Hastalık bana bulaşmaz demeyin önleminizi önceden alın

Kış kapıyı çaldı. Havalar gittikçe soğumaya başladı. Kış hastalıkları da özellikle kapalı ortamlarda yayılmaya başladı. İşte doktorlara başvuru nedenleri arasında ilk sıradaki hastalıklar ve korunma yolları...

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 22 Aralık 2014 07:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Hastalık bana bulaşmaz demeyin önleminizi önceden alın

    DİDEM SEYMEN

    Havaların giderek soğuduğu bu günlerden itibaren hastalıklar da kapımıza dayanacak. Peki bu hastalıklardan korunmak için neler yapmalıyız? Medipol Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Murat Karaman, kış hastalıklarından korunmanın yollarını anlattı:

    Öncelikle hastalıkları tanımamız ve hastalığa yakalanmamak için önlemlerimizi almamız gerekiyor.

    Kışın güneşinden daha az yararlanmaya başladığımız bugünlerde fiziksel stres sıcak havalara göre daha fazla oluyor. Burun ve ağız içini döşeyen mukoza dokusunun soğukla kuruması ve mikropların vücuda daha kolay girmesi sonucu kış hastalıklarıyla uzunca bir süre uğraşılıyor.

    Soğuk havaların vermiş olduğu rehavet içinde daha ağır ve sağlıksız besinlere yöneliniyor. Hareketsizliğin arttığı durumlarda da metabolizma kötü yönde etkilenebiliyor. METABOLİZMA ETKİLENİYOR

    Soğuk havada vücudumuz normal ısısını korumak için daha çok enerji harcamak zorunda kalır. Bu harcanan enerjiyi yerine koyamadığımızda ise direncimiz düşüp enfeksiyona açık hale geliyor.

    Ayrıca kış mevsimi ile havanın kirliliğinin artması yani havadaki partikül sayısının artması, bu partiküller ile enfeksiyon etkenleri olan bakteri ve virüslerin kolayca taşınmasını kolaylaştırıyor. Vücuda etki eden değişiklikler sonucu enfeksiyon ve alerjik reaksiyonlara eğilim artıyor; metabolizma kötü yönde etkilenip mikroplar kolayca vücuda giriyor.

    VÜCUT DİRENCİNİ KIRAN BU DEĞİŞİKLİKLER ŞÖYLE SIRALANABİLİR:

    Sıcak havalara göre fiziksel stresin daha fazla görülmesi

    Soğuğa bağlı olarak cildin kuruması

    Burun ve ağız içini döşeyen mukoza dokularının kuruması

    Koruyucu mekanizmaların iyi çalışamaması

    Beslenmede daha ağır ve sağlıksız besinlere yönelim

    Hareketsizliğin artması Sebepleri ve belirtileri itibari ile birbirine benzemekle birlikte; farklı özelliklere sahip olan kış hastalıklarının her birinin tedavisi farklı olup önlem alınmadığı takdirde bu hastalıklardan bazıları ölümcül olabiliyor. Kışın bizleri bekleyen potansiyel hastalıklar ve belirtileri şunlardır:

    SOĞUK ALGINLIĞI VE GRİP KARIŞIYOR

    Soğuk algınlığı; farklı virüslerin neden olduğu, burun ve boğazda yerleşen hafif bir enfeksiyondur. Genellikle bir haftayı bulan hastalığın süresi; çocuklarda, yaşlılarda ve başka rahatsızlığı olan kişilerde uzayabilir. Doktorlara başvuru nedenleri arasında ilk sırada yer alan soğuk algınlığı; erişkinlerde en sık Eylül-Mayıs ayları arasında ve yılda iki-dört kez görülebilmektedir. Küçük çocuklarda görülme oranı ise yılda altısekiz arasında olabilmektedir. Bulaşıcı olan hastalık, virüsü içeren damlacıkların teması yoluyla yayılmaktadır.

    HASTALIĞIN BELİRTİLERİ:

    Burun akıntısı Hapşırık

    Tat ve koku alma duyularında azalma Boğazda gıcık hissi

    Öksürük Bebeklerde ve çocuklarda ateş

    Sigara kullananlarda yakınmalardır. Grip belirtileri, soğuk algınlığında görülen belirtilerden daha şiddetli olup belirtiler aniden başlamaktadır. Belirtiler:

    Yüksek ateş Öksürük Baş, boğaz, vücut ve kas ağrısı Halsizliktir.

    HASTALIĞIN SEYRİ

    İyileşme süreci bir-iki hafta içerisinde tamamlanır. Özellikle yaşlılarda halsizlik, kuvvetsizlik gibi yakınmalar, iyileşmenin ardından da uzun süre devam edebilir.

    HASTALIKLARDAN KORUNMAK İÇİN...

    Genel temizlik kurallarına uyun.

    Sigaradan uzak durun.

    Kaliteli uyku uyuyun.

    Kapalı ve kalabalık mekanlardan uzak durun.

    Kronik hastalığı olanlar kış aylarına girerken mutlaka genel kontrollerini yaptırmalıdır.

    Yaşanan ortam ısısı iyi ayarlanmalı ve havanın aşırı kuru olması engellenmelidir.

    Beslenme programı gözden geçirilmeli, doğal yoldan veya ilaç şeklinde vitamin takviyeleri yapılmalıdır.

    Kirli, kapalı ve soğuk ortamlarda uzun süre kalınmamalı, enfeksiyonu olan kişilerle yakın temastan kaçınılmalıdır.

    Bulaşıcı hastalıklardan korunmanın en iyi yolu elleri sık yıkamak ve yakın solunum temasından kaçınmaktır.

    Hapşırma ve öksürme sırasında ağız ve burun bölgesi tek kullanımlık kağıt mendille kapatılmalıdır.

    Hayata hep pozitif bakılmalıdır.

    KAFEİN VE ALKOL KULLANMAYIN

    Soğuk algınlığının tedavisi

    Yakınmalara yönelik olarak planlanan hastalığın virüsleri yok edici ilaç tedavisi yoktur. Antibiyotikler, soğuk algınlığına eklenen bakteriyel enfeksiyonların varlığında kullanılmaktadır. Tedavi sürecinde; kafein içeren kahve, çay veya kolalı içecekler ile alkol kullanımından kaçınılmalıdır. Çünkü kafein ve alkol istenilenin aksine, susuzluk yaratacaktır. Eğer sigara kullanılıyorsa, bırakılmalı ve sigara kullanılan ortamlardan uzak durulmalıdır. Yatak istirahati, hastalık süresinin kısaltılmasında etkili olmaktadır. GRİBİN TEDAVİSİ

    Etkili bir tedavi ile hastalık süresi kısaltılır ve yaşam kalitesi artırılabilir. Grip, bir virüs hastalığı olduğundan antibiyotik tedavisine yanıt vermez. Virüse yönelik ilaçlar erken dönemde faydalı olur. Hastalara bol sıvı almaları, yatak istirahatı ve belirtilere yönelik ilaçlar önerilir.

    NEDEN HER YIL GRİP AŞISI OLMALIYIZ?

    İnfluenza;virüsünün neden olduğu bir solunum yolu enfeksiyonudur. Üç tip influenza virüsü olup bu virüsler; A Tipi, B Tipi ve C Tipi olarak adlandırılmaktadır. A ve B Tipi virüsleri çok şiddetli olmakla beraber; bu virüslerin yapıları sürekli değişmekte ve her yıl farklı tipleri ile belirebilmektedir. Vücudun doğal savunma sistemi, bu değişikliklere ayak uyduramadığı için grip aşısı her yıl tekrarlanmaktadır. Çok hafif olan C Tipi virüsler ise yakınmaya neden olmadığı gibi halk sağlığını tehdit eden özelliklere de sahip değildir. KİMLER GRİP AŞISI OLMALI?

    50 yaş ve üzerindekiler

    Huzurevinde yaşayan veya kronik bakım altındaki kişiler

    Kalp ve akciğer hastaları ile astım gibi kronik hastalığı olanlar

    6 ay-18 yaş arasında uzun süreli aspirin tedavisi gören çocuklar

    Kronik hastalık nedeniyle son bir yıldır hastanede yatan veya tedavi görenler

    HIV pozitif virüsü taşıyanlar

    Kalabalık ortamlarda yaşayan öğrenci ve askerler ile diğer meslek gruplarındakiler

    Bu Habere Tepkiniz

    Sonraki Haber