'Kadına şiddetin temelinde çocuk istismarı var'

Prof. Dr. Bakır: - "Kadına şiddeti azaltmak için ilk olarak çocuk istismarına çözüm aramalıyız. Toplumsal baskı nedeniyle çocuk istismarlarının üzeri örtüldükçe kadın cinayetlerine de zemin hazırlanıyor"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 17 Şubat 2015 12:41, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57
'Kadına şiddetin temelinde çocuk istismarı var'

Kamu Hastaneleri Birliği İstanbul Çekmece Bölgesi Genel Sekreteri Prof. Dr. İhsan Bakır, kadına şiddeti azaltmak için çocuk istismarına çözüm aranması gerektiğini, toplumsal baskı nedeniyle çocuk istismarlarının üzeri örtüldükçe kadın cinayetlerine de zemin hazırlandığını bildirdi.

Bakır, yaptığı yazılı açıklamada, cinsel istismara uğrayan çocukların ifade verme işlemlerini kolaylaştırmak ve psikolojik destek sağlamak amacıyla Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi bünyesinde Çocuk İzlem Merkezi kurulduğunu anımsattı.

Merkezin yeni travmalar yaşanmasının önüne geçtiğini aktaran Bakır, istismara uğrayan çocuğun olayla ilgili ortalama 10 kez ifade verdiğini ve bunun önüne geçmek için, doktor, sosyal hizmetler, psikolog gibi uzmanları tek çatı altında topladıklarına işaret etti.

Bakır, geçen yıl kurulan merkeze 10 ayda 150 istismar vakası geldiği ve çocukların yaş ortalamasının 11 olduğu bilgisini vererek, şöyle devam etti:

"Kadın şiddet ve tecavüz vakaları daha çocuk yaşta başlıyor. İstismara uğrayan her yüz çocuktan 75'i kızlardan oluşuyor. Kadına şiddeti azaltmak için ilk olarak çocuk istismarına çözüm aramalıyız. Toplumsal baskı nedeniyle çocuk istismarlarının üzeri örtüldükçe kadın cinayetlerine de zemin hazırlanıyor. Buradan cesaret alan kişi, kadın cinayetini de normal görüyor. Maalesef toplum daha çocuk yaşta kadına yönelik trajedilerin yaşanmasına zemin hazırlıyor. Merkeze gelen çocukların büyük bir yüzdesi tanıdığı kişiler tarafından sürekli yaşadığı mekanlarda istismara uğruyor. Yabancıların ıssız tenha yerlerde yaptığı istismar ise yüzde 14. Hızla toplumsal bir bilinç oluşturmak ve kanayan bu yarayı sarmak için çözüm üretmeliyiz. Burada öğretmen, doktor, muhtar, imam gibi meslek gruplarının desteğine ihtiyacımız var. Aileler ve vatandaşlar, emniyet müdürlüğü çocuk büro amirliğini arayıp çocuk istismarına karşı ihbarda bulunarak, çocuk izlem merkezimize ulaşabilirler."

- "Toplumsal baskı nedeniyle istismarın üzeri örtülüyor"

Prof. Dr. Bakır, parçalanmış, eğitim seviyesi düşük, maddi imkansızlık yaşayan ailelerde istismarın daha yüksek olduğuna dkkati çekerek, eğitimli yüksek gelir grubunda da benzer vakalara rastlandığını anlattı.

Toplumsal baskılar nedeniyle istismar vakalarının üstünün örtülebildiğini belirten Bakır, "Bu nedenle merkeze gelen çocuk sayısı yaşanan istismarın gerisinde kalıyor. Bazen de çocuklar yaşadıkları bu kötü durumu gizleme eğiliminde oluyor. Çocuk, eğer tacizci tanıdık biriyse onu korumak ister. Ailenin parçalanmasından korkar. Yine tacizcinin tehditlerinden korktuğu için konuşmayabilir. Kendisine inanılmayacağını düşünür, utanır, hatta suçluluk duygusuna kapılabilir. Böyle durumlarda soğukkanlı davranarak çocuğun güvenini kazanmalı ve acilen yetkililere başvurmalı. Aksi halde tamiri mümkün olmayan hasarlar yaşanabilir" değerlendirmesinde bulundu.

- "İstismar konusunda çok az çocuk hikaye uydurur"

İstismar konusunda hikaye uyduran çocuğun çok az olduğunun altını çizen Bakır, çocuğun söylediklerinin önemsenmesi ve araştırılması gerektiğini bildirdi.

Bakır, çocukların görünüş ya da davranışının istismara uğradığıyla ilgili belirleyici olmayabileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"İstismarcıları, yüksek oranda çocuğun tanıdığı kişiler olabilir. Olay genellikle çocuğun çevresinde ve bildiği mekanlarda gerçekleşir. Düşük oranda da olsa kadınlar da istismarcı olabilir. Özürlü çocuklardan alınan bilgi çoğunlukla güvenilirdir. İstismar vakasını ihbar etmemek kanunen suç kabul ediliyor. İstismara uğrayan bir çocuk, önlem alınmazsa tekrar istismar edilebilir. İstismarın kısa ve uzun dönem etkileri vardır, dolayısıyla fiziksel ve ruhsal olarak örselenmiş çocuklarımızı korumak için açılan çocuk izlem merkezlerinin faaliyetleriyle ilgili toplum bilinçlendirilmelidir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber