Savcılık devletin zirvesinin dinlendiği kayıt arşivinin peşinde

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde çalışma ofisine böcek yerleştiren polisler, "Devletin gizli bilgilerini" içeren 4 yıllık yasa dışı dinleme arşivi kapsamında sorgulandı. Arşivin, böcek sanıklarının kaçış bölgesinde olduğu tespit edildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlık yaptığı dönemde çalışma ofisine "böcek" yerleştiren eski emniyet Müdürü Sedat Zavar ve polis memuru İlker Usta, önceki gün özel bir ekip tarafından İstanbul'a getirildi. İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne sevk edilen sanıklar burada, paralel yapının 17 Aralık'tan hemen sonra yurtdışına kaçırdığı arşivle ilgili özel olarak sorgulandılar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da aralarında yer aldığı siyaset, iş, medya ve sanat dünyasından yüzlerce kişiye ait 4 yıllık dinleme kayıtları kaçırılan bu arşivde mevcut.

7 Haziran öncesi şantaj

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen paralel yapı soruşturması kapsamında 18 Aralık 2013 günü yurtdışına kaçırılan "Devletin gizli bilgilerini" içeren ve ayrıca birçok kişinin özel hayatının fişlendiği "Şantaj" amaçlı arşivin izi sürülüyor. Özel bir ekip tarafından izi sürülen arşivin Sırbistan'da olduğu tespit edilmişti. STAR, 17 Eylül 2014'te arşivin Sırbistan'a kaçırıldığını manşete taşımıştı. İstihbarat birimleri ve savcılığın kurduğu özel bir ekip tarafında izi sürülen arşivin bir dönem Makedonya'ya, daha sonra ise başka bir ülkeye kaçırıldığı tespit edilmişti. Başbakanlık ofisine böcek koyan ekipten olan iki polis, arşivin kendi kaçtıkları bölgede olduğunun tespit edilmesi nedeniyle özel olarak sorgulandılar. Hatırlanacağı üzere böcekçi sanıklar Sedat Zavar ve İlker Usta, önce Sırbistan, sonra Hırvatistan ile Macaristan ve en son Romanya'ya kaçmışlardı. Paralel yapının arşivdeki şantaj amaçlı kayıtları 7 Haziran genel seçimleri öncesi kullanacağı belirtiliyor. Devletin kılcal damarlarına sızan yapının ülke ülke kaçırdığı arşivi "Darbe teşebbüsü", "Siyasi casusluk" ve "Şantaj" amacıyla kullandığı mahkeme kararlarıyla da resmiyet kazandı.

Yangın merdiveninden...

Savcılık soruşturması kapsamında ifade veren İstanbul Emniyeti TEM Şube polislerinden Metin Sayılgan, yasadışı dinleme arşivinin nasıl kaçırdığına dair önemli bilgiler verdi. Sayılgan'ın ifadesine STAR ulaştı. "Amirimiz emir verdi, emniyetin yangın merdiveninden dosyaları kaçırdık. Bilgisayarlarda da geri döndürülemez şekilde silme işlemi yapıldı" diyen Sayılgan, şunları söyledi: "Başkomiser Mehmet Işık 18 Aralık 2013'te dinlemelerin tamamının ivedilikle imha edilmesi talimatı verdi. Büroda yazıcı olarak görev yapan polis memuru Halil Akdeniz, Beyzade Ünver, Kılıç Arslan ve İsmail Acer'i soruşturmayla ilgili tüm evrakların boş bir klasöre toplanması işiyle görevlendirdi. Dinleme, HTS vb. her türlü evrakın toplanmasını istedi. Daha sonra toplanan bu klasörlerin gizli bir şekilde emniyetin yangın merdiveninden savcılığa diye şubeden çıkarıldı. Ancak İstanbul Adliyesi'nde yapılan Başsavcı değişikliğinden sonra giden bu evraklar tekrar otopark girişinden geri getirildi."

Defalarca silme işlemi

Metin Sayılgan ifadesinin devamında, emniyette yaşanan temizlik operayonuna dair de şu çarpıcı beyanlarda bulundu: "Hatta büro amir yardımcısı başkomiser Mehmet Işık'ın talimatıyla teknik büroda bulunan bilgisayarlardan 2011/762 sayılı soruşturma dosyasının numarası arattırıldı. Çıkan tüm belgeler silindi. Bu işlem bittikten sonra emin silmelerin gerçekleşip gerçekleşmediğinden tam emin olamadılar. Bunun üzerine bilgi işlemci personeller getirtilerek bilgisayarlara format attırıldı."

BÖCEKLER PRİZDEN ÇIKMIŞTI

Başbakanlık çalışma ofisine dinlemek için yerleştirilen bocekler çoklu priz içerisinde bulunmuştu.

METRİS CEZAEVİ'NDELER

Önceki gün özel bir ekip tarafından İstanbul'a getirilen eski emniyet Müdürü Sedat Zavar ve polis memuru İlker Usta, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın SEGBİS aracılığıyla okunmasından sonra tutuklanarak Metris Cezaevi'ne götürüldü.

GEZİ VE SIRBİSTAN MERKEZLİ OTPOR BAĞLANTISI

Sırbistan'da Slobodan Miloseviç rejimi döneminde bir grup gencin kurduğu Otpor adlı yapılanmanın, Türkiye'deki Gezi olaylarının arkasında olduğu gündeme gelmişti. Paralel Devlet Yapılanmasının güçlü bir örgütlenme içinde olduğu Sırbistan'da oluşan Otpor örgütünün amblemi Gezi olaylarında kullanılan amblemle hemen hemen aynıydı. Gezi olaylarının yaşandığı dönem Twitter üzerinde "#occupyturkey" etiketi ile yaşanan olaylar paylaşılarak birçok gencin sokağa dökülmesine neden olundu. Bu nedenle gösterilerin perde arkasında CIA destekli Sırbistan merkezli Otpor'un olduğu konuşuluyordu. Gezi Parkı eylemlerinde kullanılan görsele bakıldığında aynı işaretin Otpor tarafından çeşitli olaylarda kullanılmış sembollere fazlasıyla benzediği dikkatlerden kaçmıyor.

"İşgal etmek" anlamına gelen "Occupy"sloganı, ilk kez 2011 yılında Wall Street'teki eylemlerde kullanıldı. Bu eylemlerin arkasında da yine Otpor olduğu belirtiliyordu.

İşgal ve Direniş demek

Otpor, aynı zamanda Gürcistan ve Ukrayna'da Kmara ve Pora olarak bilinen Amerikan destekli karşı devrimci gençlik birimlerinin Mısır'da da 6 Nisan Gençlik Hareketine de destek verdi. Örgütlemnme alanı sosyal medya olan örgüt, internet üzerinden insanları örgütleyip sokağa döktü. Otpor'un bu şekilde Gezi eylemlerinin arka planında yer alarak Türkiye'deki iktidarın devrilmesi için çalıştığı belirtiliyor. Otpor, Sırpça'da "Direniş" anlamına geliyor.