Tansiyonu nasıl ölçmeliyiz?

Kilo, hareketsiz yaşam, dengesiz beslenme, sigara, alkol, stres... Tüm bunlar hayatınızda varsa tansiyon hastası olmanız kaçınılmaz...

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 23 Aralık 2014 08:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Tansiyonu nasıl ölçmeliyiz?

Organlara büyük hasar veren ve kimi zaman felce, ani ölümlere kadar götüren bu hastalığı Prof. Dr. Servet Öztürk AKŞAM'a anlattı.

Berda Özdiktaş

Hipertansiyon, genellikle sinsi seyreden ve erken dönemde belirti vermeyen bir hastalıktır. Bazı tansiyon hastalarında erken dönemde belirtiler ortaya çıkabilir. Hastada enseden başlayan ve yaşam kalitesini etkileyen baş ağrısı ya da burun kanamaları görülebilir. Memorial Şişli Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Servet Öztürk, "Tansiyon, toplumun %20-30'unu etkileyen, erkeklerde 35-40 yaşlarında, kadınlarda daha çok 50-55 yaşlarında ortaya çıkan ileri yaşlarda kadın ve erkekte eşit olarak görülen önemli bir sağlık sorunudur. Doğurganlık çağındaki kadınlarda tıpkı kalp ve damar hastalıklarında olduğu gibi östrojen hormonu tansiyon için de koruyucu bir etki yapar. Menopoz döneminde ise östrojenin koruyuculuğu önemli oranda ortadan kalktığı, ciddi kilo artışıyla birlikte metabolik hastalıklar arttığı için hipertansiyon görülme sıklığı kadın ve erkekte eşitlenir" dedi.

Organlarda hasar

Yüksek tansiyon, vücuttaki tüm organları besleyen kanın dolaştığı damarlardaki kan basıncının normalin üzerinde olmasıdır. Vücuttaki kan dolaşımında sorunlara yol açan bu durum ortaya çıktığında, damarların beslediği organlarda bazı hasarlar oluşuyor. Büyük tansiyonun 14 veya küçük tansiyonun 9 ve üzerinde olması (140/90 mmHg) yüksek tansiyon olarak adlandırılıyor. İdeal tansiyon değeri ise 120/80 mmHg'dır.

Kalbin iş yükü artıyor

Hipertansiyonun zararlı etkisini genellikle yıllar içinde ortaya çıkar. Sinsice ilerleyerek atar damarlarda hasarlara neden olur. Böylece koroner kalp hastalıkları, beyin kanamaları sonucu inme, böbrek hastalıkları, bacak damar hastalıkları ortaya çıkar. Yüksek kan basıncı diğer taraftan kalbin iş yükünü artırır. Yüksek basınçlı damar sistemine kan pompalamak daha çok güç ister ve giderek kalp kasları kalınlaşır rahat gevşeyemez kalp boşluğu küçülür. Aynı zamanda kalınlaşan kalp kasları daha çok enerji ve oksijen yani daha çok kan ister bu durumdaki kalp hafif bir kansızlığa bile tahammül edemez bu aşırı yüke bir süre dayandıktan sonra zaman içinde artık yükü kaldıramaz. Kalınlaşan kaslar artık uzamaya başlar, kalpte büyüme ve yetersizlik ortaya çıkar. Tansiyon uzun dönemde böbrekleri de olumsuz etkiler. Böbrek damarlarında gelişen tahribat sonucu böbrek yetmezliği ortaya çıkar.

TUZ ORANINI AZALTIN

Hipertansiyonun tedavisinde besinlerin tuz oranlarının azaltılması esastır. Tansiyonun ilaçla tedavisine, öncelikle yan etkisi çok az olan ilaçtan başlanmaktadır. Doz duruma göre artar.

Hareketlenin!

- İdeal kilonuzu koruyun. Şişmanlık en önemli risk faktörlerinden biridir.

- Hareketsiz yaşamdan uzak durun. Düzenli fiziksel aktivite yapın. Günlük fiziksel aktivite kan basıncını düzenleyici özelliğe sahiptir.

- Sigara kullanıyorsanız mutlaka bırakın ya da sigaraya hiç başlamayın.

- Beslenmenize özen gösterin. Şekerli, tuzlu ve aşırı yağlı beslenmeyin.

- Sebze ve meyveye ağırlık verin. Baklagilleri sofranızdan eksik etmeyin.

- Stres kontrolü sağlamak için gerekirse uzman yardımı alın.

- Sağlık kontrollerinizi aksatmayın.

İlaçlar ömür boyu kullanılmalı

Prof. Dr. Servet Öztürk, "Tansiyon ilaçları ömür boyu kullanılması gereken ilaçlardır. Tansiyon değerlerinin kontrol altına alınmasıyla birlikte doktor kontrolünde doz ayarlaması yapılır. Ancak hastanın tansiyon değerleri istenilen seviyedeyse ilacı bırakması söz konusu olamaz" dedi.

Enseden başlayan baş ağrısı

Prof. Dr. Servet Öztürk, "Bazı yüksek tansiyon hasta gruplarında hipertansiyon sorunu başlangıçtan itibaren erken dönemde belirtiler verebilir. Tansiyon yüksekliğinin en önemli göstergesi; enseden başlayan ve günlük yaşamı ciddi oranda etkileyen baş ağrısıdır. Enseden başlayan ve tüm başa yayılan ağrı, hipertansiyon varlığının en tipik belirtisidir. Bazı kişilerde burun kanaması görülebilir. Belirtisi olan hasta şanslı hastadır. Çünkü erken dönemde sorunun varlığı tespit edilerek, yıllar içinde herhangi bir organ hasarına yol açmadan kontrol altına alınabilir. Belirti eklemeden sağlık kontrolleri yapılmalı" dedi.

40 yaşından sonra dikkat

Yüksek tansiyon genellikle ileri yaşa bağlı olarak ortaya çıkıyor. Hipertansiyon özellikle 40 ila 60 yaş arasındaki kişilerde, 35-40 yaşından sonra erkeklerde, menopoz dönemindeki kadınlarda, aşırı kilo sorunu olan ya da kilo alma eğiliminde olan kişilerde, sigara içenlerde görülmektedir. Genç yaşlarda heyecan ve gerginlik (stres) ile ve efor testi sırasında efora yüksek tansiyon ile yanıt veren kişilerde de ileri yaşta tansiyon yüksekliği görülme riski fazladır. Anne babasında yüksek tansiyon olan kişilerde ileride hipertansiyon olma riski %50'dir. Hipertansiyon anne babadan yalnızca birinde görüldüğünde ise bu oran %30'a düşmektedir.

Acil müdahale şart

Prof. Dr. Servet Öztürk, "Tansiyon hastaları genellikle tansiyon değerleri 15-16'ya çıktığında acile başvurmaktadır. Oysaki 16'ya çıkmış bir tansiyon elbette tedavi edilmelidir ancak acil müdahale gerekli değildir. Hastanın tansiyonu 19-20'lerin üzerine çıktığında bu durum kesinlikle acil bir müdahale ve tedavi gerektirir. Çünkü bu değerler, kısa süre içinde kontrol altına alınmadığında hızla organ hasarları ortaya çıkarak hasta için geri dönüşümsüz durumlara yol açabilir" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber