Anzak askerinin gözünden Gelibolu

Gelibolu'da da savaşan Anzak Onbaşı Drayton'ın ölümünden 30 yıl sonra ortaya çıkan günlüğündeki notlar, savaşın zor koşullarını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Nisan 2015 15:44, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Anzak askerinin gözünden Gelibolu

Avustralya'nın Geelong kentinden Birinci Dünya Savaşı'na onbaşı olarak katılan William Robert Drayton, 1970 yılında hayata veda edene kadar savaşla ilgili hiçbir şey anlatmadı. Drayton'ın cephede neler yaşadığı, ölümünden 30 yıl sonra özel eşyalarının arasında bulunan günlükle ortaya çıktı.

Anzak gazisi Drayton'ın yeğenlerinden Ian Keeble, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dayısının savaş hakkında hiç konuşmadığını belirterek "Anılarını yazdığı günlüğü 30 yıl sonra bulduk. Birinci Dünya Savaşı'nda yaşadıklarını okumak çok ilginç bir deneyim oldu" dedi.

Gecenin sessizliğini bozan makineli tüfek sesi

Drayton'ın, Gelibolu'ya gelişine ilişkin notları şöyle:

"Demir tekneler üzerinde adım atarken, sessizce ama hızlıca sahile veya daha doğrusu iskeleye yöneltildik. Gecenin sessizliğini ara ara duyulan makineli tüfeklerin sesi bozuyordu. Vurulan bir asker dışında güvenli indik. Sahilde biraz oturup tecrübeli askerlerle konuştuktan sonra tabur karargahına harekete hazırlık için sıraya girme emir geldi."

Sinekler ve bitler

Drayton, Gelibolu'daki anılarını anlattığı bir başka bölümde ise cephedeki şartların ne kadar zor olduğunu şöyle kağıda döktü:

"Burada en büyük sıkıntı bizim için sinek ve bitler. Sinekler gerçekten büyük sorun. Gözlerinde, kulaklarında, burnunda, ağzındalar ve yaptığın ve yemeye çalıştığın her türlü yiyecekteler. Bu da kışa doğru! Yaz aylarında nasıl olduğunu sadece Tanrı bilir."

Kar yağınca yıkanan çamaşırlar

Onbaşı Drayton, günlüğünde Gelibolu'daki su sıkıntısından da bahsetti. 28 Kasım'da kar yağmaya başladığını anlatan Drayton, şunları kaydetti:

"Karın oluşturduğu manzara güzeldi. Hem avantajı hem dezavantajı vardı. Kardan önce suyumuz çok azdı, şimdi ise bolca var. Karı eriterek çok basit bir şekilde elde ettiğimiz suyla önceleri lüks ve ulaşılmaz olan banyo yapma olanağına kavuştuk. Başını çevirdiğin her yerde yıkanmış gömlekler, çoraplar, iç çamaşırları vardı. Bunlar bir yıldır ilk kez yıkandı."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber