da Halepten gelen Arap, Türkmen, Kürt kardeşlerimiz başka yere yönelmediler, Türkiyeye yöneldiler. Irakta IŞİD saldırılarından kaçan Yezidiler, Türkmenler, Kürtler de yine Türkiyeye sığındılar. Türkiyenin sadece kendisi için değil, bölge için taşıdığı önem var. Türkiyedeki demokratik sistemin sadece Türkiye için değil, bölge için bir anlam ifade etmesinin taşıdığını önem var. Türkiyedeki kamu düzeni, sadece Türkiyede yaşayan vatandaşlarımız için değil, bölge halkları için de bir umut kaynağı olduğunu göstermek acısından önemli. Suriyeden kaçan Irakta bir hayat alanı bulamıyor, çünkü Iraktaki topraklarda kamu düzeni temin edilebilmiş değil. Gelip Irakta Kerküke sığınırsa veya Erbile, Sincar Dağları'nın eteklerine sığındığı zaman orada da tehlikeyle karşı karşıya. O zaman bizim hep beraber oturup bu tarihi muhasebeyi tekrar tekrar yapmamız lazım."

Başbakan Davutoğlu, bugün Şanlıurfada Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden bazılarıyla bir araya gelmesinin de önemli olduğuna işaret ederek, bir istişare masasında, özellikle Türkiyede Çözüm Süreci bağlamında atılması gerekenleri konuşmanın önemli olduğunu vurguladı. Çözüm Süreci gibi süreçlerin kolay yürümediğini belirten Davutoğlu, "Bu tür süreçlerde başarıyı isteyen aktörler olduğu kadar, başarısızlığa oynayan ve başarısızlığı tahrik eden aktörler de var. Bu tür süreçler de onlarca yıldır birikmiş yaraların konuşulduğu süreçler olduğu için aynı zamanda herkesin soğukkanlı yürütmesi gereken süreçler" değerlendirmesini yaptı.

Tunceli ziyaretinde Dersim olayları konusundaki, son derece insani ve vicdani hususlardaki, ifadelerinin nasıl yankı bulduğunu, ne tür tepkilerle karşılaştığını tüm kamuoyunun gördüğünü kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:

Dersimde yaşananları savunanlar ya da bunları unutalım diyenler, Dersim olayları etrafında muhasebe yapmak çağrısını neredeyse vatana ihanet olarak tanımlayanlar hep bu bir hafta içinde, 10 gün içinde gözlerimizin önünde oldu. Bizim yapmak istediğimiz şu: Acı varsa hepimizin acısı, yanlış varsa hepimizin yanlışı veya bu yanlış içinde ders alınması gereken hepimizin ortak bir gelecek arayışıdır. Bulunması gereken çözüm hepimizin çözümü. Sonunda bir çözüm oluştuğunda ülkede barış ve demokratik bir atmosfer yerleştiğinde bundan istifade edecek olan hepimiziz. Iraklı, Suriyeli başı dara düştüğünde Türkiyeye sığınmayı düşünüyor, peki Türkiyenin başı dara düştüğünde gidebileceği yeri var mı?

Bu topraklar asırlardır hepimizin mekanı oldu, bundan sonra da inşallah ebediyete kadar mekanı olacak. Burada dışarıda ve içerideki konjonktürden etkilenmeden gelecek vizyonuyla yola çıkan, hareket eden herkesin, devlet ve hükümet yetkilileri olarak bizlerin, sivil toplumu temsil eden taraflar olarak sizlerin, sosyal hayat içindeki her bir etkili kamuoyu önderinin bence sorumlulukları var. 62. Hükümeti kurar kurmaz ilk attığımız adımlardan biri, daha hükümet güven oyu almadan, Çözüm Süreci mekanizmasını kurmaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminden itibaren gelen süreci takip etmek ve bir an önce başarıya ulaştırma kararlılığımız var. Olağanüstü Kongrede de hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem de ben bunun en temel meselemiz olduğunu vurguladık. Çünkü son 12 yıl içinde yaşadıklarımızı biz biliyoruz. Şunu biz öğrendik 12 yıl içinde ne zaman bu ülkenin şu veya bu yarası sarılmaya kalkışıldığında mutlaka bir şekilde sabote ediliyor."

Başbakan Davutoğlu'na, bölge sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle yaptığı yemekte Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay da eşlik etti.

Yemeğe 11'i Diyarbakır'dan 25 sivil toplum kuruluşunun temsilcisi davet edilirken, farklı siyasi partilere yakınlığıyla bilinen sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de yemekte yer aldığı görüldü.

Başbakan Davutoğlu'nun, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin Çözüm Süreci'ne ilişkin değerlendirmelerini dinleyeceği öğrenildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber