Kuruyemiş cep yakıyor

Kuruyemişte geçtiğimiz yıl don etkisiyle üretim azalınca birçok üründe fiyatlar iki katına çıktı. Fındığın kilosu 55, Antep fıstığının 56 lirayı bulunca, tüketici yer fıstığı ve leblebiye yöneldi.

Haber Giriş : 25 Mart 2015 09:53, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00
Kuruyemiş cep yakıyor

Geçen yıl kuraklık ve don nedeniyle azalan üretim kuruyemişte fiyatları katladı. Başta fındık, kuru kayısı olmak üzere birçok üründe zamlar yüzde 100 geçti. Fındığın kilosu 55, Antep fıstığının 56, kuru kayısının kilosu 33 liraya kadar yükseldi. Kuru kayısıda zam yüzde 123, fındıkta yüzde 107, kuru incirde yüzde 73 oldu. Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin market fiyatları böyle ancak bu fiyatlar iller ve mağazalar bazında da artış gösterebiliyor.

Papağan Kuruyemiş Yönetim Kurulu Başkanı Kani Emekçi fiyat artışlarının temel sebebinin hammadde fiyatları olduğunu söylüyor.

Al Jazeera'

ye konuşan Emekçi başta kayısı, fındık ve antep fıstığında yeterince ürün yetişmediğini anlatıyor:

"Hammadde fiyatlarındaki artışın sebebi, geçen yılki ürünlerin rekolte düşüklüğü nedeniyle piyasada yeterince ürün bulunmaması. Hammaddeden kastımız, henüz fabrikaya gelmemiş ve işlenmemiş halde çiftçide, tedarikçide veya toptancıda bulunan kuruyemiş mahsulleridir. 2014'ün Mart ayında Türkiye çok ciddi bir don olayı yaşadı. Öncesindeki kış dönemi de oldukça kurak geçmişti. Yetişen ve piyasaya verilen ürün miktarı da azaldıkça fiyatlar yukarı yönlü artmaya başladı. Son bir yıl içinde kuruyemiş sektöründe hammadde fiyatları yüzde 20 ila yüzde 120 arasındaki oranlarda artış gösterdi. Antep fıstığı, fındık, kayısı, badem ceviz gibi ürünlerde bu yüksek artışı görebiliyoruz."

Ceviz, badem, kuru erik ithal, dolar etkiliyor

Emekçi, kuruyemiş firmaları olarak fiyat artışlarını tüketiciye yansıtmamaya çalıştıklarını söyledi. Emekçi, bazı ürünlerin ithal olması nedeniyle kurdaki artışın da fiyatları yükselttiğini belirtiyor:

"Yüksek hammadde fiyatları, son tüketiciye bu oranlarda yansımasa da ürünler yine de yüzde 50'ye varan, zaman zaman da aşan oranlarda artmış fiyatlarla markette, büfelerde, kuruyemişçilerde satılıyor. Kuruyemiş firmalarının hammadde fiyatlarında yaşanan yüksek artışları aynı oranda son tüketiciye yansıtması mümkün değil. Fiyatların artmasındaki bir başka önemli unsur da kurlardaki dalgalanma. Başta ceviz ve badem olmak üzere kuru erik, kaju gibi pek çok ürün yurt dışından ithal ediliyor. Yani dolarla satın alınıyor. Doğal olarak kurdaki yükselme, bu ürünlerin fiyatlarına da doğrudan etki ediyor."

Al Jazeera

'ye konuşan Tüm Kuruyemiş Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Muammer Çaputçu, ceviz ve bademde yaklaşık yüzde 30 ila yüzde 40 oranında fiyat artışı olduğunu söyledi. Cevizin kilosu pazar ve marketlerde kalitesine göre, 30-100 lira arasında değişiyor. Bademde ise kilo 40-90 lira arasında satılıyor.

"Tüketicinin tercihi değişti"

Peki ya tüketiciler yüksek fiyatlar karşısında tüketimi kıstı mı? Farklı ürünlere yönelim var mı?

Tüm Kuruyemiş Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Muammer Çaputçu,tüketicinin yerfıstığı, leblebi ve ayçiçeğine yöneldiğini vurguluyor:

"Bizim dernek olarak her sene başında bir önceki sene için yaptığımız bir iç pazar büyüklüğü tahmini çalışmamız var. Ocak 2015'te, 2014 yılı için yaptığımız çalışmaya göre, fındık, Antep fıstığı, kuru kayısı ve incir gibi fiyat artışlarının en yoğun hissedildiği ürünlerimizin tüketiminde düşüş görüldü ve toplam pazar büyüklüğümüz de geçmiş yıllardaki büyüme performansını maalesef yakalayamadı."

Papağan Kuruyemiş Yönetim Kurulu Başkanı Kani Emekçi de daha az gramajdaki mix ürünlerin tercih edildiğini söylüyor:

"Biz de firma olarak yükselen maliyetleri göğüslemek adına alternatif ürünlere yöneliyoruz. Yani bu ne demek? Örneğin yükselen fiyatlar karşısında daha uygun fiyatlı yer fıstığına yönelim oldu. Biz de alternatif olarak piyasaya kabuklu yer fıstığı sunduk. Kalite olarak aynı ancak kabuklu olması itibarıyla fiyatlandırma daha uygun. Bu ve buna benzer uygulamalarla tüketicinin, kendisi açısından daha uygun ulaşabileceği ürünlere yönelmesine destek veriyoruz. Tüm fiyat dalgalanmalarına karşın, bütün toplumun ortak olarak buluştuğu en uygun fiyatlı keyif ürünü yine kuruyemiş, özellikle de ay çekirdeği. Türk kuruyemiş tüketicisi, kuruyemişten vazgeçmiyor. Badem alamıyorsa yer fıstığını tercih ediyor, cevize yetmiyorsa ay çekirdeğini alıyor."

"Fiyatlar düşecek"

Kuruyemişte fiyat artışı sürecek mi? Papağan Kuruyemiş Yönetim Kurulu Başkanı Kani Emekçi, yazın yeni mahsullerin çıkmasıyla birlikte fiyatların düşmesini bekliyor:

"Ürün bollaşacaktır ve fiyatlar düşme eğilimine girecektir. Tabii Mart-Nisan dönemindeki hava durumu, tüm yılın rekoltesini etkileyecek nitelikte. Dolayısıyla bu dönemin, meteorolojik koşullar açısından normal geçmesini diliyoruz ve bütün mahsullerde bolluk olmasını temenni ediyoruz."

Tüm Kuruyemiş Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Muammer Çaputçu da iyimser bir tablo çiziyor:

"Önümüzdeki aylarda talihsiz doğa olayları ile karşılaşılmazsa fiyatların düşeceğini düşünüyoruz. Yeni sezon için rekolte tahminleri yapılmaya başlandı, örneğin geçtiğimiz hafta Fındık İhracatçıları Birliği ve Fiskobirlik tarafından yapılan açıklamalar geçtiğimiz sene en dramatik fiyat artışını gösteren fındıkta yeni sezonda iyimser bir üretim miktarı öngörüyor ve fiyatların daha makul seviyelere ineceği konusundaki beklentimizi de güçlendiriyor."

"Uzun vadeli plan yapılmalı"

Muammer Çaputçu Türkiye'nin olumsuz hava koşullarından ve kur dalgalanmasından etkilenmemesi için uzun vadeli düşünerek bir tarım politikası izlenmesi gerektiği görüşünde:

"2014 yılı için olumsuz doğa olaylarından kaynaklanan özel bir durum olduğu bir gerçek, ancak bizim daha önce çeşitli şekillerde dile getirdiğimiz bir hususu bu noktada vurgulamakta fayda görüyorum: Ülkemizde tarım-sanayi arasındaki ilişki çok güçlü bir şekilde kurulamıyor ve tarımsal üretim miktarı ve kalite açısından bizlerin taleplerini karşılamakta yetersiz kalıyor.Bizim önerimiz tarımsal üretimin izlemesinin doğru bir şekilde yapılması, risklerin tespit edilip proaktif çözümler üretilmesi ve tabii ki daha geniş bir perspektiften ve uzun vadeli düşünerek planlı tarıma geçilmesi."

Melis Kobal / Al Jazeera

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber