Polislere 'talimat kimden?' sorusu
Son dinleme operasyonunda gözaltına alınan polislere 'Selam Tehvid soruşturmasını hızlandırmaları yönünde talimat alıp almadıkları' soruluyor. Savcılık, 2011'de başlayan soruşturmanın özellikle 17-25 Aralık haftasında birden hızlandığını ve evrak düzenlendiğini tespit etti.
Cemaat'in emniyet ayağına yönelik yeni operasyonda gözaltına alınan polislerin sorgusu sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun da aralarında bulunduğu 101 kişinin dinlendiğinin tespit edilmesiyle başlatılan operasyonda '17-25 Aralık operasyonlarına' özel vurgu var.
Savcılık, İstanbul Terörle Mücadele şubesince 2011 yılında başlatılan ve gözaltındaki polislerin görev aldığı Selam Tevhid soruşturmasına ilişkin işlemlerin, yolsuzluk operasyonlarının yapıldığı tarih olan '17-25 Aralık' haftasında yoğunlaştığını belirledi.
Savcılığa göre, polisler soruşturma kapsamında iki yıl boyunca birçok kişiyi sadece dinledi. Herhangi bir işlem yapmadı. Soruşturma dosyasına yönelik evrakların önemli bir bölümü de 17 -25 Aralık 2013 haftasında tanzim edildi.
Soruşturma dosyasında izlenen şüphelilerle ilgili tespit ve inceleme tutunaklarının 10-15 Aralık tarihinde hazırlanmaya başlandığını da belirlendi. Yapılan dinlemelere ilişkin tapeler (konuşmaların dökümü) ise Kasım ve Aralık ayı içerisinde özellikle 17-25 Aralık sürecinde hızlandırıldı. Savcılık, 2 yıldır ilerlemeyen soruşturmanın bu süreçte neden ve kimin talimatı ile hızlandığı sorusuna cevap arıyor.
Savcılık bu tespitini sorguda polislere de sordu.
Elde edilen bulguları şüphelilere okuyan savcılık, "Devlet yetkililerinin dinlemelerinde hiçbir suç unsuru taşımamasına rağmen sözde terör örgütünün faaliyeti kapsamında iletişim tespit tutanağı getirmenizdeki nihai amaç Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni terörle ilişkilendirerek yıkma girişimi midir? Belirtilen tarihlerde söz konusu yoğunlaşma için herhangi birinden yada bir yerden talimat aldınız mı?" sorularını yöneltiyor.
Şüpheli polisler, sorulara 'soruşturmanın savcının talimatı doğrultusunda' yürütüldüğünü söylemekle yetindi.
Selahattin Günday - Al Jazeera