Ak Parti'nin oyu yüzde 49

ANAR Araştırma Şirketi Genel Müdürü İbrahim Uslu ile konuştuk: "Paralel örgüte üst üste davalar açılacak ve dağılma hızlanacak. %47-49 bandında olan iktidar için 2015 seçimleri kolay geçebilir. CHP'nin sıçrama yapması zor görünüyor. Muhalefet bayatlasa da otoriterleşme ve çözüm sürecini kullanmaya devam edecek."

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 29 Aralık 2014 06:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Ak Parti'nin oyu yüzde 49

İSA TATLICAN

2014 yılı polis, yargı, medya ve sahte din adamlarından oluşan ve Paralel Yapı adı verilen suç makinesi bir organizasyonun, seçilmiş iktidara karşı başlattığı topyekün savaşı püskürtmekle geçti. Türkiye bütün enerjisini bu darbe girişimini püskürtmeye harcarken, çözüm sürecini, ekonomiyi, siyasetin geleceğini, dış politikayı çok fazla konuşamadık. İki gün sonra yeni bir yıla adım atıyoruz. Peki Türkiye 2015 yılında neleri konuşacak?

2015 Genel seçimlerinde siyasi dengeler değişebilir mi? Yeni yılda Paralel Yapı ile mücadele nasıl bir şekil alacak? Bu soruları önemli siyasi araştırmalara imza atan ANAR Araştırma Şirketi'nin Genel Müdürü İbrahim Uslu'ya sorduk.

-İbrahim Bey 2014 yılında siyasete yönelik darbe girişimini konuştuk. Türkiye'nin 2015 yılında neleri konuşmaya ihtiyacı var?

2015'in ilk yarısında kamuoyunun gündemi kaçınılmaz olarak Haziran ayındaki genel seçimlere endeksli olacaktır. Muhalefet zaten uzun zamandır kullanmakta olduğu, tabiri caizse bayatlamış ve aslında siyasal sonuç da doğuramamış gündemlerini sürdürecek gibi duruyor.

Öncelikle 17 Aralık süreci ve bu bağlamda yolsuzluk iddiaları CHP ve MHP'nin siyasi söylemlerinin uzun zamandır merkezinde yer alıyor. Seçimler boyunca da her iki partinin kampanyalarının önemli bir unsurunun yolsuzluk iddiaları olacağını düşünüyorum.

Muhalefetin kullanmayı çok sevdiği bir diğer tema da Sayın Cumhurbaşkanı'nın ve Hükümetin otoriterleşme eğilimleri. Her fırsatta bu konuyu propagandalarının merkezine oturtuyorlar. En son 14 Aralık operasyonu esnasında da bu argümanı insanları bezdirinceye kadar kullandılar.

CHP YİNE LİDERLİK YARIŞINI KONUŞACAK

-Türkiye 2015'te enerjisini çözüm sürecine kanalize edebilecek mi?

Hükümetin cesurca yönettiği Çözüm Süreci, genel seçime kadar her iki muhalefet partisi tarafından da sıkça kullanılacak. Özellikle sonuca yaklaşıldıkça, süreçle ilgili tartışmalar daha da yoğunlaşacaktır.

Seçmen davranışları açısından esas belirleyici olacak şey Hükümetin hangi konuları konuşacağıdır. Eğer Hükümet doğru konuları, ikna edici bir tarzda tartıştırmayı başarırsa Haziran seçimlerini rahat bir biçimde tamamlayabilir.

2015'in ikinci yarısında ise daha değişik konular konuşulacağını tahmin ediyorum. Öncelikle bugünkü oy oranlarına yakın biçimde seçimin sonuçlanması durumunda CHP'de bir genel başkanlık tartışması yaşanacaktır. Hatta bu tartışma ulusalcılarla yeni CHP arasında büyük bir hesaplaşmaya da dönüşebilir.

Haziran sonrasının ikinci ana gündem maddesi ise yeniden anayasa tartışmaları olacaktır. Seçim sonuçları nasıl olursa olsun, yeni ve sivil bir anayasa ihtiyacı bu ülkenin önünde durmaya devam etmektedir. Yeni bir anayasa yapılıncaya kadar da bu gündem maddesi, dönem dönem sönümlense bile her zaman siyaseti ve kamuoyunu meşgul edecektir.

-Ekonomi 2014 yılında kriz söylentileri ile geçti. Sizce 2015 yılında ekonomik krizi konuşacak mıyız? Toplumda böyle bir beklenti var mı?

Şu an seçmenin çoğunluğu 2015'de ekonomik durumun ya şimdiki gibi olacağını düşünüyor, ya da 2014'ten daha iyi olacağını bekliyor. Yani aslında epey bir iyimser kitle de var. Dolayısıyla yaygın bir endişe veya kötümserlikten bahsetmek yanlış olur. Ekonomik göstergelerin şimdiye kıyasla daha çok bozulması halinde bu tablo elbette ki değişebilir. Çünkü insanların ekonomi duyarlılıkları yüksek. Yani diğer konularda kanaat daha yavaş değişirken, ekonomik konularda kanaatlerin şekillenmesi sürec daha hızlı. Uluslararası ekonomik gelişmeler ve bilhassa Rusya ekonomisi, önümüzdeki süreçte bizi etkileme potansiyeline sahip. O nedenle ekonomi 2015'te önemli bir gündem maddesi olmaya devam edecektir.

PARALEL ÖRGÜT 2015'İ UNUTMAK İSTEYECEK

-14 Aralık operasyonu ile Paralel örgütle mücadelede başka bir aşamaya gelindi. Sizce 2015'te paralel yapı ile mücadele sizce nasıl bir şekil alacak?

Şu an görünen, bu yapının mensupları açısından 2015'in oldukça zor geçecek. Casusluk, vatana ihanet, silahlı terör örgütü vs. gibi çok ağır suçların işlenmiş olduğu şüphesiyle yürütülen çok sayıdaki savcılık soruşturmaları, belirli bir süreç içerisinde davaya dönüşecektir. Ben Paralel Yapı mensup ve sempatizanlarının bir süre sonra 2015'i hafızalarından çıkarmak isteyeceklerini düşünüyorum.

-Paralel yapı bir yandan suç işlemeye devam ederken diğer yandan toplumun algıları ile oynayarak mağduriyet edebiyatı yaptığını görüyoruz. Sizce bu algı operasyonları toplum üzerinde etkili oluyor mu?

Ben Paralellerin durumunu çok ümitsiz görüyorum. Aslında Paralel algı operasyonlarının en avantajlı, buna karşılık Hükümet cephesinin de en savunmasız olduğu dönem 2014 yerel seçimleri öncesindeki o sisli atmosferdi. Ama kamuoyu o dönemde bile bu operasyonlara itibar etmedi ve Hükümete verdiği desteği sürdürdü. Hemen arkasından Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaşandı ve Paralel yapının koordine ettiği muhalefet bloku ikinci kez başarısız oldu.

Şimdiye gelecek olursak, şu an Hükümet Gezi'den bu tarafa geçen süre içerisindeki en güçlü dönemindeyken, Paralel yapı ise sürekli kan kaybediyor. Yani şu an aslında süreç boyunca en zayıf olduğu an... 17 ve 25 Aralık'ta Paralellere inanmayan seçmenler, bugünden sonra hiç inanmazlar. Aslında bence kendileri de bu durumun farkındalar ve gerçekleştiren bu algı operasyonlarının esas hedef kitlesi AK Parti seçmenleri veya genel olarak kamuoyu değil, doğrudan kendi tabanları. Başarısızlık karşısında morali bozulan, şevki kırılan ve gevşemeye başlayan tabanı keskinleştirmek ve bu suretle bir arada tutmak gibi bir çaba içerisindeler.

DAVUTOĞLU'NA DESTEK %47-49 BANDINDA

-Ahmet Davutoğlu 2015 Haziran ayında ilk seçim sınavını verecek? Bu seçim sonuçları ile ilgili beklentiniz nedir?

SAYIN Davutoğlu Başbakan olduktan sonra yaptığımız çalışmalarda kamuoyu desteğini %47-49 arasında bulduk. Dolayısıyla aslında siyasal dengelerin 2011 genel seçimlerindeki yerinde durduğunu söyleyebiliriz. AK Parti'nin 2011 oy oranı olan %49,8'den Gülen Cemaati mensuplarını düştüğünüzde zaten bu rakamlara ulaşıyorsunuz. Özetle Gülenciler dışında 2011'de AK Parti'ye oy veren seçmenlerin desteği halen devam ediyor. Geri kalan sürede bu tabloyu ciddi biçimde değiştirebilecek tek faktör ekonomi olabilir. Dolayısıyla Hükümet ekonomik dengeleri eğer bugünkü düzeyinde tutabilirse, başka bir riski olmayacaktır.

-76 milletvekili 2015 seçimlerinde 3 dönem kriterine takılacak. Buradan AK Parti'nin bölüneceğini düşünenler var. Siz böyle bir risk görüyor musunuz?

Bu hiç gerçekçi bir beklenti değil. AK Parti aslında her seçim dönemide Meclis grubunda çok geniş çaplı değişiklikler yapıyor. 2007 ve 2011 yıllarında milletvekillerinin %60'ından fazlasını değiştirdi. O zamanlarda çatlamayan veya parçalanmayan bir partinin şimdi dağılmasını beklemek için elimizde hiçbir rasyonel gerekçe yok. Bence bu bir analizden çok temenni. Seçimde sandıkta yenebileceklerine dair ümitlerini kaybettikleri için, böyle fantezilerin arkasına sığınarak ayakta durmayı deniyorlar.

BUGÜNKÜ CHP'NİN SIÇRAMA YAPMASI ZOR

-Şişli'den gelen haberler CHP'de işlerin iyi gitmediğini gösteriyor. 2015 seçimlerinde CHP'den büyük bir sıçrama bekliyor musunuz?

Böyle bir beklenti içinde olmamız için elimizde hiçbir veri yok. Ben CHP ile ilgili şöyle bir benzetme kullanıyorum. Elimizdeki su miktarı aynı, bunu içine doldurduğumuz kap aynı, bu kaba uyguladığımız ısının miktarı aynı, tabi hava basıncı da aynı... şimdi bu durumda birinci seferde su kaynamamışsa, ikinci veya üçüncü seferde suyun kaynayabileceğini ummak,biraz akıl dışı bir beklenti olur. 2011'den bu yana CHP hemen hemen aynı. Sadece bazı isimlerin değişmiş olması, CHP'yi "yeni" yapmaz. "6 ok"a dayalı ideolojik formasyonun ürettiği oy miktarı artık herkesin malumu. Suyun bu kez kaynayabilmesi veya CHP'nin oyunu arttırabilmesi için "İdeolojik" formasyonunu dönüştürmesi lazım.

SEÇMEN YENİ PARTİ ARAYIŞINDA DEĞİL

-Geçtiğimiz günlerde Ahmet Özal'ın kurduğu parti ile birlikte parti sayısı 99'a çıktı. Bu partilere şans veriyor musunuz?

Yeni kurulan partiler aslında seçmenin bir arayış olduğu varsayımından hareket ediyor. Yani seçmen mevcut partilerden bıkmış ve bir arayış içinde, eğer birileri bu beklentileri karşılayacak bir parti kurabilirse başarı elde edecektir diye düşünüyorlar. Oysa burada dayanılan temel varsayım yanlış. Yani açıkçası seçmen yeni bir parti arayışı içerisinde değil. 2002 yılındaki genel seçimler öncesinde Meclis'te zaten 7 tane parti vardı. Bunları önce ikiye düşüren de, daha sonra 3'e ve 4'e çıkaran da yine aziz milletimiz oldu. Seçmen 2007 yılında şekillendirdiği Meclis kompozisyonunu 2011'de de muhafaza etti. Şu an görünen aynı tablonun 2015 seçimlerinden sonra da devam edeceği...

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber