Boşanma'da aşırı kıskanç kadın da kusurlu

Fevzi ÇAKIR

YARGITAY, aşırı kıskanç davranan kadının, dayakçı ve aldatan koca kadar kusurlu olduğuna karar verdi. Yüksek Mahkeme bu gerekçe ile davacı kadın lehine sonuçlanan boşanma davasını bozdu. Yargıtay'ın kararma konu olan olay 2010'da Ankara'da yaşandı. 2003'te evlenen Ş.B. ve F.B. çiftinin evlilikleri giderek bozulmaya başladı. Dozu giderek artan tartışmalar sırasında F.B. eşine şiddet de uyguladı. F.B., bir süre sonra iş toplantıları olduğunu söyleyerek evine gelmemeye başladı. Ş.B. kocası F.B.'nin iş toplantısı bahanesiyle eve gelmediğini ve kendisini aldattığını belirterek boşanma davası açtı.

'ALDATTIĞINI İTİRAF ETTİ'

Ş.B. kocasından, çocuğu için 1000 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kendisi için 2 bin TL tedbir ve yoksulluk nafakası ve 200 bin TL maddi ve manevi tazminat talep etti. Ankara 6. Aile Mahkemesi'nde görülen davada, Ş.B. kocası F.B.'nin kendisini defalarca aldattığını savunarak, "Eve gelmiyordu. Bir şey sorduğumda bana şiddet uyguluyordu. Üstelik beni aldattığını da itiraf etti.

Kredi kartı ekstreleri üzerinde oynayarak, harcama yaptığı ve benim görmemi istemediği kısımları çıkarıyordu ve beni kandırıyordu. Ekstrede benim doğum yaptığım gece sinemaya iki kişilik bilet aldığını gördüm" iddiasını dile getirdi.
Karşı dava açan koca F.B. de karısından boşanmak istediğini belirterek, eşinin talep ettiği tazminatın reddine karar veril-mesini istedi. Yerel mahkeme, davacı eş Ş.B.'nin davasmı kabul ederek, tarafların boşanmalarına karar verdi. Mahkeme, koca F.B.'nin çocuk için 1000 TL tedbir ve iştirak, Ş.B. için 2 bin TL yoksulluk nafakası ile 100 bin TL maddi ve manevi tazminat ödemesini kararlaştırdı. Bu kararı koca F.B. temyiz etti. Temyiz iste-mini görüşen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin kararını bozdu. Kararda, "Delillerden, eşine birden fazla kez şiddet uygulayıp hakaret eden davalı kocanın yanında, aşırı kıskanç davranan ve birlik görevlerini yerine getirmeyen kadının da kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda boşanma davası açma hakkı bulunan davalı kocanın davasının da kabul edilmesi gerekirdi" denildi.