Ceza İnfaz tasarısının 1. bölümü kabul edildi

Cezaevlerinin dış güvenliğinin Jandarma'dan Adalet Bakanlığı'na geçmesini öngören yasa tasarısının birinci bölümündeki maddeler kabul edildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 08 Ocak 2015 16:57, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58
Ceza İnfaz tasarısının 1. bölümü kabul edildi

TBMM Genel Kurulu'nda, cezaevlerinin dış güvenliğinin jandarmadan Adalet Bakanlığı personeline 5 yıl içinde devredilmesini öngören kanun tasarısının birinci bölümü içindeki maddeler kabul edildi.

TBMM Genel Kurulu'nda, gündem dışı konuşmaların ardından, görüşmeleri yarım kalan Ceza İnfaz Kurumları Hizmetleri Kanunu Tasarısı'na geçildi. Görüşmeler, Tasarı'nın 13. maddesinden başladı.

Kabul edilen 19 maddesine göre, güvenlik hizmetlerinin yürütülmesinden kurum müdürü sorumlu olacak. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bünyesinde İç Güvenlik Daire Başkanlığı ile Dış Güvenlik Daire Başkanlığı kurulacak. İç güvenlik görevlileri, cezaevlerinin iç güvenlik hizmetini yerine getirmek, açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinden kapalı kurumlara tutuklu ve hükümlü nakletmek, cezaevlerinde arama yapmakla görevli olacak.

Dış güvenlik görevlileri, dış güvenliğin yanı sıra talep edilmesi halinde açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinden kapalı ceza infaz kurumlarına tutuklu ve hükümlü nakledecek, nakil araçlarıyla sağlık kurum ve kuruluşlarında hükümlü ve tutukluların kalması için tahsis edilen yerlerle diğer ilgili yerlerde arama ve kontrol yapabilecek, iç güvenlik görevlilerinin yetersiz kaldığı, doğal afet, yangın, isyan, firar, firara teşebbüs, kurumlarda asayiş ve düzeni önemli ölçüde bozan yaygın direniş ve şiddet hareketleri, silahlı çatışma veya benzeri ciddi tehlike yaratan hallerde iç güvenliği sağlayacak.

Dış güvenlik görevlileri, hükümlü ve tutukluların sevk, nakil ve duruşmaları sırasında veya bulundukları yerde meydana gelen olaylarda yakalama yapabilecek, gerekli hallerde kurum içerisindeki aramalara katılacak, kuruma girişlerde ve gerektiğinde çıkışlarda arama yapacak, adli yargı mahkemelerince tutuklanan ve askeri cezaevinde bulunan asker kişilerin duruşmalara veya sivil ceza infaz kurumlarına sevk ve nakil işlemlerini de gerçekleştirecek.

İç güvenlik görevlileri, cezaevi müdürü tarafından, geçici olarak dış güvenlik hizmetlerinde görevlendirilebilecek. Bu görevliler, dış güvenlik görevlisinin hak ve yetkilerine sahip olacak.

- Zor kullanma yetkisi

Güvenlik görevlileri, kanunlarla verilen görevleri yaparken; isyan, direniş, firar, firara teşebbüs veya asayişi bozan benzeri olayların ortaya çıkması halinde, bu olayların önlenmesi, saldırının veya saldırıda bulunanların etkisiz hale getirilmesi, direnişin sona erdirilmesi amacıyla veya kanuna uygun bir emrin ifası sırasında aktif veya pasif direniş gösterilmesi halinde zor kullanmaya yetkili olacak.

Zor kullanmadan önce, ilgililere asayişi bozan tutum ve davranışlarına ya da direnmeye devam etmeleri halinde zor kullanılacağı uyarısı yapılacak. Asayişi bozan olayların veya direnmenin niteliği, kapsam ve derecesi göz önünde bulundurularak uyarı yapılmadan da zor kullanılabilecek.

Güvenlik görevlileri acil hallerde, kullanacağı araç ve gereç ile zor kullanmanın derecesini kendisi takdir edecek. Diğer hallerde kurum müdürünün, yokluğunda kurumda bulunan en üst amirin talimatı doğrultusunda hareket edilecek.

Güvenlik görevlileri kendilerine, kuruma, kurumların toplu olarak bulunduğu kampüslerle eklentilerine, nakil aracına, hükümlü ve tutuklulara veya hükümlü ve tutuklular tarafından diğer kişilere yönelik bir saldırı karşısında, zor kullanmaya ilişkin koşullara bağlı kalmaksızın Türk Ceza Kanunu'-nun meşru savunma ve zorunluluk hallerine ilişkin hükümleri çerçevesinde savunmada bulunacak.

Sevk ve nakiller sırasında hükümlü ve tutuklulara kelepçe takılması da dahil her türlü tedbir alınacak.

- Silahın kullanılacağı durumlar

Güvenlik görevlileri, ateşli silah bulundurabilecek veya taşıyabilecek. Dış güvenlik görevlilerine bedeli karşılığında zati demirbaş silah verilecek.

Güvenlik görevlileri kanunen yetkili kılındıkları haller dışında kurum içine silahla giremeyecek. Müdahale biriminde görevli olanlarla dış güvenlik görevlileri, silahla müdahaleyi gerektiren durumlarda cezaevi içine silahla girebilecek.

Güvenlik görevlileri şu hallerde silah kullanabilecek:

- Meşru savunma hakkının kullanılması,

- Bedeni kuvvet veya maddi güç kullanarak etkisiz hale getiremediği asayişi bozan bir olay veya direniş karşısında, bu olayın önlenmesi ya da direnişin sona erdirilmesi,

- Hükümlü ve tutuklunun cezaevinden veya nakil ve sevk sırasında kaçmaya kalkışması ya da bu maksatla saldırıda bulunması,

- Korumakla görevli oldukları kurum, yer, tesis, araç ve silaha karşı saldırıda bulunulması veya kendisine teslim edilmiş kişilerin kaçırılmaya kalkışılması, bunlara karşı vuku bulacak saldırıyı başka türlü savuşturma imkanının bulunmaması,

- Saldırı veya karşı koymaya elverişli silah, alet veya eşyaların teslimi istendiği halde, verilmeyerek direnişte bulunulması veya teslim edilmiş silah, alet veya eşyaların tekrar alınmasına teşebbüs edilmesi,

- Kurumlarda kavga, kargaşa, direnme veya isyan çıkması.

İç güvenlik görevlileri hiçbir şekilde cezaevi içerisinde ateşli silah bulunduramayacak, taşıyamayacak ve kullanamayacak.

Ateşli silahla müdahaleyi gerektiren durumlarda, kuruma silahla girilmesine, kurumun en üst amirinin talebi üzerine, Genel Müdürlük görüşü alınarak, Cumhuriyet Başsavcısı tarafından karar verilebilecek.

- Ateş etme

Ateş etmek, silah kullanmada son çare olacak. Ateşli silah kullanmadan önce, olayın ve durumun özellikleri göz önünde bulundurularak, savunmaya ilişkin aletlerle önleyici ve etkisiz duruma getirici yöntem ve araçların kullanılmasına öncelik verilecek. Sonuç elde edilemezse ateşli silah kullanılabilecek.

Ateşli silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde uyarıda bulunulacak. Kişinin uyarıyı dikkate almayarak, eylemine devam etmesi halinde, önce uyarı ateşi edilecek. Uyarı ateşine rağmen eyleme son verilmemesi halinde, kişinin yakalanmasını sağlayacak ölçü ve oranda ateşli silah kullanılabilecek.

Dış güvenlik görevlileri, görevleri sırasında kendilerine, korumakla sorumlu olduğu kuruma ve eklentilerine, nakil araçlarına, hükümlü veya tutuklulara veya diğer kişilere karşı silahlı saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçü ve oranda duraksamadan ateşli silah kullanabilecek.

Güvenlik görevlilerinin, görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmayacak. Güvenlik görevlilerinin veya kolluk kuvvetlerinin kuvvet kullanarak müdahale ettiği durumlarda, müdahalede görev alan personelin kimlik bilgileri gizli tutulacak.

Güvenlik görevlileri, kanunlarla verilen görevleri kolluk kuvvetleri ve kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği içinde yerine getirecek. Doğal afet, yangın, isyan, firar, firara teşebbüs, kurumlarda asayiş ve düzeni önemli ölçüde bozan yaygın direniş ve şiddet hareketleri, silahlı çatışma veya benzeri ciddi tehlike yaratan hallerde, kurum iç ve dış güvenlik görevlilerinin yetersiz kalması durumunda yapılması gerekenler, Cumhuriyet başsavcılığı tarafından yazılı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, daha sonra yazılı hale getirilmek üzere sözlü olarak mahallin en büyük mülki amirine iletilecek. Bu talepler mahallin en büyük mülki amirinin talimatıyla kolluk kuvvetleriyle diğer kamu kuruluşları tarafından gecikmeksizin yerine getirilecek.

Kolluk kuvvetleri, kurumlarda güvenliğin sağlanmasında ya da asayiş veya düzenin yeniden tesis edilmesi hususunda kendi mevzuatındaki yetkileri kullanacak.

Güvenlik görevlileriyle kolluk kuvvetlerinin kuvvet kullanarak müdahale ettiği durumlarda; işbirliği ve koordinasyon ile olayları sona erdirmek veya direnmeyi etkisiz kılmak amacıyla görevlendirilecek personel, kullanılacak araç ve gereç ile zor kullanmanın derecesi Cumhuriyet başsavcısı tarafından takdir edilecek.

Kurumların güvenlik hizmetlerinde kullanılacak silah, mühimmat, teçhizat, diğer araç ve gereçler ile köpekler, Bakanlık tarafından temin edilecek.

- "Sizden bir kez daha rica ediyoruz"

CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, cezaevlerinde mahkumların, yakınlarının ve personelin mağduriyetine tanık olduklarını belirterek, gardiyanların adının değiştiğini ancak sorunlarının hiç değişmediğini söyledi. "Onların yeni sıfata değil, yeni statüye ve sorunlarının çözümüne ihtiyaçları var" diyen Özel, cezaevlerinde çalışanların yıpranma payı olmadığını, herkesin tatil yaptığı zamanlarda çalışmalarına rağmen fazla mesai almadıklarını, emeklilikte maaşlarının düştüğünü kaydetti.

HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, hasta mahkumların acil sorun olduğunu, zaman kaybetmeden adım atılması gerektiğini söyledi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın adım atılacağını dün söylediğini hatırlatan Buldan, "Sizden bir kez daha rica ediyoruz; bir ayı beklemeden adım atılırsa onlara karşı görevimizi bir nebze de olsa yerine getirmiş olacağız. Barış sürecinin başından beri bu, pazarlık konusu haline getirildi. Cezaevlerinde 500'e yakın hasta tutsak var; içlerinde ölümle pençeleşenler bulunuyor" dedi.

Buldan, iki yıl önce 9 Ocak'ta üç kadının Paris'te katledildiğini, Fransa ve Türkiye'de hükümetlerin cinayet konusunda görevini yapmadığını ileri sürerek, cinayetin süreci sabote etmek isteyeler tarafından işlendiğini söyledi. Buldan, "Bu cinayetler açığa çıkmadıkça barış sürecinde ilerleme zor olacaktır. AKP'nin görevi bu cinayeti ve arkasındaki güçleri açığa çıkartmaktır" görüşünü ifade etti.

- Paris'teki saldırı

CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, önerge üzerinde konuşmak üzere kürsüye, üzerinde "je suis Charlie" yazılı bir afişle geldi. Kalemini kaldıran Onur, "Mizaha uzanan kanlı elleri kınıyorum. Müsaadenizle bu desteği arkadaşlarımıza vermemiz gerekiyor. Mizah yazarlığı yapan ve öğrencilik yıllarımın geçtiği şehirde, dostlarımın dostları mizah ustaları ve Charlie Hebdo çalışanlarına başsağlığı diliyorum. Bugün bir kanun teklifi sunacağız; medyanın ve mizahın baskı altında olduğu ülkemizde 7 Ocak, mizah gazeteciliğine adansın istiyoruz. Mizah silahla, gazla, copla karşılık görmesin" diye konuştu.

Bir süre önce cezaevinden bir mektup aldığını belirten Onur, 3 yaşındaki otizmli çocuk Poyraz Ali'nin annesiyle cezaevinde olduğunu, 7/24 eğitim görmesi gerekirken, içinde bulunduğu koşulların kendisi için uygun olmadığını anlattı. Çocuğun üstün yararı için annesinden ayrılmaması gerektiğini kaydeden Onur, kendisine gönderilen materyallere el konulduğunu, Adalet Bakanı Bozdağ'ın konuya hassasiyetini beklediğini söyledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber