Alemdaroğlu'nun yargılanmasının engellenmesi: Buna hangi siyaset karıştı
İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Alemdaroğlu, YÖK Başkanı
Teziç'in, "Başka şeyler de var ama onlar şimdi gündemimizde değil" kaydıyla,
"idare mahkemesi kararlarını uygulamamak" suçundan görevden alındı.
İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Prof. Kemal Alemdaroğlu'nun yolsuzluk
iddialarından yargılanmaktan, YÖK'ün izin vermemesi, Danıştay 1. Dairesi'nin de
bu kararı kabul ederek yargılamayı 3'e karşı 2 oyla reddetmesi ile kurtulduğu
ortaya çıktı. Oysa Danıştay'ın "YÖK kararının yargılamaya engel olmayacağı"
yönünde 10 ayrı kararı vardı ve bu durum, yargılamama kararına "şerh" koyan iki
üyece kayda geçirildi.
ALEMDAROĞLU SÜRECİ
Alemdaroğlu, önce üniversitedeki kadrolaşması ve itiraz eden öğretim üyelerini
uzaklaştırması, hatta bazı bölümleri kapatmasıyla gündeme geldi. Görevden aldığı
öğretim üyeleri idare mahkemelerinde açtıkları davaları kazandılar, ancak ya
yeniden görevden alınarak dava süreçleri uzatıldı ya da hiç göreve
başlatılmadılar. En bariz örnek, üniversite aleyhine açtığı 4 ayrı davayı
kazandığı halde mahkeme kararı uygulanmayan Prof. Dr. Tahsin Yeşildere'ydi.
2002'de, Alemdaroğlu'nun 5 anabilim dalını kapatması üzerine Kardiyoloji
Enstitüsü öğretim üyeleri, İstanbul 2. Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurarak
yürütmeyi durdurma kararı aldı. Ancak Alemdaroğlu bu bölümleri yeniden açmadı.
Şikayetler YÖK'e de ulaştı ancak Başkan Prof. Kemal Gürüz tarafından işleme
alınmadı.
Ayrıca, çeşitli birimlerde ve döner sermaye işletmesinde yolsuzluk iddiaları,
yine öğretim üyeleri tarafından sunulan belgelerle mahkemelere taşındı. Prof.
Dr. Celal Erçıkan, üniversitedeki çeşitli yolsuzluklarla ilgili belge ve
bilgileri dosyalayarak suç duyurusunda bulundu, ayrıca bu dosyaları,
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Adalet Bakanlığı, Sayıştay ve TBMM Başkanlığı'na
da iletti.
TEZİÇ GÖREVDEN ALDI
8 Aralık 2003'te ise YÖK Başkanlığı'na getirilen Prof. Dr. Erdoğan Teziç,
mahkeme kararlarını masasında buldu. 10 gün sonra da İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı'ndan gelen 19 Aralık 2003 tarihli, "Alemdaroğlu hakkında yargılama
izni" isteyen yazısı geldi.
YÖK, ilk konuyla ilgili işlemi 2 ay sonra başlattı ve 13 Şubat ve 3 Mart 2004'te
Alemdaroğlu'na "Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/1 maddesi uyarınca yargı
kararlarının uygulanmasını" isteyen iki yazı gönderdi. Alemdaroğlu bu uyarılara
da cevap vermedi. Çünkü daha önce Prof. Yeşildere hakkındaki 4 mahkeme
kararlarını uygulamamış, sonuçta bir yaptırımla da karşılaşmamıştı.
Ancak bu kez YÖK, 5 Eylül 2004'te, "yargı kararlarına uymadığı" gerekçesiyle
görevden alma kararı çıkardı ve gereği için Cumhurbaşkanı Sezer'e gönderdi.
Sezer de 22 Eylül 2004'te Alemdaroğlu'nu rektörlükten azletti.
İKİNCİ ADIM GELMEDİ
YÖK Başkanı Prof. Teziç'in, görevden alma kararını açıkladığı basın
toplantısında, "Başka şeyler de var. Ancak onlar şimdi gündemimizde değil"
ifadeleri dikkat çekmişti. Bu ifadeler, Teziç'in önüne giden yolsuzluk
iddialarıyla ilgili yargılama izni isteğiydi. Ancak YÖK, "azil" kararından bir
ay sonra 5 Ekim 2004'te, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na "soruşturmaya gerek
yok" cevabını bildirdi.
KARAR 2'YE 3 ALINDI
İdari mahkeme kararlarından sonra yolsuzluklarla ilgili işlem yapılacağını da
bekleyen Prof. Erçıkan, 19 Eylül 2005 tarihinde "YÖK'ün izin vermemesinin
yargılamaya engel olamayacağını" belirterek Danıştay'a başvurdu. Dört ay önce, 9
Mart 2006'da davayı sonuçlandıran Danıştay 1. Dairesi ise 2'ye karşı 3 oyla,
YÖK'ün "yargılamaya gerek yok" kararı üzerine "yargılama yapılamayacağı" yönünde
karar verdi.
Hukuk dersi ve YÖK eleştirisi
Karara karşı çıkan 1. Daire Başkanı Yılmaz Çimen ve üye Hüseyin Karakullukçu,
yazdıkları muhalefet şerhinde, hem Danıştay'ın "yargılama" yönündeki eski
kararlarını hatırlattılar hem de YÖK'ün hukuk dışı uygulamalarını vurguladılar.
Muhalefet şerhinde, şöyle denildi: "Bir suç işlendiğine dair şikayet ile
başlayan ceza soruşturmasına ilişkin işlemlerin yasalarda öngörülen usul ve
esaslar çerçevesinde sonuçlandırılmasının yetkisiz makamlarca ve yasada
öngörülen zorunlu usullere aykırı olarak önlenmesine olanak bulunmaması gerekir.
Ancak bu konuda 'soruşturma açılmamasına' ilişkin YÖK işleminin idari dava
konusu olabileceği gerekçesiyle Danıştay 8. Dairesi'nce verilmiş bozma
kararından bahisle ve fakat bu karar hakkında karar düzeltme isteminde
bulunulabileceği, temyizen incelenebildiği Danıştay İdari Dava Daireleri Genel
Kurulu'nun nabsıl bir karar vereceği belli olmadan, bu karara dayanılarak
Dairemizin istikrar bulmuş içtihadından farklı olarak itirazın incelemeksizin
reddi yolunda verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz."
Muhalefet şerhinde ayrıca YÖK'ün yargılanmasını engellediği 19 Mayıs
Üniversitesi Rektörü Ferit Bernay, 9 Eylül Üniversitesi Rektörü Emin Alıcı ve
Ankara Üniversitesi Rektörü Nusret Aras'a göndermeler da yer aldı. "Benzer 10
ayrı davada" YÖK'ün itirazına rağmen Danıştay'ın yargı yolunu açtığı vurgulanan
şerhte, şöyle denildi: "YÖK Başkanlığı'nın ve çeşitli üniversite rektörlerinin,
ciddi suç iddialarıyla ilgili olarak hiçbir soruşturma yapılmadan, yetiklili
kurullarca men-i muhakeme ya da lüzüm-u muhakeme kararları alınmadan, kimi
olaylarda da şikayet edilenin kendisi hakkında suç isnadları konusunda hiçbir
yasal soruşturmaya dayanmadan soruşturma açılmaması ya da şikayetin işleme
konulmaması yolunda aldıkları kararlar, yapılan itirazlar üzerine incelenmiş ve
bu kararların kaldırılarak yasada öngörülen izin prosedürünün işletilmesi için
dosyalar ilgili mecrilere gönderilmiş, dairemizin bu tür kararların bir kısmına
YÖK Başkanlığı tarafından yapılan düzenleme talepleri yine dairemizce
incelemeksizin reddedilmiştir."
Prof. Erçıkan vazgeçmiyor
Adı "Yolsuzlukla mücadele adamı"na çıkan Prof. Celal Erçıkan, Cumhurbaşkanlığı
başta olmak üzere devletin zirvesini tüm bildiklerinden haberdar etti. Erçıkan,
son olarak Sezer'in 3 Temmuz'da YÖK üyelerini Çankaya'ya daveti nedeniyle
"devletin zirvesine" bir ihbar mektubu gönderdi. Mektubuna, Danıştay 1.
Dairesi'nin verdiği kararı ve muhalefet şerhini de ekleyen Erçıkan, "Memleket
yalnız adalet ile ebedileşir ve adaletsizlikle yıkılır. Haktan adaletten
ayrılmadıkça hiçbir kavim zeval bulmaz" diye yazdı.
Yargılanması engelleniyor
Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, Alemdaroğlu'nun kendisi hakkında, "Eğitim ve
araştırma yeteneği yok" diye olumsuz sicil verdiğini, üniversitede bir bilimsel
demeç vermesi nedeniyle "üniversitenin yerini izinsiz kullanmak" gerekçesiyle
hakkında soruşturma açtığını, "üniversiteyi bilimsel yönden temsil edemez"
gerekçesiyle yurtdışındaki bir davete katılmasına izin verilmediğini, ayrıca
internet bağlantısının kesildiğini hatırlatarak, bu 4 konudan da idare
mahkemesine dava açıp, kazandığını anlattı. Prof. Yeşildere, "Veteriner
Fakültesi'nden emekli olduktan sonra internetimiz açıldı. Tüm davaları kazandım.
Ancak, Alemdaroğlu'nun verdiği cezalar dosyamdan düşmedi. YÖK dokunulmaz bir
konum halini almıştır. Alemdaroğlu'nun adalet karşısına çıkmasını engellemiştir.
YÖK savcılığa soruşturma izni vermemesinin gerekçesini açıklamalıdır" dedi.
yenişafak