Erdoğan: Söz söylemek benim hakkım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhtarlar toplantısında çözüm sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Çözüm sürecinin kendi sorumluluğunda başladığını vurgulayan Erdoğan "Söz söylemek benim hakkım" dedi. Erdoğan konuşmasında "Sanki bu ülkede Kürt sorunundan başka bir mesele yok. Yatıyorlar, kalkıyorlar bunu konuşuyorlar. Bu, bir ülkeyi bölmeye gayret etmektir. Bu, ayrımcılıktır. Bu nüans son derece önemli" ifadelerini kullandı.

Haber Giriş : 23 Mart 2015 13:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Söz söylemek benim hakkım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda muhtarlarla bir araya geldiği toplantıda, Türkiye'de Kürt sorunu kavramının geçerliğini yitirdiğini söyledi.

Sorunların kabul edilmesinin ardından çözüm çabasının başladığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Devletin sorunları kabul ederek, çözüm çabasına girmesiyle birlikte Kürt sorunu kavramı artık geçerliliğini yitirmiştir. Ben 'Kürt sorunu yoktur' dediğimde, bunu son derece art niyetli şekilde başka yerlere çekmeye çalışıyorlar. Oysa benim söylediğim son derece açıktır. Türkiye'de artık Kürt sorunu yoktur, Kürt kardeşlerimin sorunları vardır. Sanki bu ülkede Kürt sorunundan başka bir mesele yok. Yatıyorlar, kalkıyorlar bunu konuşuyorlar. Bu, bir ülkeyi bölmeye gayret etmektir. Bu, ayrımcılıktır. Bu nüans son derece önemli. Kürt kardeşlerimize bakışımızda, Kürt kardeşlerimizin sorunlarına bakışımızda inanın 40 yıl önce neredeysek bugün de oradayız. Bizde hiç kırıklık göremezsiniz, istikametimizin sarsıldığını göremezsiniz. 40 yıl, 30 yıl, 13 yıl önce ne dediysek bugün de aynısını söylüyoruz."

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

- Bu coğrafyanın zenginliklerine göz dikenler ne yazık ki bu coğrafyada barış demokrasi istemiyorlar. Ne kadar kan akarsa o kadar petrol kazanacaklarını biliyor güç devşireceklerini biliyor ve bunun için ellerinden geleni yapıyor. Biz birbirimize kenetlenirsek dışarıdan hiçbir güç aramıza girmez. İnanın dışarıdan kimse gelip ağzımızın tadını bozamaz. Evet Sunni ve Şiilerin birbirleri ile çatışması bize değil dışarıdan birilerine fayda sağlar. Sunni ve Şiilerin akılları yok mu?

- Bundan yüzyıl önce Sarıkamış'ta dedelerimiz birlikte şehit oldu. Kutl Amr Zaferini birlikte kazandık. Kız aldık kız verdik. Biz bu coğrafyada aynı kaderi paylaştık. Yaklaşık bin yıldır bu topraklarda Kürtlerin dostu Türkler Türklerin dostu Kürtler olmuştur. Açın bin yıllık tarihe bakın Kürtlerin en zor zamanların Türklerin yanında olduğunu görürsünüz. 30 yıl içindeki gelişmelere bakıp yargı verenler hata yapar. Marjinal ateist özellikle bu toprakların değerlerinden kopuk akımlar bizim birbirimizle olan uhuvvetimiz tanımlayamaz.

Artık Kürt sorunu kavramını kullanmak haksızlıktır

-2005 yılında Diyarbakır'da yaptığım konuşmada kardeşlerime dedim ki Kürt meselesi benim meselemdir. O gün ret ve inkar politikalarının son bulması ile Kürt sorunu kavramı artık geçerliliğini yitirmiştir. Ben Kürt sorunu yoktur dediğimde bunu art niyetli şekilde bir yerler çekmek istiyorlar. Kürt kardeşlerimin sorunları vardır. Kürt kardeşimin sorunu varsa bunu getir Türk, Arnavut, Zaza kardeşimin sorunları var bunlar için çalışacağız.

Sanki bu ülkede Kürt sorunundan başka bir mesele yok. Yatıyorlar, kalkıyorlar bunu konuşuyorlar. Bu, bir ülkeyi bölmeye gayret etmektir. Bu, ayrımcılıktır. Bu nüans son derece önemli. Sorunların kabul edildiği bir ortamda artık Kürt sorunu kavramını kullanmak haksızlıktır bu ülkede sadece Kürtler yok 36 ayrı unsur var hepsini bir çatı altında topladık tek vatan, tek millet tek bayrak dedik. Millet her türlü etnik unsuru bir bayrak altında toplayan kavramdır. Bunu hazmedemiyorlar ithal kavramlarla yola çıkanlar doku uyuşmazlığı yaşarlar.

Bütün etnik unsurlar birdir birbirine eşittir

- Nice darbe girişimi saldırı özellikle Kürt kardeşlerimin sorunlarının çözümünü engellemek için sahneye kondu ama biz hiç birine eyvallah demedik. Bizim politikalarımızı darbeler değil sadece milletimiz belirledi bundan sonra da milletimiz belirleyecek. Kürt kardeşlerimize bakışımızda kırk yıl önce neredeysek oradayız. Bütün etnik unsurlar birdir birbirine eşittir birlikte Türkiye'dir. Ne terör ne de çeteler bize istikamet çizemez biz bu sorunu çözmek için kefenimizi giyip yola çıktık. Terör örgütü silahları bırakacak ben Cumhurbaşkanlığı makamına zembille inmedim halkımın içinden bu toprakları eşeye eşeye buraya geldik ne var ne yok bilen birisiyim. 24 kez Denizli'ye gittim hangi başbakan hangi cumhurbaşkanı bir 24 kez gitti. Ankara'ya oturup yönetmeye kalkarsan böyle bir ülke olmazdı.

İsim vermeden HDP'ye seslendi

- Şimdi söylüyorlar; 'silahlar bırakılsın' diye. İfade olarak çok güzel, bir yıl önce Nevruz'da yine bunlar söylenmişti. Ne oldu? Uygulamaya bakarız, uygulama görmeden bunlara inanmak mümkün değil. Dolayısıyla uygulamayı görelim. Bu çağrımı terör örgütüne değil o vesayetten kendini kurtaramayan siyasi partiyedir bu ülkede siyaset yapmak istiyorlarsa o tasalluttan kurtulmak zorunda. İtimadın tahrip olduğu bir ortamda somut adımlar görmeden daha ileriye gidemeyiz. Önce silahı bırakacaksın sonra demokratik unsurlar içinde konuşacaksın. Biz bu meseleyi çözmek için milletimizle yola çıktı silahlara rağmen biz bu meseleyi çözeriz.

- Karşımızdakileri çok iyi tanıdık bize verdikleri sözü tutmadılar süreç buraya kadar geldiyse onlara rağmen geldi biz farklı tekiler ortaya koysaydık çözüm süreci diye bir süreci yaşamayacaktık. 6-7 Ekim'de milleti sokağa çağıran kimdi. Şimdi çıkmışlar cumhurbaşkanı çözümün karşısında diye tezvirat yapıyorlar cumhurbaşkanı çözümün karşısında mı yanında mı diye bakarsın?

Söz söylemek benim hakkım

- Çözüm süreci bir iki etnik unsurun değil tüm Tükiye'nin meselesidir kim yanımızda olursa onunla yürürüz iki yüzlüler ile asla yürümeyiz. Eğer itiraz ediyorsam bunu bugüne kadar yapılanları yakından bildiğim için yapıyor ve paralel yapılanmaya dikkat çeker yapıyorum. Eğer eleştiriyorsam bunu ülkem adına çözüm adına yapıyoruz. Biz dertliyiz dert adamı söyletir. Yol göstermeye çalışıyorz meselesi ikbal olanlar koltuk olanlar bizi anlayamadı anlayamaz. Şahsi meseleleri işin içine katmadan bu meseleyi hükümet ile çözeceğiz. Çözüm süreci benim sorumluluğumda başlamış ve gelişmiş bir süreç söz söylemek benim hakkım. Birileri çıkmış artık teksin diyor bunlar çok zavallı ben cumhurun başkanıyım. Büyüklerimizin çok güzel bir lafı var 'kendini bil, haddini bil, neslini bil' ama bunlarda hiçbiri yok.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber