Eker hakkındaki gensoru önergeleri gündeme alınmadı

CHP'li Günaydın: "13 yıl boyunca tarım ve gıdaya toplam 139 milyar dolar (350 milyar lira) para ödenmiştir. Konya kadar olan Hollanda ise 103 milyar avro ihracat, 66 milyar avro ise ithalat yapıyor"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 25 Mart 2015 18:57, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58
Eker hakkındaki gensoru önergeleri gündeme alınmadı

CHP Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın, "13 yıl boyunca tarım ve gıdaya toplam 139 milyar dolar (350 milyar lira) para ödenmiştir. Konya kadar olan Hollanda ise 103 milyar avro ihracat, 66 milyar avro ise ithalat yapıyor" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, HDP'nin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker hakkında verdiği gensoru önergesi üzerinde konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, son 10 yılda tarım alanlarının azaldığını, tarım üretiminde gerileme olduğunu iddia etti.

Yanlış hayvancılık politikası sonucu hayvan sayısının 5 milyon gerilediğini, hayvan ithalatına başlandığını savunan Aydoğan, 2000 yılında 7.8 milyon kişi tarımdan geçimini sağlarken şimdi bu sayının 6.1 milyona düştüğünü öne sürdü.

MHP Grubu adına konuşan Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz, çiftçilerin yanlış politikalar sonucu, 12 yılın sonunda erzak yardımı alacak hale geldiğini ileri sürdü.

"Cumhurbaşkanı her ağzını açtığında olan çiftçiye oluyor, her konuştuğunda ithalata dayalı tarımın girdi maliyeti artıyor" diyen Durmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan, Başbakan iken verdiği, "çiftçinin mazotunu yarı yarıya indirme" sözünü yerine getirmesini istedi.

Durmaz, çiftçinin enflasyon karşısında ezdirildiğini, ürün fiyatlarının enflasyonun gerisinde kaldığını iddia ederek, sadece buğday üreticisinin zararının 16 milyar lira, toplamda ise çiftçinin uğradığı zararın 60 milyar lira olduğunu savundu. Durmaz, Türkiye'nin 16 yıl aradan sonra canlı hayvan ve et ithal ettiğini, sorunlara yerinde ve kalıcı çözüm üretilmediği için etin ucuzlamadığını, bunun sonucunda da hem üreticinin hem tüketicinin zarar gördüğünü söyledi.

Et ithalatı nedeniyle 3 milyar doların yabancı ülkelere aktarıldığını iddia eden Durmaz, "Yani yabancı ülkenin çiftçisi desteklenmiştir. Yılın 12 ayı çiftçi için kara kışa dönüşmüştür, köylerde hüzün vardır, geçim derdi vardır, borç yükü her köylüye sinmiş ve sirayet etmiştir. Traktörler boşa çalışmaktadır. Biçerdöverlerle biçilen ürünün parası bankalara ve tefeciye gidecektir" dedi.

MHP'li Durmaz, AK Parti'nin çiftçiyi yüz üstü bıraktığını ileri sürerek, "Kaçak ve karanlık saraya sıra gelince trilyonları cebe koyan şebeke, konu çiftçi olunca, 'gözünü toprak doyursun' ve 'al ananı da git' diyebilmektedir" diye konuştu.

İki milyon insanın çiftçiliği bıraktığını, arazisini terkettiğini iddia eden Durmaz, "Saraydaki Recep değil, tarladaki Recep mağdurdur, kaçakçı Rıza değil Yozgat'lı Rıza mağdurdur. Bu iktidarın yatacak ve kaçacak yeri yoktur. Köylere kabus çökmüş, senetler ve icralar kuyruğa girmiştir" dedi.

HDP Grubu adına söz alan Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, tarım kooperatiflerinin işlevsiz hale getirilerek, tarım sektörünün piyasaya teslim edildiğini iddia etti.

Küçük üreticilerin büyük şirketlerin arasında yok olduğunu, şirket tarımının teşvik edildiğini ifade eden Aksoy, belde ve köylerde yaşayan, tarımla uğraşan insan sayısının yıllar boyunca azaldığını söyledi.

Aksoy, mevsimlik işçilerin sorunlarının devam ettiğini ve bu sorunlarına çözüm beklediğini belirterek, "Çiftçinin ürettiği ürün bir kaç elden geçtikten sonra üreticiye ulaşmaktadır ve bu da ürünün fiyatının yükselmesine neden olmaktadır. Bu durumda da üretici ve tüketici zarar etmekte, aradaki komisyoncular kazanmaktadır" dedi.

"Bakan rakamları çarpıtmakta ustalaştı"

CHP Grubu adına konuşan Günaydın, Anadolu topraklarının tarım açısından dünyanın en önemli toprakları olduğunu ifade ederek, "Avcılık ve toplayıcılıkla geçimini sağlayan insanoğlu 10 bin yıl önce, bu topraklarda tarım ve hayvancılığa başlamıştır. Bu topraklar dünyada bulunmayan olanaklara sahiptir. Bir çok ülkenin olduğu Avrupa'da 12 bin bitki çeşidi varken, sadece Anadolu'da 13 bin bitki çeşidi vardır. Biz gen bankası üzerinde yaşıyoruz" diye konuştu.

Mısır, ayçiçeği ve çeltik dışındaki bütün ürünlerin ya azaldığını da üretimin sabit kaldığını iddia eden Günaydın, Türkiye'nin buğday, arpa, soya, ayçiçeği, mısır, çeltik, bakla, mercimek, fasulye, nohut ve hayvansal ürünlerin tamamında net ithalatçı konumunda olduğunu savundu.

Günaydın, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in bakanlık yaptığı 11 yılda rakamları çarpıtmakta ustalaştığını iddia ederek, şöyle konuştu:

"Bakanlığın resmi rakamlarına göre, Türkiye tarım ve gıda ithalatı açısından 2014'de 6 milyar dolarlık tarım ürünü ithal etmiştir, ihracat ise bir milyar dolardır. Yani 5 milyar dolar dışarıya para gitmiş. 13 yıl boyunca tarım ve gıdaya toplam 139 milyar dolar (350 milyar lira) para ödenmiştir. Bunun üzerine daha ne söyleyeceğiz? Konya kadar olan Hollanda ise 103 milyar avro ihracat yapıyor, 66 milyar avro ise ithalat yapıyor. Küçücük Hollanda'nın 35 milyar avro para kazandığı bir dünyada, siz diğer ülkelerle tarım ve gıdada başa baş değilsiniz. Fransa 60 milyar avro ihracat, 48 milyar ithalat yapıyor, yani 12 milyar avro para kazanıyor. İspanya 13 milyar avro tarımdan para kazanıyor. Bu tablo karşısında, bu konu siyasi çekişmelerin dışına çıkartılmalı ve ona göre davranılmalı. Sizin 3 yıl boyunca tarıma verdiğiniz destek 70 milyar lira iken, ithalatınız 350 milyar liradır. Yani verdiğiniz desteğin 5 katını dışarıya vermişsiniz."

Bakan Eker'in Diyarbakır'lı olduğunu anımsatan Günaydın, bakanlık üst düzey yöneticilerinin de Diyarbakır'lı ve tarım sektörü dışından olmasını eleştirdi. Günaydın, "Diyarbakır kadim bir memlekettir ama bir bakan yöneticilerinin tamamını Diyarbakır'dan seçmişse, bunların tamamı da AKP'den milletvekili adayı olmak için istifa etmişse, burada siyasallaşma var demektir. İş de gıda ve tarımdaki başarısızlığın sebebi de budur" diye konuştu.

CHP'li Günaydın'ın konuşmasında kendisine "cahil" dediğini belirten AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak, sataşma gerekçesiyle geldiği kürsüde, "Bir milletvekilinin başka bir milletvekiline karşı böyle bir cümle kullanması yanlış. Ben size katkı yapmaya çalıştım. Hollanda örneğini verirken, Rotterdam Limanı'nı düşünmeniz lazım, orası lojistik üssüdür, tahıllar oraya gelir ve oradan dağıtılır. Orada o rakamla yapılan ihracat, bununla ilgili. İnsanlara 'cahil, bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam' demeyin" dedi.

HDP'nin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker hakkındaki Gensoru Önergesinin gündeme alınması kabul edilmedi.

TBMM Genel Kurulu'nda Bakan Eker hakkındaki gensorunun gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmeler tamamlandı.

Gensorunun gündeme alınması reddedildi.

Ardından, CHP'nin yine Eker hakkında verdiği Gensoru Önergesi'nin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmelere başlandı.

Gensoru hakkında ilk sözü önerge sahipleri adına CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar aldı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "Bizim kırsal kalkınma dahil olmak üzere başlattığımız gerek makine, ekipman destekleri, gerek ekonomik yatırım destekleri, gerekse diğer mekanizasyon ile ilgili aldığımız tedbirler Türkiye'de tarımsal üretimde verimliliği artırdı. Türkiye'nin alanı artmadı ama üretimi, verimliliği arttı" dedi.

Bakan Eker, TBMM Genel Kurulu'nda HDP'nin kendisi hakkında verdiği gensorunun gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmelerde hükümet adına söz aldı.

Eker, tarımı önemli ve stratejik bir alan olarak gördüğünü, buna uygun düzenlemeler yaptığını, tarım sektörünün Türkiye'nin geleceğine ve kalkınmasına daha fazla katkı getirecek düzeye ulaştırmaya çalıştığını söyledi.

Eker, "1991-2002 arasındaki 12 yılda tarımsal ihracatımız kümülatif olarak 49.3 milyar dolar olmuş. Biz 2002'de tarımsal ihracatı 3.8 milyar dolardan aldık. 12 yıl içinde, 2014'de 18 milyar dolara çıkardık. Bizim dönemimizdeki artış yüzde 374. Kümülatife bakın; 12 yılda tarımsal ihracatımız 134.1 milyar dolar olmuş" diye konuştu.

Türkiye'nin 2002 yılında 161 ülkeye bin 480 çeşit tarım ve gıda ürünü ihraç ettiğini, AK Parti iktidarının ise buna 29 ülke daha ilave ettiğini ve çeşit sayısına da 227 çeşit daha artırdığını anlatan Eker, muhalefet partilerinin Türkiye ile kıyasladıkları Avrupa ülkelerine ilişkin de rakamlar verdi.

Muhalefetin tarım sektörünün küçüldüğü iddiasında bulunduğunu hatırlatan Eker, "1992-2002 arasında Türkiye'nin ortalama tarımsal büyümesi yılda yüzde 1.4, bizden önceki 12 yıl. Bizim dönemimizde 2003-2013 arasında bu oran yüzde 2.3 ortalama, her yıllık büyüme. Türkiye 2003-2013 döneminde, AB, 28 ülkenin üyesi olduğu bir topluluğun 10 katı daha fazla tarımda büyüme sağladı" diye konuştu.

Eker, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bizim kırsal kalkınma dahil olmak üzere başlattığımız gerek makine, ekipman destekleri, gerek ekonomik yatırım destekleri, gerekse diğer mekanizasyon ile ilgili aldığımız tedbirler Türkiye'de tarımsal üretimde verimliliği artırdı. Türkiye'nin alanı artmadı ama üretimi, verimliliği arttı. Biz Cumhuriyet tarihinde ilk defa temel alt yapıyla ilgili 4.5 milyar hektar alanda toplulaştırmayı gerçekleştirdik. Bizden önceki 41 yılın toplamının 10 katından daha fazla."

Bakanlığın faaliyetleri hakkında da bilgi veren Eker, özellikle tarım sektöründe teknolojinin kullanımına ve teknolojinin katkısıyla üretim ve verimliliğin artırılmasına yönelik projeler geliştirdiklerini aktardı.

-"İnsanları doğum yerleriyle zan altında bırakmak çok yanlıştır, ayıptır"

Muhalefet partisi sözcülerinin konuşmalarında, şu anda görevde olmayan Bakanlık Genel Müdürlerinden Nizamettin Ekinci'nin çok sayıda yönetim kurulu üyeliği olduğu ve aylık 20 bin lira maaşı aldığına ilişkin iddialarda bulunduklarını hatırlatan Eker, şöyle devam etti:

"Benim Genel Müdürüm Nizamettin Ekinci Devlet Personel Uzmanı ve Personel Genel Müdürü. Devlette 20 yıldan fazla emeği olan bir arkadaşım. Bu arkadaşımızın aldığı toplam 9 bin 700 lira. Bu arkadaşım 7 bin 300 lira genel müdür maaşı var, 2 bin 400 lira yönetim kurulu üyeliğinden ücreti var. Bir tane üyelikten maaş alınır. TMO yönetim kurulundan. Hesap açık ortada."

Muhalefetin, bakanlık kadrolarında çoğunlukla kendisi gibi Diyarbakırlılara yer verdiğine ilişkin eleştirilerine de yanıt veren Eker, "İnsanları doğum yerleriyle, doğdukları şehirlerle kalkıp bu şekilde zan altında bırakmak çok yanlıştır, ayıptır. İleri bir safhada bu nefret suçuna girer. Böyle bir şey yok" ifadesini kullandı.

İktidarları döneminde bakanlığa alınan mühendis ve veteriner hekim sayısının da cumhuriyet döneminde rastlanmadık şekilde yüksek olduğunu kaydeden Eker, "Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde Tarım Bakanlığı'na 81 tane sosyolog da alınmamıştır. Onu da biz aldık. Niye? Kırsal alan sosyolojisini bilsin, insanın olduğu yerde toplumda bu kardeşlerimizin de bu disiplinin de katkısı, emeği olsun" dedi.

Eker, sözlerini, "Daha bizim önümüzde yapacak işimiz var. Ben muhalefetin bütün bunlar yerine gerçekten daha güzel projelerle bizi tenkit etmesini beklerdim. Benim genel müdürümün doğum yerinin neresi olduğunu değil, tarım bakanlığına hangi yeni projeler lazım onu söyleseydi çok daha mutlu olurdum" diyerek tamamladı.

CHP Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın, sataşma nedeniyle söz alarak Bakan Eker'in bakanlığın bütün önemli kadrolarına kendisi gibi Diyarbakırlıları atadığını belirterek, "78 milyon insanın tamamını ayırmadan başımızın üzerinde taşırız. Ama siz kendi dar bölgecilik anlayışınız çerçevesinde koskoca bakanlığı bir ile hapsedersiniz birisi de çıkar size 'ayıp oluyor' der" değerlendirmesinde bulundu.

-"Tarım ürünlerimiz artık dünya pazarlarında"

AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Erdoğan da grubu adına yaptığı konuşmada, geçmişte tarımda reform adı altında çiftçilere zehir içirildiğini, tarımın yanlış politikalarla ekonominin kara deliği haline getirildiğini söyledi.

AK Parti iktidarının ise stratejik öneme sahip tarım sektörünü geliştirdiğini, çiftçileri borç sarmalından kurtardığını belirten Erdoğan, tarım politikalarını popülist bir anlayışla değil, ülkenin ve vatandaşın çıkarlarını gözeterek düzenlediğini kaydetti.

Erdoğan, "Tarıma cumhuriyet döneminde hiç olmadığı kadar destek, bu dönemde AK Parti ile ulaştı. Tarımın milli gelire katkısı her yıl artıyor. Tarım ürünlerimiz artık dünya pazarlarında" dedi.

AK Parti Kars Milletvekili Yunus Kılıç, "Çiftçiye 2002'de verilen destek 560 milyon lira idi, şimdi ise destek 22.5 milyar lira. 2002'de kredilerin geri dönme oranı yüzde 39-51 arasında iken, şimdi yüzde 98-99 oranlarında" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'nin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker hakkında verdiği gensoru önergesi üzerinde konuşan CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye'de arttığını iddia etti.

Türkiye'nin tarımda Cumhuriyet tarihinin en kötü performansını yaşadığını iddia eden Akar, "Bakanın sadece soyadı eker, başka bir şeyi yok" dedi.

Akar, tarım alanlarının giderek daraldığını savunarak, "1980'de 16 milyon sığır vardı, şimdi 2 milyon düştü; bir milyon manda vardı, 128 bine düştü. Koyun, 49 milyondan 29 milyona düştü. Keçi, 19 milyondan 9 milyona düştü. Ne oldu bu keçi, manda, koyun?" diye sordu.

Hükümetin çiftçiye 48 milyar lira borcu olduğunu iddia eden Akar, "Çünkü, onlara ödemeniz gereken desteklemeleri vermediniz" dedi.

HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, ülkede 6 milyon insanın sosyal yardımlarla, 13 milyon insanın asgari ücretle geçimini sağladığını, 30 milyon insanın da yoksulluk sınırının altında gelirle yaşamını sürdürdüğünü söyledi.

60 milyon olan küçükbaş hayvan sayısının 30 milyona düştüğünü, 20 milyon olan sığır sayısının bir milyona gerilediğini iddia eden Çelik, "Manda ise yoklarla karşı karşıya. Hayvan sayısı bu durumda iken, siz, bir başarı öyküsünden bahsediyorsanız bizim aklımızla dalga geçiyorsunuz demektir" dedi.

Demir Çelik, toprak alanı olarak Türkiye'nin 40'ta biri olan İsrail ile 20'de biri olan Hollanda'nın sebze ve tarım üretiminde dünyanın en önemli markaları haline gelirken, Türkiye'nin tarım sektöründeki ihracatının bu iki ülkenin çok gerisinde kaldığını söyledi.

"İnsanlar tarlasını ekmekten vazgeçti, şehirlere göç etti" diyen Çelik, çiftçiye destek yapıldığını ancak bu desteklerin, geniş toprak arazilerinin sahibi feodal beylerine hizmet olarak geri döndüğünü kaydetti. Çelik, "Yoksul, muhtaç ve arazisi olmayan kişilere desteği yapmamız, onları üretime teşvik etmemiz lazım" dedi.

MHP Adana Milletvekili Muharrem Varlı, gübre fiyatlarının 2002'ye göre 8 kat arttığını ifade ederek, gübredeki yüzde 18 KDV'nin kaldırılması için teklif verdiğini ancak ele alınmadığını söyledi.

ABD, Avrupa menşeli üreticilerin ülkeye gelip tohum ürettiğini ve Türk çiftçisine sattığını savunan Varlı, "Çiftçiler çok zor durumda, üzerindeki elbisesi bile bankalara ipotekli" dedi.

"(Et üretimi arttı) diyorsunuz. Peki arttıysa hayvan sayısı niye azaldı?" diye soran Varlı, "Bu ülkenin üreten insanlarına sahip çıkın. Bizim meyve sebze satmamız gerekirken, bunları satın alıyoruz. En çok pamuk üreten ülke iken, şimdi pamuk ithal eder hale geldik. Benim üreticim en güzel pamuğu eker ama siz destek vermiyorsunuz ki üretici eksin" diye konuştu.

Varlı, devletin prim desteğini açıklamadığını belirterek, "Niye açıklamıyorsunuz? Açıklayın ki çiftçi ne ekeceğini bilsin" dedi. Türkiye'nin 10 milyon ton mısır ürettiğini ifade ederek, "Ama bizim talebimiz 7-8 milyon ton, üstüne bir de dışarıdan 1-2 milyon ton mısır alıyoruz. Peki bizim üretici mısırı ne yapacak? (Bizi hep eleştiriyorsunuz, çözüm sunmuyorsunuz) diyorsunuz. Biz çözüm de sunuyoruz ama siz dinlemiyorsunuz; siz, çiftçinin bakanı değilsiniz" dedi.

- "ABD'de 125 kilo, Almanya'da 82 kilo, Türkiye'de 12 kilo et yeniliyor"

CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, devletin et ithal ettiğini ve ülke hayvancılığını bitirdiğini iddia ederek, "Gözünüz aydın, köylerde insan kalmadı, insanlar göç etti. Köylerde gençler o kadar zor durumdaki evlenemiyorlar, evlerde oturuyorlar" şeklinde konuştu.

Bakanlığın izlediği yanlış politikalar yüzünden köylünün evine icra geldiğini ve köylünün hayvanının icrayla satıldığını ileri süren Öğüt, "Kırmızı et, protein ve beynin gelişimi açısından çok önemlidir. TÜİK'e göre, Avustralya'da bir kişi bir yılda 142 kilo et yiyor, ABD'de 125 kilo, Almanya'da 82 kilo, İngiltere'de 80 kilo et yiyor. Türkiye'de ise yılda 12 kilo et yeniliyor" diye konuştu.

Öğüt, Et ve Süt Kurumu'nda büyük yolsuzluk olduğunu iddia etti. Kurumda ölü, veremli, şaplı hayvanların etlerinin satıldığını ve buna ilişkin ihbar yapıldığını kaydeden Öğüt, "Savcılığa göre, etler imha edilmiş gibi gösteriliyor ve satılıyor. Bize hastalıklı, veremli, şaplı etler yedirdiler. Kendi ürettiğimiz ette hastalık yok ama ithal hayvanlarda hastalık var" dedi.

Bakan Eker'in, il müdürlüklerine yazı yazarak, "yurtdışından gelen hayvanların sakatatlarının imha edilmesini ve gömülmesini istediğini" ileri süren Öğüt, "Bunlar hangi illerde, nereye gömüldü? Bunu açıklayın. Ben bunu size daha önce sormuştum ama söylememiştiniz. Bu yazıyı 3 yıl sonra kendim buldum" sözlerini sarfetti.

Gülfem İbiş adlı bir kadının, Et ve Süt Kurumu satış mağazasından aldığı kıymayı ve fişini gösteren Ensar Öğüt, "Kadın bana, 'kıymayı aldım evde pişirdim, kıyma koktu, bunun üzerine mağazaya götürdüm. Bana, (doğru ama ne yapalım, ithal ette koku var) dediler' dedi. Kokmuş eti millete yediriyorsunuz" dedi.

Daha sonra yanında getirdiği "koyun kellesini" gösteren Öğüt, "Bakan yazı yazıyor, 'ithal sakatatları yemeyin, gömün, yakın' diyor. Peki bu kelleleri yiyenler zehirlendi mi zehirlenmedi mi? Zehirlendiyse nerede zehirlendi ya da hangi illerde, nerede gömüldü bu hayvanlar?" diye sordu.

CHP'li Öğüt, et ve hayvan ithalatının yasaklanmasını isteyerek, "Çünkü dışarıdan gelen hayvanların çoğu, domuzların sakatatı ile yapılan yemlerden besleniyor. Onu yediği için bize domuz eti yediriyorsunuz, hakkımı helal etmiyorum size" dedi.

Öğüt, kürsüden ayrılmadan önce, "kelleden" kopardığı bir parçayı yedi.

- "Tarımsal destek yüzde 2'nin üzerinde"

AK Parti Kars Milletvekili Yunus Kılıç, ülkedeki hayvan sayısının düştüğünü söyledi.

2002'den itibaren vatandaşların refahının artmaya başladığını, 30 milyon turist geldiğini, köylünün bin dolar olan milli gelirinin bin 500 dolara, genelde de 10 bin dolara çıktığını kaydeden Kılıç, "Ülkelerin refah düzeyi arttıkça kırmızı ete olan talep de artar, Türkiye'de de benzer durum oldu. Bu nedenle belli dönemlerde et ürünleri yetişmedi" dedi.

Et fiyatlarının yükselmesiyle ithalatın başladığını, bakanlığın da ette gümrük vergilerini belli oranlarda tutarak üreticiyi koruduğunu belirten Kılıç, bakanlığın hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruması gerektiğini vurguladı.

Yunus Kılıç, hayvancılığın merkezi doğu ve güneydoğuda terör belasının çıkması üzerine, bölgedeki 9 milyon küçükbaş hayvan sayısının azaldığını, bunun üzerine köylünün büyükşehirlere göç ettiğini, yüzde 40 olan köylü nüfus oranının yüzde 25'lere kadar düştüğünü ifade ederek, "Bu nedenle tarım ve hayvancılıkta ciddi sıkıntılar oldu ama bunun kümülatif sonuçlarına bakmak lazım" diye konuştu.

Türkiye'de hiçbir zaman yüzde birin altında tarımsal destek verilmediğini, tarımsal desteğin yüzde 2'nin üzerinde olduğuna işaret eden Kılıç, "Tarımsal destekte AB ortalaması yüzde 0.75, OECD ortalaması ise yüzde 0.76'dır. Bu destek, sadece hesaba yatan para değildir, sulama yatırımları, tarımsal ürün destekleri gibi destekler de vardır" dedi.

AK Parti'li Kılıç, AK Parti'nin çiftçiye yeterince destek vermediği konusunda eleştirildiğini belirterek, "Çiftçiye 2002'de verilen destek 560 milyon lira idi. Şimdi ise destek 22.5 milyar lira, yani 45 kat artmış. Kredilerin geriye dönüş oranında da artma var. 2002'de kredilerin geri dönme oranı yüzde 39-51 arasında iken, şimdi yüzde 98-99 oranlarında" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber